Suriyeli E.E.A, İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne doğum için gelen 115 çocuktan biri. 13 yaşında kendisinden 10 yaş büyük akrabalarından birinin oğluyla evlendirilmiş. 14 yaşında hamile kalmış. Düşük yapmış. Sonra yine hamile kalmış. Kızı şimdi 8 aylık. E.E.A, 'korktuğunu' söylüyor.
Gazete Habertürk'ten İrem Koca'nın haberine göre, annesi ve babasını 10 yaşındayken savaşta kaybeden 15 yaşındaki kız çocuğu, 13 yaşındayken akrabalarının kendisinden 10 yaş büyük oğullarıyla Suriye’de dini nikâhla evlendirildi. E.E.A., Suriye’den önce Kilis’e, sonra akrabalarıyla İstanbul’a geldi. 14 yaşında ilk kez hamile kaldı. İlk hamileliğinin ikinci ayında bebeğini düşürdü. Bu acı tecrübeden sonra ikinci kez hamile kaldı. Geçen yıl 8 Mayıs tarihinde ise dünyaya getirdiği kızı, şimdi 8 aylık.
KOMŞULARI: ÇOCUKLARA YARDIM EDİN
Habertürk'te yer alan haber şöyle:
"Küçükçekmece’nin ücra bir mahallesinde, yıkık dökük bir binanın 2’nci katındaki 3 odalı küçük dairede 7 kişi yaşıyor. Türkçe konuşan bir iki komşu, “Kanuni’den mi buldunuz burayı. Yazık bu çocuklara yardım edin” derken, kendini E.E.A.’nın kayınpederi olarak tanıtan M.H. konuşmaları duyup yanımıza geliyor. “Gelinimin adını kimden aldınız?” diye bir süre sorgulasa da sonunda içeri alıyor. Soğuk ve rutubetli bir ev. Köşede yanan bir soba, salonda elden düşme koltuklar. Herkes orada. Bir tek E.E.A.’nın dini nikâhlı eşi yok. Sorunca “İş için gitti” diyorlar.
‘OKUSAYDIM DİYE HİÇ HAYAL KURMADIM’
Kucağında 8 aylık kızını pışpışlayan E.E.A. utana çekine salona giriyor. Türkçe bilmediği için sorduğumuz soruları Türkmen komşularının çevirisiyle cevaplıyor. En fazla üç kelime söyleyip susuyor. Yalnız konuşmamıza izin verilmediği için temkinli, kısa cevaplar veriyor. Yaşadıklarını, “Suriye’de 4. sınıfa kadar okula gittim. Savaş yüzünden ailem göndermeyi bıraktı. Sonra mektebimiz yerle bir oldu. Annem babam savaşta öldü. 5 yıl oluyor. Okusaydım ne olurdum diye hiç hayal kurmadım. Görücü usulu evlendim, severek değil. Daha yeni doğum yaptım. Bir çocuk daha istemiyorum. Korkuyorum. Bazen akrabalara gidiyorum. Dışarı çıkmıyorum. Buradan memnunum” diye anlatıyor.
‘20 YAŞINDAKİ KIZI KİM NE YAPSIN?’
48 yaşındaki amcası, daha doğrusu kayınpederi M.H., “E. bizim akrabamız. Amca çocuklarıyız. Onun ailesi öldü. Yanımıza aldık. Burada beraber yaşıyoruz. Çok küçük değil. Türkiye’de yasak olabilir ama Suriye’de böyle. Biz de böyle evlendik. Severek evlenmek diye bir şey yok. Suriye’de kızlar 13, 14, 15 yaşında evlenir. 20 yaşındaki kızı kim ne yapsın? Kimse almaz ki. Torunumu da büyüdüğünde, 13-14 yaşında evlendiririm. O yaşlar normal. Suriye’ye dönmeyiz” diyor.
‘OĞLUM 2 AYLIKKEN ÖLDÜ’
E.E.A, bu kaderi yaşayan tek Suriyeli genç kız değil. Aynı mahalledeki yan komşuları 15 yaşındaki E.Y.A ve 16 yaşındaki Z.İ de çocuk yaşta evlendirilmiş. İkisi de kendilerinden 10 yaş büyük akraba çocuklarıyla evli. Tüm hayatlarını iki göz odada geçiriyorlar. Bulaşıkları yıkamadığı için utana sıkıla mutfak kapısını kapatıp yanımıza gelen E.Y.A. anlatıyor, “3 ay önce doğum yaptım. Oğlum 2 aylıkken vefat etti. Zaten çok küçüktü. Bir daha çocuk yapmak istemiyorum.”