Başbakan Erdoğan,
Halep Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktora unvanı verilmesi nedeniyle düzenlenen törene katıldı.
Erdoğan'a fahri doktora unvanı verilmesi dolayısıyla biniş giydirildi ve ''Uluslararası İlişkiler'' dalında
berat verildi.
Başbakan Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, bugüne kadar gerek
Türkiye'de gerekse dünyanın çeşitli yerlerinde birçok değişik üniversitelerden fahri doktora unvanı aldığını, ancak Halep Üniversitesi'nden aldığı doktora unvanının içeriği itibarıyla kendisini ziyadesiyle duygulandırdığını söyledi.
Halep'in hiç de
yabancı olmadıkları dost, akraba ve kardeş bir şehir olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Atasözlerimizde Halep vardır. Türkülerimizde Halep vardır. Şiirlerimizde Halep vardır. Halep şehrinde doğmuş, yetişmiş, burada
vefat etmiş çok sayıda sanatçımız, bestekarımız, yazarımız, iş adamımız, devlet adamlarımız vardır.
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Kayaalp'in mezarı Halep yakınlarında bulunuyor.
Tarihimizdeki en büyük mimar Mimar Sinan'ın inşa ettiği ilk cami olan Hüsrev Paşa
Camisi Halep'tedir. Cumhuriyetimizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk,
Birinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli defalar Halep'te bulunmuştur. Ünlü şairimiz Nabi, ünlü tarihçimiz Naima, ünlü yazarımız Refik
Halit Karay, ünlü bestekarımız Sadi Hoşses ve sayamayacağım kadar değerli insanımız bu şehirde doğdular, yaşadılar, bu şehrin havasını teneffüs ettiler. Tüm dünyada tanınan, sevgi ve hoşgörünün insanı
Mevlana Celaaddin Rumi dahi bir süre burada Halep'teki medreselerde eğitim gördü. Dünyada tarihi ve kültürel noktada bu kadar ortak paydası olan çok az
ülke vardır.''
-''ORTAK BİR KÜLTÜRÜ BİRLİKTE DOKUDUK''-
Türkiye ve
Suriye'nin tarih boyunca iç içe olduğuna, ortak bir medeniyeti inşa ettiğine, ortak bir kültürü birlikte dokuduğuna, sosyal olarak birbirine akraba, kardeş haline geldiğine işaret eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Ben şahsım ve ülkem adına iki ülkenin bu yakınlığından çok gurur duyuyorum. İnanıyorum ki başta değerli kardeşim Sayın
Esad olmak üzere tüm Suriye halkı da şahsımın bu duygularını paylaşıyor. Bizlerle aynı gururu duyuyorlar. İşte onun için diyorum ki
İstanbul,
Gaziantep,
Şanlıurfa,
Mardin gibi Şam, Halep, Laskiye aynı kültürün aynı kardeşlik ikliminin şehirleridir.
Sevgili kardeşim Esad ile bu kardeşlik iklimini geliştirmek için büyük gayret sarf ettik. Bu iki ülke birbirinden ayrı düşmüştü. Ama son 7 yıl içinde bu ayrılığı gidermek suretiyle artık bu kardeşlik iklimini teneffüs eder hale geldik. Aramızdaki yapay meseleleri bir kenara koyduk. Farklılıkları, ayrılıkları, anlaşamadığımız meseleleri değil, onlardan kat kat fazla olan ortak noktaları ortaya çıkardık ve dünyaya örnek olabilecek bir yakınlaşmayı, dostluğu birlikte tesis ettik, tesis etmeye ve daha da geliştirmeye gayret ediyoruz.
Biz de bir söz vardır: 'Bir elin nesi var iki elin sesi var.' Taraflar aynı anlayışla olaylara yaklaşırsa netice alırsınız. Ama tek tarafın yaklaşmasıyla netice alamazsınız. İşte Türkiye-Suriye ilişkilerinde şimdi bu süreç başladı.''
Türkiye ile Suriye arasında 2 milyar dolarlık
dış ticaret hacmine ulaşıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, ancak bunun yeterli olmadığını, yeni hedeflerinin ise 5 milyar dolar olduğunu bildirdi. Erdoğan, hava,
deniz ve
demiryolu bağlantılarını geliştirmeye çalıştıklarını söyledi.
