CHP Grup Toplantısı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş Aday Tanıtım Ortak Toplantısı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Mansur Yavaş'ın katılımıyla başladı.
Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, “Bu toplantıda bir eksiğimiz var. Sayın Levent Gök TBMM Başkanvekili aramızda yok. Çünkü o tarafsızlığı nedeniyle yasaya duyduğu saygı nedeniyle aramızda yok” ifadelerini kullandı.
Ankara’yı konuşacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ankara, hepimizin göz ağrısı Ankara güzel yönetilsin ve Ankaralılar huzur içinde bir kentin meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında gezsinler. Tanımasalar bile birbirlerine selam versinler. Hiç kimsenin ötekileştirilmediği güzel bir Ankara. Herkesin rahat ve huzur içinde yaşadığı bir Ankara” diye konuştu.
İmece anlayışını Ankara’ya, Anadolu’nun merkezine getirenin Hacı Bayramı Veli ve arkadaşları olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Şimdi aynı kültürü milli kurtuluş savaşında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'te görüyoruz. O da milli kurtuluş savaşını Ankara’da bir imece kültürüyle birlikte mücadele etmek birlikte savaşmak egemen güçlere karşı birlikte savaşmak kimsenin kulu ve kölesi olmamak Ankara’nın başkent oluşunun özünde yatan bu anlayıştır. Birlikte yaşayacağız. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Ankara. Biz 100. yılında inşallah 2023’te Sayın Mansur Yavaş Ankara’yı yönetecek” açıklamasında bulundu.
“Ankara’nın kaderini değiştireceğiz”
“Ankara’nın kaderini değiştireceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“21.yüzyılın kendisinden söz edilen en görkemli başkentlerinden birisi olacak Ankara. Ben gittiğim her yerde belediye başkanı arkadaşlarımdan 3 şey isterim, hiç kimsenin emeğiyle oynamayacağız. Sayın Mansur Yavaş da aynı kararlılıkta. Ankara büyükşehirde veya diğer belediyelerde çalışan herkesin iş güvencesi Sayın Yavaş olacaktır. Hiç kimsenin işine son verilmeyecektir. Herkesin aşına ve işine saygı gösterilecektir. Biz sosyal demokratlar, bizler her kuruşun hesabını millete vermeyi onurlu bir görev kabul ederiz. Her kuruşun hesabını. Çünkü harcanan her para milletin parasıdır. Millete hesabını vermek de bizim temel görevlerimizden birisidir. Aynı anlayışla Mansur Yavaş da harcadığı her kuruşun hesabını milletine ve Ankaralılara verecektir. Hiç kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Herkesi kucaklayacağız. Mansur Yavaş da aynı politikayı güdüyor. Hangi partiden olursa olsun hangi inançtan olursa olsun insansa sorunları varsa o sorunları çözmek bizim boynumuzun borcudur. Biz insanımızı seviyoruz ve onun sorununun çözümü için her türlü çabayı göstereceğiz.”
“Bir sokak kabadayısının diliyle Türkiye Cumhuriyeti Devletini hiç kimse tehdit edemez”
ABD Başkanı Trump’ın attığı tweete tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “‘Türkiye’yi ekonomik olarak mahvederiz’ diyor. Bekledim ki en sert tepki iktidar kanadından gelsin. Ama en sert tepki gelmedi. Bir şeyler yapmaya çalıştılar. Bir sokak kabadayısının diliyle Türkiye Cumhuriyeti Devletini hiç kimse tehdit edemez. Hiç kimse şunu unutmasın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti egemen güçlerin lütfuyla kurulan bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temelinde kan vardır, acı vardır, gözyaşı vardır, milyonlarca şehit vardır. Bizler niye söylüyoruz bunu? Çünkü bu ülkeyi egemen güçlerden koparıp kurmak için egemen güçlere teslim olmamak için mücadele eden bir Kuva-yı Milliye var. Kuva-yı Milliyeciler var. Anadolu’nun her bölgesinde her kimlikten inançtan insan var. Kendi ülkelerinin bağımsızlığı için mücadele ettiler. Bizler onların torunlarıyız. Onlar sonra CHP’yi kurdular. CHP’li olmak kolay değildir. CHP’li olmak egemen güçlere karşı inatla, kararlılıkla mücadele etmek demektir. CHP savaş meydanlarında kurulan bir partidir. O nedenle Batı'nın egemen güçleri iktidarı tehdit ediyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
"Biz halkımıza güveniyoruz"
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
'YSK'ya güvenmiyorsanız seçimlere girmeyin' diyorlar. Biz halkımıza güveniyoruz. Biz sandık ittifakı yapacağız o sandıkta bizim adaylarımıza her partiden vatandaşlarımız oy verecek. Neden? Çünkü bizim belediye başkanlarımız hiç kimseyi ötekileştirmeyecek. Bizim belediye başkan adaylarımız harcadıkları her kuruşun hesabını millete verecek. Pozitif ayrımcılığı gecekondu bölgelerinden başlatacaklar. Fakir fukaradan başlatacaklar. İnanıyorum ve güveniyorum, Sayın Mansur Yavaş önümüzdeki 5 yıl içinde Ankara'yı dünyanın merkezi haline getirecek. Ankara'yı konuşulan, turist çeken bir kent haline getirecek. Yemyeşil bir Ankara'ya hepimiz hazır olacağız. Güzel bir Ankara'ya hepimiz hazır olacağız."
