Gazeteci-yazar ve aynı zamanda avukat olan tutuklu Büşra Erdal için mahkeme 31 Mart’ta tahliye kararı verdi. Özgürlüğüne kavuşabilmek için hazırlıklarını tamamlayan Erdal’ın dışarı çıkmasına izi verilmedi. AKP’lilerin baskısı üzerine yargıdan yeniden tutuklama kararı alındı. Cezaevinden dışarı çıkamadan yeniden gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne sevk edildi. Erdal’ın yaşadığı travmaya bir de insanlık onuruna yakışmayan işkence-kötü muamele eklendi. Cezaevinden alındığı halde TEM Şubede çıplak arama yapıldı. Erdal’ın avukatı Ümit Kardaş, 27 Nisan’daki duruşmada “Müvekkilim insanlık dışı muameleye maruz kaldı. Tahliye hak etmişken yeniden cezaevine konuldu. Yaşadığı travmayı atlatamadı” şeklinde konuştu. Bu ifadeler sırasında Erdal, sanık sandalyesinde gözyaşlarına boğuldu.
Gazeteci Büşra Erdal, yaptığı haberler, köşe yazıları ve twitter hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle 29 Temmuz 2016’da ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine konuldu. Hakkında 10 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Aylar sonra yargılamanın başlamasıyla birlikte ilk duruşma sonunda tahliyesine karar verilen 26 gazeteciden biriydi.
YANDAŞ MEDYA MENSUPLARINDAN NEFRET KAMPANYASI
Ancak kararın öğrenilmesinin ardından AKP’ye yakınlığıyla bilinen gazeteciler ve Aktroller tarafından sosyal medya hesapları üzerinden nefret söylemleri başladı. Hakim ve savcılar ‘tutuklanmalı’ diye tehdit edilerek tahliye kararının uygulanamayacağına dair paylaşımlar yapıldı. Gerekirse cezaevi önünde bekleyip çıkmaları halinde gazetecileri linç etmekle tehdit edenler dahi çıktı. Bu kampanyanın ardından olağandışı gelişmeler yaşandı. Tahliye olan gazetecilerin 13’ü hakkında 9 aydır cezaevinde bulunmalarına rağmen daha ağır suçlar işledikleri gerekçesiyle yeni soruşturma açıldığı duyuruldu. Üstelik ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren ‘darbe girişimi’ suçu işledikleri iddia edildi. Bu gazeteciler, haklarında jet hızıyla gözaltı kararı verildi. Cezaevinden özgürlüklerine adım atmalarına fırsat vermeden Emniyetin sorgu odalarına götürüldüler.
Hanım Büşra Erdal’ın da aralarında olduğu 8 gazeteci için ise savcılığın itirazı dava dosyasını bile incelemeyen mahkeme tarafından yeniden yakalama kararı çıkarıldığı duyuruldu. Kadın gazeteci Erdal, cezaevinden çıkmak için hazırlıklarını yapmış ve 9 ay sonra özgürlüğüne, ailesine kavuşmayı beklerken yeniden tutuklanacağını öğrendi. Tutuklama kararının uygulanması için polis tarafından hakim karşısına çıkarılması ve tutuklama gerekçesinin yüzüne okunmasının ardından yeniden cezaevine konulması gerekiyordu. Bu olağandışı işlemlerle psikolojisi alt üst olan kadın gazeteciye olağandışı bir başka uygulamayla travma yaşatıldı.
ÇIPLAK ARAMAYA DİRENDİ
Cezaevinde gözaltına alındığı halde, başörtülü gazeteciye arama yapılacağı söylendi ve elbiselerini çıkarması istendi. Erdal direnmesine rağmen kadın polisler tarafından iç çamaşırlarına kadar soyuldu. Erdal’ın bağırışları diğer koridorlardaki meslektaşları tarafından bile duyuldu. 1 günlük gözaltı süresince insanlık dışı muameleye maruz kalan Erdal, sevk edildiği mahkemede yeniden tutuklanarak Bakırköy Cezaevi’ne konuldu.
Avukatı Ümit Kardaş, SCF’ye yaptığı açıklamada, tahliyesinin engellenmesi ve çıplak arama işleminin üzerinden 1 ay geçmesine rağmen gazeteci müvekkilinin travmayı atlatamadığını söyledi. Kardaş, “Erdal, cezaevinde hazırlıklarını tamamlanmış tahliye olmayı bekliyordu. Savcının itiraz ettiğini öğrendi. 6 saat boyunca hukuksuz bir şekilde cezaevinde bekletildi. Hürriyet hakkı elinden alındı. Savcılığın itirazının sonuçlanmasını için bekletildi. Hakkında yeniden yakalama kararı çıkarıldığını öğrendi. Bu travmatik bir olay. 9 aydır kaldığı cezaevinden çıkamadan yeniden gözaltına alındı. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Burada insanlık dışı muameleye maruz kaldı. Buna işkence veya kötü muamele diyebilirsiniz.” Şeklinde konuştu.
