Özerten, Şener'in, bir süredir medyada şahsına yönelik sataşmalarını üzülerek takip ettiğini belirterek, ''
Sadri Şener'e acıyorum'' başlıklı sert bir yazılı açıklama yaptı.
Açıklamalarının sadece Şener ile ilgili olduğunu,
Trabzonspor Kulübü ve Trabzon
futbol ailesi ile ilgisi bulunmadığını kaydeden Özerten, ''Başından beri, kişisel başarısızlıklarını örtme maksadıyla faturayı başkalarına kesme planına artık 'dur' denmesi gerekiyor. Çünkü
Trabzonspor gibi 45 yıldır Türk futboluna yön veren bir camianın başkanı sorumluluk sahibi olmalı, ortalığı
yangın yerine çevirip sonra da itfaiyeci rolü oynamamalıdır. Bunları da sempatik bir
görünüm altında yaptığını düşünüyor, ancak böyle davranarak hem futbolumuzla alay ettiğinin hem de kendini
komik duruma düşürdüğünün farkında olmuyor. Bilmelidir ki; bu yangında önce yangını çıkaranlar, sonra da yalandan itfaiyeci rolü oynayanlar yanar'' ifadelerini kullandı.
-''Sadri Şener'in tutumu ve tavrı beni şaşırtmıyor''-
Sadri Şener'in son dönemde takındığı tavır ve tutumun kendisini şaşırtmadığını belirten Özerten'in açıklamasının devamı şöyle:
''Kendisinin de söylediği gibi 1992'den beri
Türkiye Futbol Federasyonu'nda
yönetim kurulu üyeliği yaptım. 20 yıllık süre zarfında kesintili olarak 12 yıla yakın bir süre yürüttüğüm bu görevim sırasında benim nasıl bir insan olduğumu tüm futbol ailesi çok iyi bilir. Hatta daha da kolayı var. Hali hazırda birlikte çalıştığı Trabzonspor yönetimindeki arkadaşlarına da
Ufuk Özerten'in kim olduğunu sorarsa, alacağı cevaplardan sonra son zamanlarda benle ilgili söylediklerinden utanır diye düşünüyorum.
Aslında Sadri Şener'in son dönemde takındığı tavır ve tutum beni çok da şaşırtmıyor. Kendisini sportif ve ticari mezarlıktan çıkarma vefasını göstermiş eski Spor Bakanımız ve en yakın çalışma arkadaşlarının bile arkasından dedikodu yapan bir kişiyi futbol dünyasına
havale ediyorum.
Belirtmeliyim ki, alın terim ve emeğimin karşılığı olarak ve yasalar çerçevesinde son iki ayda aldığım maaşı, televizyonlarda konu eden Sadri, önce aynaya bakmalı ve kendi geçmişini sorgulamalıdır. Türk futboluna yıllarca hiçbir menfaat beklemeden, tek
kuruş almadan
hizmet etmiş bir kişi olarak, şahsımla ilgili dedikodu yapan bir kişinin de öncelikle yıllardan beri sırtında taşıdığı vebal ve kamburdan kurtularak kamuoyunun huzuruna çıkması gerekiyor. Ayrıca soyunma odası koridorunda
misafir olan milli futbolcuyu yaka paça duvara yapıştırmak; ahlakın, adabın ve de insanlığın neresindedir, bunu da anlamakta güçlük çekiyorum.
Aslında tüm bunları yazmak yerine, Sadri'ye sadece Hz. Mevlana'nın 'Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek cevabım var. Ama bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye' sözünü hatırlatır, sağduyulu futbol kamuoyuna saygılarımla arz ederim.''