Bakırköy Adliyesi'nde görülen Tahşiye davasında karar çıktı. Mahkeme, örgüt kurma ve yönetme suçundan yargılanan tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Mahkeme, 4 sanık hakkında ruhsatsız silah bulundurma suçundan verdiği hapis cezalarını para cezasına çevirdi.
Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanıklar Mehmet Nuri Turan, Hüseyin Kaymaz ve Naci Mumcu katıldı. Diğer sanıkları ise avukatları temsil etti. 14 Aralık 2014'te Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Tahşiye grubuna yönelik soruşturmada görev alan polislere yönelik operasyon yapılmıştı. Hidayet Karaca ve bazı polis müdürleri tutuklanmıştı. Karaca ve bu polislerin avukatları tahşiye sanıklarının yargılandığı bu davaya katılma talebinde bulundu. Davaya katılma talebinde bulunan polislerin ve Hidayet Karaca'nın avukatları, bu davada yargılanan sanıkların şikayeti üzerine müvekkilleri hakkında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldığını, iki dava arasında hukuki ilişki olduğunu öne sürerek, davaların birleştirilmesini istedi.
Mahkeme polis avukatlarının birleştirme ve davaya katılma yönündeki taleplerini reddetti. Savcı Bilgin Akpınar, tüm sanıkların silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak suçlarından beraatlarını istedi. Savcı Akpınar, 4 sanığın ise ruhsatsız silah bulundurma suçlarından cezalandırılmalarını istedi.
Mahkeme, tüm sanıkların üzerine atılı 'örgüt' suçlamasından 'suçun unsurları oluşmadığı' ve bu suçlamaya ilişkin 'delil bulunmadığı' gerekçeleriyle beraat kararı verdi. Mehmet Doğan, Mustafa Kaplan ve Turgut Yıldırım hakkındaki tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçlamasında da beraat kararı çıktı. Buna gerekçe olarak ise ele geçen patlayıcıların 'usule aykırı şekilde' elde edildiği savunuldu.
Mahkeme Mehmet Nuri Turan'ı evinde ele geçen kama, hançer ve muşta nedeniyle 7 ay 15 gün ceza çarptırdı. Bunu paraya çevirerek erteledi. Sanıklardan Mehmet Sururi Kuleli'nin ikametgahında 58 tabanca fişeği ele geçtiği gerekçesiyle 1 yıl hapis ve 25 gün adli para cezası verdi. Daha sonra bu cezayı 10 ay hapis 20 gün adli para cezasına çevirdi.
Yine sanıklardan Mehmet emin Karakaya'ya 1 adet tabanca ve 25 mermi için 10 ay hapis 20 gün adli para cezası, Naci Mumcu'yu 1 adet tabanca 268 adet 268 adet fişek, 1 adet kama 1 yıl 15 gün hapis 15 gün adli para cezası verdi. Verilen tüm cezalar ertelendi.
Adliye çıkışında açıklama yapan polis avukatlarından Murat Akkoç, hukuki teamüllere aykırı karar verildiğini söyledi. Avukat Akkoç, şu açıklamalarda bulundu: "Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi adeta İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine sen rahat yargılama yap, ben bu yargılamada senin elini rahatlatayım diye yangından mal kaçırırcasına bir karar verdi. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi usul işlemlerini tamamlamadan CMK'ya göre esasa yönelik karar vermemesi lazımdı. Polis avukatları olarak 14. Ağır Ceza Mahkemesine dosyanın birleştirilmesi yönünde dilekçe vermiştik. Bu dilekçelerimizin soncunda bu mahkeme, en azından 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını beklemesi gerekirdi. Diğer taraftan bizim müdahillik taleplerimizi reddetti ve Yargıtay yolu açık olmak üzere kendisinin ek kararını biz 7 ay önce temyiz etmemize rağmen dilekçelerimizi Yargıtay'a göndermedi. Mahkeme CMK'da belirtilen hiçbir usule uymadan 14. Ağır Ceza Mahkemesine delil oluşturmak kastıyla, sanıkları beraat ettirmek için elinden geleni yapmıştır. Bu karar Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi açısından utanılacak bir karardır. Bu kararlar verilirken mahkeme, kendisine yapılmış bir hakareti kabul etti. Çünkü kendisinin önünde bulunan delilleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sayın mahkeme sen delilleri iyi değerlendiremezsin, ben senin yerine bu delilleri değerlendireceğim. Bin iddianame hazırladım mahkemeye gönderdim, sizde benim iddianameme uygun karar verin dedi. Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi kendisine karşı yapılmış bu hukuki hakareti kabul ederek var olan hukuksuzlukları devam ettirmek için maalesef usul ve yasaya, her türlü hukuki teamüle aykırı bir karar vermiştir. Bu kararı biz polis avukatları olarak temyiz edeceğiz. Müvekkillerimize karşı bir mağduriyet oluşturulmasında her kim olursa olsun bunların hesabını hukuk sınırları içerisinde sormaktan vazgeçmeyeceğiz." CİHAN