AMAÇLARI AŞAĞILAMAK ONURUYLA OYNAMAKTI
Çıplak aramanın ancak zorunlu hallerde suçun ve suçlunun niteliğine göre belli sınırlar içinde yapıldığını belirten Kardaş, “Neticede Büşra bir gazeteci. Üstelik onu sokaktan almadılar. Cezaevi’nden alındı. Burada zaten gerekli aramalar kontroller yapılıyor. Buradaki amaç, onu aşağılamak, onuruyla oynamaktı. Müvekkilim hala bu yaşadıklarının etkisinde travmayı atlatabilmiş değil” şeklinde konuştu.
27 Nisan’daki duruşmada Erdal’ın tahliye edilmemesi manevi işkence ve travmatik bir durum olarak tanımlayan Kardaş aynı travmayı kararı veren hakimlerin ve savunma makamındaki avukatların da yaşadığını söyledi. Kardaş, “Biz tiyatro mu oynadık hissine kapıldı. Kararı veren hakimlerin bağımsızlıkları hiçe sayıldı ve görevlerinden alındılar. Mantık belli bu insanlar dışarı çıkarılmayacak” Dedi. Erdal ise duruşmada savunma yapmak istemedi. Avukatına katıldığını söylemekle yetindi.
Büşra Erdal 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hakkında gözaltı kararı çıkarılan ilk gazeteciler arasında yer alıyordu. ABD ve Schengen vizelerine rağmen kaçmayı düşünmemişti. Erdal, yaklaşık 9 aydır Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi’nde Gazeteci Yazar Nazlı Ilıcak ile birlikte aynı koğuşta kalıyor.
TAHLİYE KARARI SONRASI NELER OLMUŞTU?
1- 25. Ağır Ceza Mahkemesi Hanım Büşra Erdal’ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi
2- Tahliye kararı saat 16.45’de verildi. Mahkemeden çıkarılan Büşra saat 18.30 civarında Bakırköy Cezaevine getirildi.
3- Tahliye kararının verilmesinden hemen sonra savcı, Büşra’nın da aralarında bulunduğu 8 sanığın tahliyelerine itiraz etti. Mahkeme itirazı ret ederek dosyayı itiraz mercii olan 26.Ağır Ceza Mahkemesi’de gönderdi.
4- Dava dosyasını görmeyen ve savunmaları dinlemeyen 26. Ağır Ceza Mahkemesi 23.59 ‘da itirazı kabul etmiş ve Büşra Erdal hakkında yakalama kararı verdi. Söz konusu karar verilinceye kadar Büşra Erdal kanunsuz bir şekilde cezaevinde bekletildi. Hürriyeti tahdit suçu işlendi.
5- Saat 01.15’de polisler yakalama kararıyla cezaevine girerek kendisini gözaltına aldı. İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne götürüldü. Kötü muamele gördü. Cezaevinden alındığı halde iç çamaşırlarına kadar soyularak arama yapıldı.
6- Büşra Erdal, gözaltında 22 saat kadar bekletildikten sonra 1 Nisan 2017 Cumartesi gecesi mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanarak 2 Nisan 2017 Pazar günü saat 01.00’da tekrar cezaevine kapatıldı. Büşra tahliye sevinci yaşarken tekrar tutuklandı ve ağır duygusal bir travmaya maruz kaldı. Üzüntüsü tahliye kararı veren hakimlerin açığa alınması ile derin bir umutsuzluğa dönüştü. Olağandışı ve adil yargılanma hakkını ortadan kaldıran durum nedeniyle son çıktığı duruşmada savunma yapmadı.
7- Avukatı Ümit Kardaş, 6 Nisan 2017’de yeniden tutuklama gerekçelerinin hukuksuz olduğunu savunarak karara itiraz etti. 25.Ağır Ceza Mahkemesi tahliye kararını adli kontrol şartına bağlamıştı. Adli kontrol ancak tutuklama nedenleri varsa uygulanabiliyor. Savcının itirazını inceleyen 26.Ağır Ceza Mahkemesi asıl incelemesi gereken bu konuyu bile incelemediği ortaya çıktı.
TR724.COM