Borçlanma Kanunu gereği hükümetler yıl içerisinde diledikleri kadar borçlanamıyorlar. Yıllık borçlanmanın limiti her yıl bütçeyle belirleniyor. Hükümet, 2017 bütçesiyle halka 47 milyar 480 milyon lira borçlanacağını ilan etti. Kanun, bu borca ilave olarak hükümete yüzde 5 ilave borçlanma yetkisi veriyor. Ayrıca borçlanma ihtiyaçları ve gelişimi dikkate alınarak ikinci bir yüzde 5’lik ilave borçlanma imkanı daha hükümete sunuluyor.
İLAVE LİMİTLER YETMEDİ
Sözcü’nün haberine göre, Hükümet olağanüstü artan bütçe açığını kamu harcamalarını kısıp, devletin gelirlerini artırarak düşürmek yerine borçlanmayla finanse etme yoluna gidince borçlanma limitleri çok yetersiz kaldı. 47.5 milyarın üzerine önce ilave 2 milyar 374 milyonluk yetki kullanıldı, yetmedi Bakanlar Kurulu kararıyla 2 milyar 374 milyon liralık ilave yetki de alınarak borçlanmanın yasal üst limiti olan 52.2 milyar lira tamamlandı. Ancak bunun da yetmeyeceğini düşünen hükümet yeni torba tasarıyla Borçlanma Kanunu dışında 37 milyar liralık dev borçlanma yetkisi daha almış olacak. Böylece hükümet bu yıl 47.5 milyar TL yerine tam 89 milyar 228 milyon liralık borçlanma yapacak.
125 MİLYARI BULABİLİR
Hükümet bütçe açığının finansmanı dışında bu yıl kamu kurumlarının finansman ihtiyacını karşılamak için ‘ikrazen özel tertip iç borçlanma’ adı altında tam 6.3 milyar liralık daha borçlanma yapacak. Böylece net borçlanma 95 milyar 568 milyon liraya yükselecek. Bütün bu borçlanmaların dışında Hazine’nin üzerinde kamu kurumlarının borçlanmalarına garanti için 4 milyar dolar; yap-işlet-devret projelerini yürüten müteahhitlerin yurt dışı borçlanmalarını üstlenim için de yine 4 milyar dolar risk bulunuyor. Bunlar da dikkate alındığında 1 yıllık borçlanma 125 milyar lirayı bulabilecek.
BOL KESEDEN TEŞVİK BÜTÇEYİ PATLATTI
Hükümet yılın başında, bütçe açığı için 47.5 milyar lira borçlanma yapacağını açıklamasına rağmen yıl içinde tüm hesaplar karıştı. Başkanlık referandumu öncesinde ekonomiyi canlı tutabilmek için bir yandan bol keseden teşvik ve destek yağdıran, başta inşaat olmak üzere vergileri düşüren hükümet, bir yandan da devletin vergi ve sigorta primi alacaklarını erteledi. Hatta yeni işe giren işçiler için patronun ödemesi gereken vergi ve primlerden bile vazgeçildi. Hükümet sonunda referandumdan ‘Evet’ çıkarmayı başardı, ancak ekonominin dengeleri alt üst oldu.