Peker, Giresun'da dava kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan gazetecilerin de katıldığı iftar yemeğinin ardından açıklamalarda bulundu. 21 duruşma boyunca kendisine sadece 4 soru sorulduğunu anlatan Peker şunları söyledi: “Ben bu şike davasında bir numaralı sanık olarak yargılandım ve beraat ettim. Şike davasında 1 numaralı sanık. Herkesi onun üzerinden dinlemişsin. 26 menajerlik şirketi denilmiş, yüzlerce futbolcunun şike yaptığı söylenmiş. Bu arada beraat etmiş bu adam. Demek ki bu dava şike davası değil. 3-4 binin üzerinde telefon konuşmam, takibim, onun bunum var. Ama ne şike, ne de başka suçla alakalı bir durumum yok. Mahkeme süresince bir numaralı sanığa 4 tane soru sordular. Biri, 'Telefonda çok sert konuşuyorsun', diğeri 'Hakan Karaahmet’in evinde kaldın mı?', öbürü de, 'Enaramo diye bir futbolcuya bacağını kırarım demişsin.' Her zaman da derim. Benim yanımda çalışan bir kızı ailesi emanet diyorsa o benim namusumdur. Bana emanet ediyordur. Biri de onun namusuna dil uzatırsa benim namusuma dil uzatmış olarak görürüm, yine aynı tepkiyi gösteririm. Benim işyerimde çalışanın namusu bana aittir. Dava ile alakalı değildir bu 4 soru. Böyle bir süreç yaşadık.” 'Şu anda temiz bir spor adamıyım' Peker, “Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?” şeklindeki soruyu da, “Hayata kaldığım yerden devam edeceğim. Okuyacağım. Cezaevinde ortaokulu bitirdim, liseye başlayacağım. 47 yaşında üniversiteyi bitirmeyi hedefliyorum. Bayramdan sonra yurtdışına İngilizce kursumu tamamlamaya gideceğim. Hayatımı daha da geliştirerek, öğrenerek devam edeceğim. Ben spor adamıyım. 3 Temmuz'da cezaevine girerken şaibeli bir spor adamıydım. Şu anda temiz bir spor adamıyım. İnsanların bana temiz deyip dememesi de beni çok alakadar etmiyor. Ben kendimi biliyorum. Kalbimi biliyorum. Olanı biliyorum, olmayanı biliyorum” diyerek yanıtladı. Mahkeme süresince tahliye talebinde bulunmadığını anlatarak konuşmasını sürdüren Olgun Peker, “Tutuklamalara hiç itiraz etmedim. Bu benim için bir kaderdi. Öyle gördüm. Cenab-ı Allah orada olacaksın dedi. Biz oradaydık. İnanan insanlarız. Kader ama böyle olmaması lazımdı. Yani bu kadar yıpratıcı olmamalıydı. Bir yanlış yapıldı. Bu yanlışı doğru çıkartmak için insanların üzerine basma egosuyla hareket etmek çok doğru değil. Herkes yanlış yapabilir” dedi. 'Gizli tanığın ortaya çıkması için savcılığa başvuracağım' Davayla birlikte ortaya çıkan gizli tanığın herkes tarafından bilinmesi için savcılığa suç duyurusunda bulunacağını da kaydeden Peker, "Gizli tanık var deniliyor. Suçlamalarda bulunuyor. Mahkeme heyetine, 'Gelsin bir konuşalım, görüşelim' dedim. Ancak görüşemedik. Gizli tanık vardı, ama gariban biriydi. Gizli tanığın çıkması için her şeyi yapacağım. Cezasını bulsun diye değil. Gizli tanığın kim olduğunu insanlar görsün diye. Giresun savcılığına suç duyurusunda bulunacağım. İddia ettiği konuları merak ettim. İnanın garibanın biridir. 22-23 yaşlarında, 700-800 liraya çalışan bir çocuktur” diye konuştu. 'Silahlı suç örğütü yaftası yakıştırılabilir insan olarak beni gördüler' “Aziz Yıldırım’ı mahkemeye çıkartmak için silahlı suç örgütü lazımdı. Futbolun içerisinde de silahlı suç örgütü yaftası yakıştırılabilir insan olarak beni gördüler. Maalesef burada atlama tahtası olduk” diye konuşan Peker adalete güvendiğini söyledi ve “Şimdi gerekçeli karar çıktı. Ben yine adalete güveniyorum. Yargıtay da düzeltmezse yine güveniyorum. Ne hukuk, ne devlet, ne polis birkaç kişiden ibaret değil. Onlar bunu yaptı diye yargıya güvenimiz sarsılmaz. Ceza verseler de gider yatarım. Hiç sıkıntı olmaz” diyerek konuşmasını noktaladı. (DHA)