T24.com'daki yazısnda Hasan Cemal yazısını 3 gazetecinin davası ile ilgili önemli bir analiz ile bitirmiş
Saat 10'da başlayacak, 11.30'a sarkıyor.
Her zamanki gibi bir itiş kakış doluşuyoruz mahkeme salonuna.
Mehmet Altan karşımda.
Özlemişim güleç yüzünü.
İyi olduğunu söylüyor.
Soruyorum:
"Ahmet nasıl?"
"Görüştürmüyorlar ki."
O sırada Ahmet Altan tepemizdeki ekranda, SEGBİS'te arzı endam eyliyor. El kol sallıyoruz ama bizi görüp görmediğini anlamıyorum.
Nazlı Ilıcak'a el sallıyorum, hal hatır soruyorum. Sesleniyor sevgili Nazlı:
"Klimalardan üşüteceksin, omzuna birşey al."
Kolsuz bir bluzla yanımda duran kızı Aslı'ya bağırırken gözleri doluyor.
***
bugün Türkiye’de adalet dibe vurmuş durumda.
Yargı, “Saray yargısı”na dönüşmüş durumda.
Bunun için de, somut kanıt yok ama 3 kere ağırlaştırılmış müebbet hapis var.
Somut kanıt yok ama tutukluluğa devam kararı var.
Bu memlekette, anlaşılan o ki adalet, demokrasi, hukuk ve özgürlük açısından daha alınacak çok yol var.
Allah hepimize kuvvet versin.