Durduk yerde Adnan
Öztürk söylentileriyle kendi kendisini karıştıran
Galatasaray Culuj'a kazanmaya gitti. Kazanmak da zorunda. Grubunda 4. sıraya düşen sarı kırmızılılar deplasmandan yine puansız dönerse karışım bekleyenlere bir fırsat daha çıkar.
Galatasaray'ın daha önce özellikle de Avrupa'da nice zorlukların üstesinden geldiğini çok gördük. Cimbom her şey bitti dendiği anda sahada hep
aslan kesilmiştir.
Tabi nerede o günler? diye soranlar da olacaktır. Galatasaray'ın eski günlerine bakıp bu günkü halini beğenmeyenler de çoğunluktadır sanıyorum. Galatasaray'ın Avrupa'da başarı hedefini genlerinden söküp atanlar olmuşsa işte orasını bilemem.
Tanadığım veya herkesin tanıdığı Fatih
Terim, bu tür zorlu şartların üstesinden gelmesini çok iyi bilir. Terim'in böylesine durumları özellikle kolladığı ve hem takımı hem de kendi lehine çevirdiğini biliyoruz. Sezon başından bu yana Galatasaray için
efsane kadroya sahip diyenlere karşı Terim'in hoşnutsuzluğu da aslında bu psikolojiden kaynaklanıyor.
Neyse ne, Galatasaray,
Cluj maçıyla birlikte Şampiyonlar Ligi'nde Galibiyet serisine başlayacaksa Terim'e bunun için kimse bir şey diyemez.
Galatasaray için Cluj maçının sadece
futbol mücadelesi olmaktan öte başka anlamlar taşıdığını da hatırlatmak gerekiyor. Görünen o ki, Galatasaray'ın
muhalif kanadında başlayan huzursuzluk Cluj maçının kaybedilmesiyle birlikte daha da artacak. Belki de başkan Aysal'la birlikte
Fatih Terim'i de olumsuz etkileyecek süreç başlayacak. Şunu da söylemek gerekir ki
Beşiktaş,
Fenerbahçe ve Trabzonspor'un sorunlarla boğuştukları ortamda Galatasaray'ın yoktan yere karışmasını anlamak mümkün değil.
Bu güne kadar hep "kol kırılır yen içinde kalır" düsturuyla övünen, bu gelenekleriyle gurur duyan Galatasaray'da da demek ki bir şeyler değişmeye başlamış.
Mehmet
Şentürk
Samanyoluhaber.com