Karar gazetesi yazarlarından Ahmet Taşgetiren, düne kadar aynı mevzide buluştuğu havuz medyası her gün onlarca kişiye itibar suikastinde bulunurken değil, kendisi hedef alındığı için Yeni Şafak'a adeta saydırdı.
Taşgetiren bir dönem birlikte çalıştığı Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül için ağır ifadeler kullandı. Önceki gün Karagül'ün hedef aldığı Taşgetiren bugünkü, “Kavala olayı, Gül’ün mesajı ve ötesi…” başlıklı köşe yazısında Karagül’e hitaben, “senin eline kalem vermek bir meczubun eline silah vermekten farksız” ifadelerini kullandı.
Ahmet Taşgetiren, eski genel yayın yönetmeni Karagül’e “Medyanın Bekri Mustafa’sı” başlıklı bölümde şu ithamlarda bulundu:
Hani “Ahirette dünyanın ne durumda olduğunu sorarlarsa ‘Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu de, anlarlar” demiş ya Bekri Mustafa… Şimdi bu sözün medyanın bir kesimi için tekrarlanma zamanı: “Bir yerlerde size Türkiye’de özellikle iktidara yakın medyanın halini soran olursa ‘Yola çıktığında ‘Türkiye’nin birikimi’ diye anılan Yeni Şafak’ı bir süredir İbrahim Karagül yönetiyor’ deyin yeter.” Karagül dünkü yazısının son cümlesinde ismimi vererek çamur kusmuş. Karagül’e yakışmış ama Yeni Şafak isminin bu özel vaka ile yürüdüğü yolun içimi acıttığını ifade etmeliyim. Karagül bil ki, senin eline kalem vermek bir meczubun eline silah vermekten farksız. Sana üstelik gazete teslim edilmiş. Yazık. Anlaşılıyor ki alçalma sınırının dibi yok.
KARAGÜL TAŞGETİREN’İ BU CÜMLELERLE HEDEF ALMIŞTI
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, dünkü yazısında Karar yazarını “muhafazakar vesayetçi” olarak niteleyerek, şunları yazmıştı:
Büyük ölçekli Türkiye’ye hazır olun. Alışın bence. 20. Yüzyıl’dan çıkın bence.
Gün gelir bu çevreler, “ABD Türkiye’ye müdahale etsin” bile diyebilirler. Bunu açık açık yapabilirler? Mesela Ahmet Taşgetiren’in böyle bir yazı yazabileceğini düşünmüyor değilim.