AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, sarı-lacivertli kulübün 18 Kasım'da yapılan olağanüstü genel kurulunda göreve gelen başkan
Sami Altınyuva, 2009 yılında satın aldığı 06 SA 526 plakalı, yaklaşık 300 bin TL değerinde olan özel yapım
Ferrari marka otomobilini yaşanan maddi sıkıntılara çözüm bulma amacıyla sattı.
Başkan Altınyuva'nın, aracının parasıyla yeni
teknik heyet, oyuncular ve personelin alacaklarının bir bölümüyle bazı acil ödemeleri gerçekleştirdiği öğrenildi.
Altınyuva, bu konuyla ilgili pek fazla konuşmak istemediğini belirterek, ''
Ankaragücü için gerekirse arabamızı da evimizi de satarız, canımızı, malımızı veririz. Bu hiç önemli değil'' dedi.
Sarı-lacivertli kulüpte 32 gündür
başkanlık görevini sürdürdüğünü ifade eden Altınyuva, günün 16-18 saatlik bölümünü de kulüpte çalışarak geçirdiğini belirtti.
Altınyuva, kulüpte daha önce yöneticilik şimdi de başkanlık görevinde bulunmanın onurunu yaşadığını da anlatarak, ''Görevim ne olursa olsun ben Ankaragücü Kulübü için alnımın akıyla en iyi şekilde çalışmak istiyorum. Kimseye mahçup olmak istemiyorum. Kimseyi de zor durumda bırakmak istemiyorum. Ticaretle uğraşıyoruz, bugün verirsin yarın alırsın. Ama Ankaragücü için malımı, canımı herşeyimi vermeye hazırım. Burada önemli olan Ankaragücü Spor Kulübü'nün şu an bulunduğu durumdan çıkması'' diye konuştu.
Kulübün bugün yalnız durumda bulunduğunu ve bu nedenden dolayı bir Ankaralı ve Ankaragücülü olarak çok kırgın olduğunu anlatan Altınyuva, 32 günlük başkanlık görevi süresince yazılı ve görsel basından camiaya birlik ve beraberlik mesajları verdiğini anımsattı.
-''102 yıllık camia yalnız bırakılmış durumda''
Altınyuva, kulübün içinde bulunduğu bu zor günlerin ancak birlik ve beraberlikle aşılabileceği yönündeki çağrılarına şu ana kadar bir
yanıt alamadığından yakınarak, şunları söyledi:
''Eski yöneticilerimizden bir iki kişi hariç bu seslenişime
kulak veren olmadı. Şu an bir iki arkadaşımla birlikte tek başımıza mücadele ediyoruz. Kulübümüzü yaşatmaya, sorunları gidermeye çalışıyoruz. Bu sorunlarla uğraşırken teknik kadromuz, futbolcularımız, bir kaç yöneticimiz ve taraftarımız dışında kimse yanımızda değil. Büyük Ankaragücü taraftarına teşekkür ederim. Her gün benim yanımdalar. Durumu da en iyi gören onlar. Onun dışında ne yazık ki 102 yıllık camia yanlış bırakılmış durumda. Ben yine de yılmadan, pes etmeden sesleniyorum; telefonum, kapım 24 saat açık. Adı, sanı kim olursa olsun Ankaragücü için ne yapacaksa, ne yapmak istiyorsa, ne projesi varsa gelsin oturalım, konuşalım. Kulübümüze katma değer sağlasın ben onun yanında çanta taşımaya razıyım. Ben kulübüm için her şeyi yapmaya razıyım. Malımdan, canımdan vermeye razıyım. Ben bunu yaparken diğer Ankaragücülüler nerede? Onlar biraz ellerini vicdanlarına koysunlar.''