Tarhan Erdem'in konuyla ilgili Radikal Gazetesi'nde kaleme aldığı işte o yazı:
Vah zavallı memleketim; hükümet "terör" bahanesiyle kamu çalışanlarına korku salan hale gelmiş.
Geçen Çarşamba günü, Resmi, Gazete’de bir Başbakanlık Genelgesi yayımlandı: “Milli Güvenliği Tehdit Eden Örgüt ve Yapılarla İrtibatlı Kamu Çalışanları Hakkında.”
Genelgenin, “Milli güvenliği tehdit eden örgüt ve yapılarla irtibatlı (bağlantılı) kamu çalışanlarıyla ilgili olduğu, halkın huzur ve güvenliğinin korunmasıyla ilgili olmadığı başlığından belli.
Genelgenin hüküm ifade eden kısmını aşağıya alıyorum:
“… Kamu çalışanlarının; kanunların suç saydığı eylemleri işlemek amacıyla kurulan örgüt ve yapılarla hiçbir şekilde ilişki içine giremez, ve bu yönde faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamaz ya da bu ya da bunlara yardım ve yataklık edemezler
Bu itibarla,
· Terör örgütleri veya legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapılarla ilişki kuran veya eylem birliği içinde olan,
· Bu örgüt ve yapıların emir ve talimatıyla hareket eden,
· Bu örgüt ve yapılara yardım eden,
· Kamu imkan ve kaynaklarını bu örgüt ve yapıları desteklemeye yönelik kullanan veya kullandıran,
· Bu örgüt veya yapılarla mücadeleyi engelleyen,
· Bu örgüt veya yapıların propagandasını yapan,
Kamu çalışanları hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde idari nitelikteki idari işlemler amirler tarafından ivedilikle yapılacaktır. Suç teşkil eden fiiller yönünden ise durum ivedilikle adli mercilere bildirilecektir.…. “
Böyle bir genelgeye ihtiyaç duyarak imzalayan Başbakan’a ne diyeceğimi bilemiyorum.
Başbakan’ın; kanunlarda açıkça yazılı eylemleri işlemek “amacıyla kurulan örgüt ve yapılarla hiçbir şekilde ilişki içine” ve bu yönde faaliyet gösteren harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe” giremeyecekleri uyarısında bulunmasının devletin zafiyetini göstermekten başka bir anlamı var mıdır?
Kim ayıracak, legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten yapıları?
Başbakan’ın, öncelikle örgütlenme özgürlüğünü fiilen kaldıran bir genelge yayınlanmış olmasından yurttaş olarak utanç duyduğumu belirtmeliyim.
Bu genelge, memurların bir derneğe üye olmasını değil, kapısının önünden geçmesini, masum eylemlerine katılmasını önleyecektir!
Yazılan altı maddede tanımlanan fiiller zaten bir değil, birden çok kanunla yasaklanmıştır. Başbakanlık, memurlara yazılı fiillerin suç olduğu öğrenmeleri için mi bu genelgeyi yayımlamıştır? Tanımlanan fiillere benzetilmesinden korkularak, yurttaşların toplumsal bütün eylemlere katılmasının önüne geçmek istenmektedir.
Genelge, yurttaşı ihbarcılığa teşvik etmektedir. Her olay, her görüşme “terör” diye ihbar edilebilecektir artık. Daha önemlisi, yasalarımız her eylemin ve her olayın “terör”olarak tanımlanmasına zaten müsaittir, hatta olur olmaz fiiller “terör” olarak tanımlansın diye muğlak, anlaşılmaz yazılmıştır. Bu genelgeden sonra, hangi toplumsal fiilin “terör” sayılamayacağını kim nasıl ayıracaktır?
Başbakanlık bütün amirleri nelere teşvik ettiğinin farkında mıdır acaba? Bu genelge amirleri, memurlarının her hareketini “terör” olarak anlamaya, sorumluluktan kurtulmak için idari tedbir almaya veya suç diye yargıya ihbar etmeye zorlamaktadır.
Vah zavallı memleketim, hükümetin yasaları yeter görmeyip, “terör” bahanesiyle, kamu çalışanlarına korku salan hale gelmiş.