DW'den Felat Bozarslan'ın haberine göre, davada, biri ihraç edilmiş, üç polisin yanı sıra cinayetin yaşandığı sokağa ateş ederek giren PKK'lı Uğur Yakışır da firari sanık olarak yargılanıyor.
Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi: PKK'lı Yakışır niye bu dosyada yargılanıyor?
Ancak davanın temelini oluşturan ve üç polisten birinin kesin fail olduğu belirtilen olay yeri raporunu hazırlayan Londra Üniversitesi'ne bağlı Forensic Architecture araştırma ajansı, PKK'lı Uğur Yakışır'ı da dosyaya dâhil eden iddianameye itiraz ediyor. Davadan kısa bir süre önce yapılan açıklamada, "Oysa bulgularımız PKK üyelerinin Elçi'ye ateş etmediğini açıkça göstermişti" bilgilerini paylaşan kuruluş, iddianamenin sorunlu olduğu görüşünde.
Davada biri ihraç edilmiş üç polisle birlikte PKK'lı Uğur Yakışır’ın da firari sanık olarak yargılanması, hukukçular arasında da endişeye yol açmış durumda. Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, dosyada bazı şeylerin perdelenmek ve gizlenmek istendiği görüşünde. Aydın'a göre, başka bir olayın parçası ve başka bir davaya konu olması gereken kişiler ve suçlar bu dosyaya eklenmiş. Elçi'nin öldürülmesinde dahli olmadığı bilimsel olarak ortaya konmuş örgüt mensubunun ısrarla dosyaya eklendiğine dikkat çeken Aydın, bu durumu hedef şaşırtma, gerçekleri gizleme olarak yorumluyor.
Aydın, "Bu ayrı bir davanın ayrı bir soruşturmanın konusuydu. Ama maalesef bilinçli bir şekilde, bilinçli tercihin ürünü olarak böyle bir iddianame düzenlendiğini düşünüyoruz."
Elçi dosyası adliyenin tozlu raflarına mı kaldırılıyor?
Peki, yaşayıp yaşamadığı bile bilinmeyen PKK'lı Yakışır neden bu dosyaya dâhil edildi?
Elçi dosyasını başından itibaren takip eden Avukat Barış Yavuz, bunun çok ilginç bir nedeni olduğu görüşünde. Yavuz'a göre, davada sadece polisler yargılansaydı, beraat etmeleri durumunda dosya savcılığa gönderilecek ve gerçek failin bulunması için yeniden soruşturma yapılacaktı. Ancak mevcut durumda polisler beraat ederse, davada firari bir sanık olduğu için dosya rafa kaldırılacak ve PKK'lı Yakışır'ın yakalanması beklenecek. Avukat Barış Yavuz, dosyanın sürüncemede bırakılıp, yeniden soruşturma yapılmasının önünün kesilmek istendiğini düşünüyor.
"Firari durumda olan bu kişi hakkında dosya ilelebet devam edecek ve böylece dosyanın savcılığa gitmesinin önü kesilmiş olacak. O zaman bu dosya, arama kararının, yakalama kararının infazının beklenmesi şeklinde bilmiş olduğumuz cezasızlık politikasının yargıya yansıması olarak ortaya çıkacaktır. Ttürkiye'deki cezasızlık kültürü ve cezasızlık anlayışı bu şekilde vücut buluyor ve kendini gösteriyor. Dosyanın ilelebet orada kalması, 40 yıllık zaman aşımı süresinin sonunda dosyanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi sonucunu doğuracaktır."
Sanık polisler yine duruşma salonuna gelmeyecek
Davanın Ekim ayında görülen ilk duruşmasına sanık polisler bulundukları illerden SEGBİS sistemi ile katılmış, bu durum yoğun tartışmalara neden olmuştu. Sanıkların salonda hazır edilmesini isteyen avukatlar, tüm talepleri reddedilince mahkeme heyeti hakkında reddi hâkim talebinde bulunmuş, bu talep üst mahkemece reddedilmişti.
Sanık polisler, ikinci duruşmaya da SEGBİS sistemi ile katılacak. Diyarbakır Barosu ise sanıkların duruşma salonuna getirilmesi konusunda ısrarcı. Sadece adalete ve gerçeklere ulaşmak istediklerini söyleyen Baro Başkanı Cihan Aydın, cinayetin ilk gününden bugüne kadar dosyanın ısrarlı bir biçimde gözlerden kaçırılmak istendiği görüşünde:
"Bu dosyada gerçeğe ulaşmak konusunda sürekli bir direnç var. Soruşturma aşamasında savcılık, şimdi de aynı tutum mahkeme tarafından devam ediyor. Adil yargılama koşulları önemli ölçüde baskılanmış durumda. Dört yıl boyunca savcılıktan kaçan, kaçırılan, gizlenen sanıklar bugün de mahkemeden ve biz avukatlardan ısrarla kaçırılmak isteniyor ve mahkemede bu işe maalesef çanak tutmuş durumda."
Kandil'de çekilmiş videosu yayınlanmıştı