Taksim'e kışlayı bırak...

Taraf Gazetesi yazarı Süleyman Yaşar, Taksim'e Topçu Kışlası yapmaya çalışan AKP'ye "Madem Osmanlı'ya sahip çıkıyordunuz, Kasımpaşa’daki Osmanlı'nın ilk modern kışlası olan Kalyoncular Kışlası'nı neden yıktınız?" diye sordu.

Taksim'e kışlayı bırak...

Kasımpaşa’ya yolunuz düşerse gidin görün. Cezayirli Gazi Hasan Paşa ya da diğer adıyla Kalyoncular Kışlası yerle bir olmuş. Güya 2012 yılında restore edeceğiz diye alınan kışla inşaat iskeleleri kurulduktan sonra geçenlerde birdenbire yıkılıp dümdüz edilmiş. Kasımpaşalılar da şaşkın. Aniden yıktılar. Anlayamadık diyorlar. Peki, ne olacak, sorusuna “herhâlde AVM yapacaklarmış” cevabını veriyorlar.

Osmanlı modernleşmesinin ilk kışlası ve yukarıda saydığımız gelişmelerin tanığı, birinci derece tarihî eser Kalyoncular Kışlası’nı AKP yıktı. Şimdi AKP’ye sormak gerekiyor “hani Osmanlı’ya sahip çıkıyordunuz?” Niye yıktınız Osmanlı’nın ilk modern kışlasını? Taksim’de 31 Mart gerici ayaklanmasını başlatanların barındığı kışlayı yeniden yapacağınıza, Osmanlı modernleşmesinin ilk örneği olan, İstanbul’un teknolojik gelişmesine tanıklık eden, 236 yıllık kışlayı nasıl yıktıysanız, Osmanlı’ya bir parça saygınız varsa aynısını derhal yapın.

GELELİM ŞİMDİ KALYONCULAR KIŞLASI’NIN ÖNEMİNE…

Rus ve İngiliz donanması birlikte Çeşme Limanı’nda Osmanlı donanmasını 1770’te yaktılar. Cezayirli Hasan Paşa’nın uyarılarına rağmen Osmanlı donanmasına sıkışık demir attıran ve dolayısıyla gemilerin birbiri üzerine yıkılarak yangına neden olan Hüsamettin Paşa görevden alındı. Cezayirli Hasan Paşa Donanma Komutanlığı’na getirildi. Hemen belirtelim Hasan Paşa Tekirdağlıdır. Cezayir ocaklarından yetiştiği için bu unvanla anılır. Barbaros Hayrettin Paşa’ya, Cezayir şehrinin korunması için İstanbul’dan iki bin yeniçeri gönderilmişti. Daha sonra Aydın, Muğla, Manisa’dan çift bozan yirmi bin levend daha gönderildi. İşte bunlara Cezayir Ocağı’ndan yetişenler adı verildi. 


MODERN TERSANE VE KIŞLA

Ve Hasan Paşa hemen kolları sıvadı. Modern bir donanma kurmak için Kasımpaşa’da tersane hendesehanesini kurdu. Bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi’nin nüvesini teşkil eder bu kuruluş. Ve 1782’de Kalyoncular Kışlası’nı devletten kuruş almayıp kendi malvarlığından harcayarak inşa ettirdi. Bir özelliği hemen belirtelim. Kışlanın deniz cephesindeki duvar üstünde bir güneş saati bulunur. Ve bu saat 1197 (1783) tarihini taşır. Üstünde aynen (Resmüha elhakir esseyid Osmanül muallim fi mühendishane fi eltersanei elamire) ibaresi vardır. (Kaynak: Haluk Şehsuvaroğlu) Kışlanın 8 bin 700 asker barındırdığı biliniyor. Kışlanın kitabesinde “Saklar eşyasının temiz emvacı ifnâdan güzel/ Asakir-i Bahriye’yi koymaz açıkta bu mahal”; günümüz Türkçesi ile “Bu yer deniz askerlerini açıkta kalmaktan ve eşyaları yıpranmaktan, yok olmaktan korur” yazar.

İLK KURU HAVUZ

Kışlanın yapımının ardından 1784’te yabancı teknisyenler Fransız Le Roy, ardından Fransız Le Durest ve İsveçli Rhode, İngiliz Bahiley ile ekipleri İstanbul’a gelirler. Kurulan Tersane- i Amire Osmanlı sanayiinin motor gücü olur. Tersane çevre adalara teknoloji ihraç etmeye başlar. Osmanlı’da millet sisteminin kozmopolit kültüre yatkınlığı nedeniyle dünyada teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekte zorluk çıkmaz. Tabii yüksek ücret politikasıyla pek çok vasıflı yabancı mühendis Haliç Tersanesi’ne getirilir. Bu arada III. Selim, Padişah olunca ilk kuru havuzu (dry-doc) 1792’de inşa ettirir. Gemilerin bakırla kaplanmasına başlanır. 1795’te yeni gemi indirme metotları uygulanır. İlk defa gemi seyir defteri tutulur. 

Fransız Le Roy ekibi 1784-1788 yılları arasında 112 gemi inşa eder. Bütün bunların ardından 1821’de ikinci kuru havuz inşa edilir. 1828’de ilk buharlı gemi yapılır. Ve Haliç Tersanesi’nde 1834’te ilk buharlı yerli makine üretilir. Yine 1837’de yedi tane yerli buharlı gemi inşaatı tamamlanır. Bu arada 1864’te Osmanlı donanmasının dünyanın üçüncü büyük donanması olduğunu belirtelim. Yine 1886’da ilk denizaltı yaptırılır. Bütün bu gelişmeler bize Osmanlı’nın bu hızlı modernleşmeyi gemi sanayiinde başardığını gösteriyor. Anlayacağınız, Osmanlı, teknolojide dünyayı yakından takip etti, geri kalmadı. Yine İstanbul, dünyadaki yeni teknolojileri adapte etmekte hiç gecikmedi. Hattâ İstanbul, deniz teknolojisinin merkezi oldu. (Kaynak: Prof. Dr. Tuncay Zorlu, İTÜ)

BÜTÜN BUNLARI NEDEN ANLATTIK?

İşte yukarıda özetlediğimiz gelişmeleri dikkate aldığımızda Osmanlı’nın dinî, ideolojik ve felsefi olarak yeni teknolojiye karşı olmadığını da belirtelim.
Gelelim şimdi bütün bunları niye anlattığımıza…

Anlattık çünkü; Osmanlı modernleşmesinin ilk kışlası ve yukarıda saydığımız gelişmelerin tanığı, birinci derece tarihî eser Kalyoncular Kışlası’nı AKP yıktı. Şimdi AKP’ye sormak gerekiyor “hani Osmanlı’ya sahip çıkıyordunuz?” Niye yıktınız Osmanlı’nın ilk modern kışlasını? Taksim’de 31 Mart gerici ayaklanmasını başlatanların barındığı kışlayı yeniden yapacağınıza, Osmanlı modernleşmesinin ilk örneği olan, İstanbul’un teknolojik gelişmesine tanıklık eden, 236 yıllık kışlayı nasıl yıktıysanız, Osmanlı’ya bir parça saygınız varsa aynısını derhal yapın.

TARAF - SÜLEYMAN YAŞAR
<< Önceki Haber Taksim'e kışlayı bırak... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER