2014 Dünya Kupası'na katılmayı kendisine
hedef olarak koyan millilerimiz
Estonya'yı eze eze yendi. Rakibimiz sahada uzun süre 10 kişi mücadele etti ama sonuçta karşımızdaki
takım Estonya. Dünya
futbolunda söz sahibi bir
ülke!
Kusura bakmayın ama futbolcularımızın sevinçlerini görünce ben böyle algıladım. O ne hırs, o ne
iştah öyle. Biz bu gazla değil Brezilya'ya bundan sonraki bütün turnuvalara damgamızı vururuz. Ama bu maçı bu hale getirenleri de
tebrik etmekte yarar var.
Hollanda maçıyla birlikte başlayan
Selçuk yaygarası hedefine ulaştı sanırım. Sonuçta üç puanı üç golle aldık. Gollerden birisini de Selçuk atınca eleştirmenlerimiz rahat etti.
"Bak gördün mü Selçuk'u" gibisinden laflar futbolu bilenlerin cebine
sermaye kaldı!
Millet olarak sanki inatlaşmaktan büyük bir keyif alıyoruz. Ne yaptığımız, neyi istediğimiz belli değil. Grup kuraları çekilirken Hollanda'yı görüp Türkiye'yi hemen ikinci sıraya yerleştirenler yaptıkları yorumları unuttu sanki. Abdullah
Avcı da ne olduğunu şaşırdı. İlk maçtan başlayan salvo atışları hedefini de buldu. Milliler bunlara rağmen Estonya'yı yenmişse öpüp başımıza koymalıyız.
Ay yıldızlı
ekip eleştirilerden dolayı maça öyle motive olmuş ki, özellikle ilk yarıda baskılı oynayalım, golü
erken bulalım derken kötü durumlara düştük. Neyse ki
kale direkleri bizi kurtardı. Rakibin de 10 kişi kalması bizim adımıza büyük şans oldu.
Çok değil bundan kısa bir süre önce milletimizi Milli Takım'dan soğuttuğu ileri sürülen
teknik adamımızı hatırlıyorum. O teknik adam şimdi yok ama ne yazık ki bu soğukluk hala devam ettirilmeye çalışılıyor. Futbolcuların "Selçuk" diye bağıran tribünlere ve eleştirmenlere karşı sergiledikleri abartılı sevinç bunun en iyi örneği oldu. Milli Takım konusunda bölünmeyi yine başardık.
Maç sonrasında
Abdullah Avcı'nın "bana değil koltuğa saygoı duysunlar", Emre Belözoğlu'nun "Güçsüz Hollanda Macaristan'ı da yenmiş" gibi sözleri yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Korkarım içine düşülen bu inatlaşma ilerleyen maçlarda bize zarar verecek.
Basın haklı da olsa oynamalı denilen futbolcuyu Abdullah Avcı kadroya almayacak, buna karşılık Abdullah Avcı'nın sahaya sürdüğü kadro doğru da olsa her fırsatta eleştirilecek.
Başarı gelirse ne ala, ama kısa vadede başarı gelmezse Abdullah Avcı gibi gelecek
vaat eden bir tekhnik adamın düştüğü durum, arkadan gelen yerlilerin gözünü korkutacak.
Amacım Abdullah Avcı'yı övmek değil ancak, bu güne kadar teknik adamlara
sabır gösterilmediğinden yakınanların, Avcı'ya karşı tavırlarını yadırgadım nedense.
Mehmet
Şentürk
Samanyoluhaber.com