(...)
O saatlerde, Başbakan yardımcısı da Twitter’de,"Siyasal rekabete baskı, şiddet ve silah karıştırmak, halkın iradesine zorla ipotek koymaya çalışmak kabul edilemez. Kamu düzenine, seçim güvenliğine ve millet huzuruna yönelik girişimlere müsamaha gösterilemez. Ateşle oynayan kendisi kaybeder" mesajını yayımladı.
Herhalde uyarılmış olmalı ki Başbakan Sayın Davutoğlu akşamüstü, yardımcısının mesajına güç kattı: “İnsanlarımızın özgür iradeleriyle oy kullanacakları seçimin güvenliği mutlaka sağlanacaktır".
Cumhurbaşkanı HDP’nin “terör örgütünün eylemleriyle oy toplama gayreti” içinde olduğu kanısındaydı ve halktan terör partisi HDP’ye oy vermemesini istiyordu. Eleştiriler karşısında Sayın Erdoğan, “ben böyle cumhurbaşkanıyım” demektedir!
Ben kendisini eleştirmiyorum, bir Cumhurbaşkanı seçimlere iki ay kala halkın karşısına çıkıp, seçimlere katılan bir partiyi, terör örgütünün baskısıyla oy alan parti olarak suçlamasını açıkça ayıplıyorum; kınıyorum. Sadece bu olay bile Sayın Cumhurbaşkanının Anayasa, kanun ve toplumun kanunlara yön veren gelenek ve adetlerini tanımadığını ve saymadığını göstermektedir. Bu davranışı kınama hakkımızın bulunduğunu sanıyorum.
Sayın Başbakan ve yardımcısının Sayın Cumhurbaşkanının açtığı propaganda kampanyasına katılmaları hakkında da diyecek söz bulamıyorum. Lütfen kendi kendilerine bir düşünseler diyorum; bu memlekete günah değil mi?
Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında,”terör örgütünün desteklediği partiye (HDP’ye) oy vermeleri hususunda baskı uygulanacağı” hakkında bilgi alan Ağrı Valisi'nin Jandarmaya talimat verdiği yazılıdır.
(...)