Tayyip Erdoğan'ın, Merkez Banklası'na faiz indirimi sonrası değersizleşen liraya siyasi kırılma ve tartışmalar da eklenince hem Euro hem de dolar aynı anda yükselişe geçti. Aslında bu tartışmalara yol vermeden ılımlı bir yol izlenmiş olsaydı doğal olarak faiz ve enflasyon düşecekti. Şuan her ikisi de artarak ülke fakirleşirken hem içeride hem dışarıda büyük borçların altına girdi. Konuyu köşesinde değerlendiren Taraf yazarı Süleyman Yaşar konuyla ilgili 'Dolar ne olacak' başlıklı bir makale kaleme aldı.
İşte Yaşar'ın o yazısı:
"Dün Amerikan Doları’nın fiyatı 2 lira 60 kuruşa kadar yükseldi. Tabii bu arada euronun fiyatı da 2 lira 87 kuruş oldu.
İşte dolar ve euro fiyatlarının Türk parası karşısında aynı anda artması bu artışın euro/dolar paritesindeki değişmeden ziyade bu ülkedeki iç siyasi gerginlikten kaynaklandığını gösteriyor bize.
Niye böyle bir tespit yapıyoruz?
Yapıyoruz çünkü euro/dolar paritesi yıl başında 1.20 düzeyindeydi. Bu arada dolar 2 lira 35 kuruş, euro 2 lira 83 kuruştu. Dün euro/dolar paritesi 1.10 oldu bu defa dolar 2 lira 60 kuruş, euro 2 lira 87 kuruşa yükseldi. Hâlbuki siyasi gerginlik olmasaydı, dolar fiyatı artarken euronun fiyatının Türk parası karşısında gerilemesi ya da aynı düzeyde kalması gerekiyordu. Kısaca sepet kurun yükselmesi gerilemeyi bize gösteriyor.
O hâlde euro/dolar paritesinin etkisinden ziyade Türkiye’deki siyasi gerginliğin döviz fiyatları üzerinde etkin değişken olduğunu söylemek herhâlde yanlış olmaz.
Bu kısa açıklamanın ardından gelelim şimdi dolar fiyatının ne olabileceğine…
Önceki gün Merkez Bankası reel kur ya da enflasyondan arındırılmış kur endeksini açıkladı. Buna göre Türk parası gelişmiş ülke para birimlerine karşı yüzde 24,4 oranında değerli görünüyor. Gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında ise Türk parası yüzde 12 oranında düşük değerli seyrediyor. Bu arada ortalama olarak Türk parasının yüzde 13,2 oranında yüksek değerli olduğuna işaret ediyor Merkez Bankası reel kur endeksi.
Durum böyle olunca Türk parasına rekabet gücü kazandıran kur düzeyi yaklaşık 2 lira 82 kuruş oluyor. Bir de dolar gelişmiş ülke para birimi olduğundan bu defa karşımıza yüzde 24,4 oranında aşırı değer çıkıyor. Hesabı buna göre yaparsak bu defa doların fiyatı 3 lira 10 kuruşa kadar yükseliyor.
BREZİLYA GİBİ FAİZ ARTIRMAKTA FAYDA VAR
Tabii bu aşırı değeri bir anda yok etmek Türkiye ekonomisini durdurur. O hâlde bu riskten kurtulmak ve kademeli olarak Türk parası üzerindeki aşırı değeri almak gerekiyor.
İşte bu nedenle faiz indir söyleminden vazgeçip şu anda Brezilya’nın yaptığı gibi faiz artırmakta fayda var. Bildiğiniz gibi Brezilya Merkez Bankası önceki gün politika faizlerini yüzde 12,25’ten yüzde 12,75’e yükseltti.
Şimdi akla “Avrupa’da faizler negatif düzeyde seyrederken biz niye faiz artıracağız” sorusu gelebilir. Hemen cevaplayalım; Türkiye’de durum farklı. Çünkü Türkiye’nin kısa vadeli borçları 138 milyar dolar, döviz rezervleri ise 127 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Dolayısıyla bu dengesizliği gören kreditörler daha yüksek faiz istiyorlar. Yüksek faiz verilmediği takdirde bu defa döviz fiyatları hızla yükseliyor. Tabii döviz fiyatının yükselmesi bu defa iç faizleri çoğaltıyor. Çünkü devalüasyon beklentisiyle elinde Türk parası tutanların daha yüksek faiz istemesi akılcı bir davranış oluyor.
Anlayacağınız geldiğimiz bu aşamada Brezilya’nın yaptığını örnek alıp faiz artırıp soluklanmakta fayda var."