TÜRKİYE-
Suriye dostluğunda dev bir adım; Asi Nehri üzerinde ortak
Dostluk Barajı inşa edeceğiz.
Türkiye Başbakanı Erdoğan ile Suriye Başbakan’ı Naci Itri’nin katıldığı töreni ekrandan izledim.
Sevinçle izledim ve
Ağustos 1923’te Meclis’te yapılan
Lozan tartışmalarını hatırladım.
Bir gün diyorum, inşallah Ermenistan’la da böyle dostluk temeli olacak herhangi bir ortak
ekonomik tesisin temeli atılır...
Lozan
dosyası
Diplomasiyi öğrenmek için çok zengin bir kaynak olan tarihimizde bilhassa iki dosya çok öğreticidir: Sadrazam Â1i Paşa’nın 1856
Paris Antlaşması... İsmet Paşa’nın 1923 Lozan Antlaşması...
Eleştirecek ve alkışlayacak yönlerini bulabiliriz ama mutlaka çok şey öğreniriz.
Lozan için Meclis’te İsmet Paşa çok eleştirilmiştir.
Birinci Meclis’te
Trabzon mebusu şehit Ali Şükrü Bey’in eleştirileri, İkinci Meclis’te
Mersin Mebusu Niyazi Bey’in (Ramazanoğlu) eleştirileri çok önemlidir ve öğreticidir. İkisi de
yabancı dil bilen, dünyayı izleyen insanlar...
22 Ağustos 1923’te Meclis’te yaptığı konuşmada Niyazi Bey, Musul’u,
Hatay’ı ve Suriye Türkmenlerini dışarıda bırakan bir antlaşmayı imzaladığı için İsmet Paşa’yı eleştiriyor...
Lozan’da
Suriye sınırı
Niyazi Bey, Büyük Zafer’i kazanmadan önce, yani Türkiye zayıfken, 20
Ekim 1921’de
Fransa ile Suriye sınırı için imzalanan
Ankara İtilafnamesi’ni zaferden sonra Lozan’da aynen kabul eden İsmet Paşa’yı eleştiriyor. Yörenin bütünlük oluşturan coğrafya ve ekonomisi hakkında ayrıntılı bilgiler veriyor. Sınırın aileleri bile böldüğünü anlatıyor:
Niyazi Bey (Mersin) - Bir antlaşma tasavvur edin ki, mülkün bir kısmında milletin birçok fertlerini güldürüyor, yine milli hududun diğer bir kısmında birçoklarını ağlatıyor. O antlaşma bütünü bakımından eksiktir, tam değildir...
Esad Efendi (
Muğla)-
Antakya,
Trakya kan ağlıyor.
Necip Bey (
Mardin)-
Güney hudutları (Musul,
Kerkük) keza.
İsmet Paşa’nın 23 Ağustos’taki uzun cevabî konuşmasının özeti şu: Barış için bazı
toprak fedakârlıkları yaptık... Yeni bir harp felaket olurdu, sizin de çocuklarınız var... Barış kökleşirse ilişkiler de gelişir. İki tarafta da insanlar da mutlu olur...
O gün belki Niyazi Bey haklıydı ama uzun vadede İsmet Paşa haklı çıkmıştır.
Sınırların ötesi
Asi Nehri 350 km... Lübnan’dan çıkıp Suriye ve Hatay’dan geçerek Akdeniz’e dökülüyor. Nehirlerin ve ekonomik havzaların coğrafyasına bakın, bir de sınırların coğrafyasına!
Asi Nehri üzerinde ortak bir
baraj yapılması
merhum Turgut Özal’ın tasavvuruydu. Fakat, gözü Hatay’da olan
Hafız Esat’ı ikna edememişti.
Tayyip Erdoğan’a nasip oldu, anlamı ekonomisinden de büyük olan bu mutlu proje...
Öbür tarafta Beşar Esat gibi
genç bir lidere nasip oldu.
Türkiye-Suriye dostluğu ve ticareti gelişiyor. Hatay havaalanını bizim kadar Suriyeliler de kullanıyor.
Halep yöredeki vatandaşlarımızın uğrak yeri oldu adeta.
Sınırları değiştirmeye kalkmak felaketlere yol açar ama sınırlar eski zamanların aşılmaz surları değil artık... Çağımızda ortak ekonomik projeler büyük dostluklara temel oluyor.
Dostluk Barajı’nı kutluyorum; uzak yakın çevremizle yeni ortak projeler diliyorum.