-''SURİYE, BARIŞ VE İSTİKRAR BAKIMINDAN ANAHTAR KONUMDA''-
Suriye'nin
bölgede barış ve istikrar bakımından anahtar konumunda bir ülke olduğunu bildiğini ve buna inandığını dile getiren Erdoğan, Suriye'nin bölgedeki sorunların çözümüne katkısının fevkalade önemli olduğunu vurguladı.
Erdoğan, ''Bu gerçeğin giderek artan sayıdaki ülke tarafından da anlaşılması ve bu sürece olumlu katkıda bulunmaları gerekmektedir. Türkiye, Suriye'nin bölgeyle ilgili görüşlerine büyük bir değer vermekte bu görüşleri dikkate almakta ve diğer ülkelere de bu yönde telkinde bulunmaktadır. Bildiğiniz gibi Türkiye, bu süreci aynı şekilde ortak değerleri tespit ederek sürdürmektedir'' dedi.
Ortak hedeflere doğru güçlü adımlar atmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şunu çok açık ve samimi olarak söylüyorum. Biz birbirimize inanırsak,
dayanışma içinde olursak kesinlikle başaramayacağımız hiçbir mesele yoktur. Aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. İcatlar noktasında burada başarılı hocalarımız var. Yine inanıyorum ki ellerinde zeki, çalışkan, gayretli yavrularımız var. Bölgenin değişik yerlerinden buraya gelen öğrenciler var, bunu da biliyorum. İnşallah Halep Üniversitesi'nden de dünyaya örnek bilim adamları çıkacaktır. Buna inanıyorum. Çünkü bilim bizim medeniyetimizin ilk emridir. İlk emir oku, ama ilk emri biz gerilere atarsak tabii ki sonu bu olur. Ama biz şimdi bu ilk emri yeniden dokumamız, işlememiz lazım.''
-İLK FAHRİ DOKTORA ÖDÜLÜ ERDOĞAN'A-
Halep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Muhammed Nizar Akil, Başbakan Erdoğan'ı, Suriye-Türkiye arasındaki ilişkileri güçlendirdiği için ''Suriye halkının gurur duyduğu'' kişi olarak takdim etti.
Halep Üniversitesi öğrencileri, akademisyenleri, Suriye halkı ve Suriye Devlet Başkanı Beşer Esat adına fahri doktora diplomasını takdim ettiklerini belirten Akil, ''Özellikle son yıllarda dünyayı kasıp kavuran gelişmeler karşısındaki duruşunuz nedeniyle bu ödülden daha fazlasını hak ediyorsunuz'' dedi.
50 yılı aşkın süredir eğitim ve öğretime devam eden Halep Üniversitesi'nin ilk fahri doktora ödülünü Erdoğan'a verdiğini ifade eden Akil, şunları kaydetti:
''Türkiye ve Suriye arasındaki ortak ilişkilerin yanı sıra Türkiye'nin ve Sayın Erdoğan'ın bölge ve
Filistin meselelerinde sergilediği tavır nedeniyle teşekkür ediyoruz. Ayrıca, Filistin halkının haklı taleplerinin savunduğu için, Gazze'ye yönelik Siyonist cinayetlere karşı durduğu için, işgal altındaki
Golan tepelerinden (İsrail'in) geri çekilmesini savunduğu için bu ödülü sayın Erdoğan'a vermeye karar verdik.''
Akil, Türkiye-Suriye ilişkilerinin tarihi, dini, kültürel ve sosyal ortak temellere dayandığını hatırlatarak, iki ülke ilişkilerinin gelişmesine katkıları nedeniyle Başbakan Erdoğan'a teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, üniversiteden ayrılırken ellerinde Türk ve Suriye bayrakları olan öğrenciler tarafından coşkuyla uğurlandı. Öğrenciler, Türkiye ve Erdoğan lehine sloganlar atarken, Başbakan Erdoğan da el sallayarak ve tokalaşarak sevgi gösterilerine karşılık verdi.