Cumhurbaşkanı…
Dün sabah Slovenya’ya giderken…
Soru üzerine…
“AKP’nin seçim bildirgesini bizzat okudum” dedi.
Öğlen Slovenya Cumhurbaşkanı ile ortak basın toplantısında…
Yine soru üzerine…
“Seçim bildirgesini okudum diye beyanım olmadı” sözlerini duyunca koltuktan düşüyordum.
Ve fakat…
Kendisini takip edenleri yanıltmadı.
**
İnternette “önce başka, sonra başka” sözlerinin videoları dolaşıyor, açıp bakın:
Önce “Kürt sorunu” vardı, sonra yok oldu.
“Balyoz CD’lerini dinledim şoke oldum” lafı orada dururken, “Aldatıldım” dedi.
Dün, “Türkçe ile felsefe yapılmaz diyenler ırkçı” derken… Bugün, “Mevcut kelime hazinesi ile felsefe yapamazsınız” noktasına geldi.
“NATO’nun Libya’da ne işi var” dedi. Çok geçmedi, “NATO Libya’ya girmelidir” diye değiştirdi.
Kaç yerde, “Milletimin dili, dini tekdir” dedi. Sonra: “Hiçbir yerde böyle ifadem yok.”
Kürsülerden, “Terör örgütüyle masaya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar”
diye seslenirken… Oslo görüşmeleri başlayalı yıllar olmuştu. Sonrası malum.
Örnek çok:
Hangi birini sayalım…
**
Kulaklarımızda Cumhurbaşkanı’nın şu sözleri yankılanıyor:
- Ne aldatan ne de aldanan olduk.
- Bu ülke ne çektiyse, “dün dündür bugün bugündür” anlayışından çekmiştir.
Bir de şu:
- Biz devletçik, kabile devleti değiliz. Ben kabile reisi değilim.