Askeri fabrikanın satılması
Şimdi sıra neye geldi? Askeri fabrikaları satmaya geldi. Sakarya'da, 1975 yılında kurulan tank palet fabrikası şimdi satılıyor. Özelleştirme adı altında birilerine peşkeş çekiliyor. Bu fabrikada fırtına obüsleri yapıldı. Leopar tankları bu fabrikada onarılıyor. Eğer bu fabrika verimlilik açısından değerlendirilecekse en verimli üçüncü fabrika. Dünya sıralamasında Sakarya'daki tank palet fabrikası 5'inci sırada geliyor. Eğer yeniden böyle bir fabrika kuracaksak 20 milyar dolar. Şimdi kalkıyorsunuz bunu satıyorsunuz.
Cumhurbaşkanı çıkmış hem de Sakarya'da 'Özelleştirmiyoruz, BMC'ye devrediyoruz' diyor. Devlet adamı halkına yalan söylememelidir. Yalancıdan devlet adamı olmaz.
Bakın 19 Aralık 2018'de Resmi Gazete'de yayımlandı. 20'sinde yayımlandı. Gelen tepkiler üzerine sarayda oturan kibir abidesi şu açıklamayı yapıyor. "Burada yapılan iş, özelleştirme de değildir. Özelleştirme farklı bir şey. İşletme haklarının belli süreler, kısıtlamalar dahilinde BMC'ye devredilmesidir. Olay budur" diyor. BMC'ye devrediyoruz diyor. Kimlerindir BMC onu da gayet iyi biliyorsunuz.
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı; Özelleştirme kapsam ve programına alınmasına; e hani diyordun özelleştirme değil. Devam ediyor; özelleştirme uygulamasının işletme hakkının verilmesi yöntemiyle gerçekleşmesi ve 25 yıl olarak belirlenmesine, özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar fabrikanın MSB, tarafından işletilmesine devam edilmesine; özelleştirme işlemi tamamlanıncaya kadar.
Bereket yazmış kararname var elimizde. Olmasa yarın çark edecek. Devam ediyor; 31.12.2019 tarihine kadar tamamlanmasına karar verilmiştir. Yazdığına mı inanalım, konuştuğuna mı inanalım? Ayıp değil mi? Bu salonda binlerce kişi var. Eğer bu ülkede milliyetçilik diye bir kavram varsa, vatan sevgisi diye bir kavram varsa, bayram vatan diye bir sevgi varsa; hiçbir devlet kendi askeri fabrikalarını yabancılara peşkeş çekmez. Hani bir fabrikayı satabilirsin, tekstil, boya fabrikasını satabilirsin. Askeri fabrika ya, 20 milyar dolarlık askeri fabrika. Şimdi, 9 soru soruyorum.
Bir, fabrikanın özelleştirmesi için değer tespiti yapılmış mı?
İki, komisyon bir değer tespiti yapmışsa bu değer kaç paradır?
Üç, özelleştirme işlemleri için ihale komisyonları oluşturulmuş mudur?
Dört, ihale yapılmış mıdır? Yapıldıysa ne zaman nerede yapılmıştır? Ne zaman ilana çıktınız?
Beş, ihaleye kaç firma teklif vermiştir? Verilen teklifler nelerdir?
Altı, ihaleyi alan şirkete üretim ve satış garantisi verilmiş midir?
Yedi, fabrikada çalışan askeri personel özelleştirmeden sonra çalışmaya devam edecek midir? Askerlerimiz ihaleyi alan Katar şirketinin emrine mi çalışacaktır?
İlk kez türkiye Cumhuriyeti tarihinde yabancılar emrinde bizim askerler çalışacaklar eğer bu olursa.
Sekiz, tank palet yapacak olan BMC şirketinin yüzde 49,9'u Katarlılara kaça satıldı? Size bedava verildiği söylenen uçan saray ile bu ihalenin bir bağlantısı var mı?
Dokuz, bu özelleştirmede bir ihale yapılmadıysa bunun sebebi nedir? Hangi kanun size bu yetkiyi veriyor? Bu 9 sorunun cevabını bekliyorum. Saraydaki kibir abidesinden de, sözcülerinden de, Milli Savunma Bakanı'ndan da bekliyorum.