Zulüm dönemini anlattığı şarkılarına bir yenisini ekleyen Süvari’nin ’13 Gece’ ismini verdiği eserine, en anlamlı yorum Gökhan Açıkkollu’nun eşi Tülay Açıkkkollu’dan geldi:
“13 Gece…” Bizim için 13 kara gece… 13 gün görmeden, ne olduğunu bilmeden, caresiz bir bekleyiş. 13 gün çırpınışlarımızın sonuçsuz kalması… 13 gün tüm ömrümüzün dönüm noktası. 13 kara gecenin ardından eşimin ellerimizden şehit olarak sonsuzluğa kayıp gitmesi… Bu çalışmanızdan dolayı sonsuz teşekkürler, minnetler size. Bu eserin her bir satırının benim için ne anlam ifade ettigini bilemezsiniz. Burda söyleyebileceğim tek şey şudur ki: Bu eserin sözleri 13 gün, 13 gece hiç görüsemediğim, sesini bir kez olsun duyamadığım eşime söylemek istediklerim ve onun bana söyledikleri sanki… Teselliler, özlemler, hasretle, acıyla, tevekkül içerisinde bir bekleyiş… Kavuşmak ahirete kaldı ama geride onunla gurur duyan, Rabbine sonsuz hamdeden eş ve evlatlar bıraktı elhamdulillah. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Rabbim çalışmalarınızı hayra vesile eylesin. Sessiz çığlıkların her daim sesi olmanız temennisiyle. Sonsuz teşekkürler…
’13 Gece’ Aşk mı desem, hasret mi bu, yüreğimi dağlayan?
Bir alev mi, fer mi yoksa, gözlerimden damlayan?
Bu ayrılık pek zamansız, yalansız ve hiç yoktan;
Biter gülüm, diner sızım, duy sesimi vazgeçme.
İki tomurcuk, bir taze gül fidanı ardımda,
Yıldızlarımı karartan onüç gece yadımda,
Onulmaz derin yaralar kolumda kanadımda,
Geçer gülüm, diner sızım, duy sesimi vazgeçme.
Belki bir baharın ilk demi, ilk yağmur,
Belki bir yaz günü ilk güneşin olur,
Belki de ansızın karşında durur,
“Gel” derim “yanıma”, kollarım açık.
Belki de ansızın karşında durur,
“Gel” derim “yanıma”, ben Açıkkollu…
Tr724