CUMA KARAMAN
Tarih, insanlığın yolculuğunda önemli bir rehberdir. İnsanlık, binlerce yıl boyunca değişen toplumlar, medeniyetler ve kültürlerle tanıştı. Ancak bu yolculukta zaman zaman tarihin tekrar ettiğine dair ipuçları yakalamak mümkün olmuştur. Günümüzde de bu durumu görmek mümkün. İnsanlığın hayat serüveninde ortaya çıkan benzer olaylar ve hatalar, "tarih tekerrür ediyor" ifadesini akla getiriyor.
Tarihi anlamak ve içselleştirmek, toplumların ilerlemesinde önemli bir faktördür. Tarih bilinci, insanları daha bilinçli bir şekilde hareket etmeye teşvik eder, demokrasiyi güçlendirir ve insan haklarına saygıyı artırır. Tarih, toplumların kimliklerini anlamalarına ve geleceği inşa etmelerine yardımcı olur.
Geçmişteki olaylara baktığımızda, birçok benzerlik görebiliriz. Savaşlar, iktidar kavgaları, toplumsal huzursuzluklar, ekonomik krizler ve ideolojik çatışmalar tarihin sürekli tekrar eden bazı unsurlarıdır. İnsanlar, yüzyıllar boyunca aynı hataları yapmış, aynı döngülere takılmıştır.
Peki, tarih neden tekrar eder? Bunun birkaç sebebi vardır. İnsan doğası ve toplumların yapıları, benzer davranış kalıplarını teşvik edebilir. İktidar arzusu, açgözlülük, kıskançlık, ayrımcılık gibi insana ait bazı zaaflar, tarihte defalarca kez felaketlere yol açmıştır. Toplumlar da benzer şekilde, güçlü gördükleri liderleri takip ederken onun insani zaaflarından kaynaklanan, toplumsal adaletsizliklere karşı kör ve sağır olabilir. Üstelik bu takipçiler bu toplumsal problemlerin çözümü olabilecek değişime direnir.
İnsanlık, tekerrür etmesi kaçınılmaz olduğu kabulüyle tarihe teslim olmak mı zorunda? Geçmişten ders almak ve hataları tekrarlamamak için çaba sarf etmek önemlidir. Geçmişteki deneyimler, bize dersler verir ve yol gösterir. Eğer bu dersleri dikkate almazsak, tarih sürekli olarak kendini tekrar eder.
Bir Asır Önce ve Bugün: Olayların Benzerliği ve Derslerimiz
Tarih, zamanın akışı içinde bir döngü gibi tekrar ederken, yüz yıl önce yaşanan olaylarla bugün karşılaştığımız durumlar arasında dikkate değer benzerlikler bulunmaktadır. Bu benzerlikler, geçmişteki deneyimlerin ve hataların günümüzde hala etkisini sürdürdüğünün kanıtı olarak kabul edilebilir.
Bir asır önce, medeniyetimiz I. Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkileriyle sarsılmıştı. Milletler arasındaki çatışmalar, toplumsal huzursuzluklar ve ekonomik krizler, birçok ülkenin kırılganlığını ortaya koymuştu. Benzer bir şekilde, bugün de dünya çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır.
Örneğin, uluslararası ilişkilerdeki gerilimler günümüzde de belirgin bir şekilde hissedilmektedir. Sınır anlaşmazlıkları, ticaret savaşları, ideolojik çatışmalar ve terör tehditleri, geçmişteki dönemleri hatırlatmaktadır. Ayrıca, ekonomik dalgalanmalar ve krizler de bugün dünya genelinde endişe yaratmaktadır.
Toplumsal açıdan da yüzyıl önceki şartlarla benzerlikler gözlemlenmektedir. Bir asır önce, ulusal ve etnik kimliklere dayalı ayrımcılık ve ayrışma yaygındı. Bugün de aynı türden sorunlar fazlasıyla mevcuttur. İnsanlar arasında ayrılıkçı düşünceler, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve dini hoşgörüsüzlük gibi sorunlar, pek çok ülkede toplumsal bütünlüğü tehdit etmektedir. Bu benzerlikleri ve sonuçlarını bilmemize rağmen geçmişte yapılan hatalara gözlerimizi kapatarak aynı yanlışlara devam edersek, bir asır sonra da benzer problemlerle karşı karşıya kalabiliriz.
Özelde ise, Osmanlı Devleti’nin son döneminde yaşananlar ile günümüzde yaşananların benzerlikleri dikkate alınarak tarih farklı bir gözle tekrar analiz edilmelidir. Bu konuda dikkat çekici bir olay yaşandı yaklaşık yüz yıl önce. Bediüzzaman hazretlerinin 1911’de Şam’a gidişi, Emevî Camii’nde hutbe irat etmesi, geleceğe dair küreselleşmeyle gelecek sorunlara dikkat çekmesi ve buna dair önerdiği bazı çözümler.
Bir asır sonra 2011 yıllarına geldiğimizde meşhur Arap Baharı’nın yaşanması. Ülkede Hizmet Hareketi’ne karşı şer komitelerinin harekete geçmesi… 2013’te başlayan bir süreçle baskı ve şiddetin artarak 2016’da 15 Temmuz gibi kurgu bir darbe ile zirve yapması. Bütün bunların arkasından yaşananlara baktığımızda bugün tarihin tekerrür ettiğine şahit oluyoruz.
Günümüzde yaşananlar ile tarihi olayların benzerlikler yaşandığı gerçeğini dile getirmek için köşe yazıları yeterli gelmez. Belki de ciltler dolusu araştırmalar yayımlamak gerekecektir. Henüz tarihimizde objektif tarihçilerce izah değerlendirilememiş tehcirler, müsadereler ve keyfi uygulamalar ile hazırlanan 150’lik hainler listesi varken.
Tarih bize, çatışmaların yol açtığı yıkımları, nefretin sonuçlarını ve ayrımcılığın zararlarını göstermiştir. Bugünün dünyasında, barış, hoşgörü ve işbirliği üzerine kurulu bir gelecek inşa etmek için geçmişteki acı tecrübelerden yararlanmalıyız.