Aziz
Yıldırım, futbolun ilklerinin yaşandığı
Gaziantepspor maçında beklenmeyecek bir harekete
imza attı. Tribünlerden gelen
protestolara kızan başkan bizzat mikrofonu eline alıp Aykut
Kocaman ve kararını savundu. Tribünlerde erkekler olsaydı nasıl tepki verirlerdi kestirmek güç ancak, bayanlar her zamanki kibarlıklarıyla yedikleri fırçayla susup yerlerine oturdu.
Yıldırım hareket, o dakikaya kadar rakibine kalesinde net gol pozisyonlarını
hediye eden
Fenerbahçeli
futbolcularda da etkisini gösterdi. Başkanlarının sahaya kadar indiğini gören futbolcular "sen misin benim üzerime gelen" deyip Gaziantep defansını yerle bir ettiler. Sonuç üç golle üç puan. Anonstan sonraki dakikaları saymazsak çok da hak edilmemiş üç puan. Bunu hem
Aziz Yıldırım hem de
Aykut Kocaman da söyledi zaten.
Aziz Yıldırım, bu hareketiyle yorumcuları da ikiye bölmeyi başardı. "Bu görev başkana düşmez" diyen de oldu, "başkanın
teknik direktörünü savunması kadar
doğal bir şey olamaz" diyen de. Ancak bana göre bu alışılmadık hareketin futbolumuz üzerinde ne etki yaptığını zaman gösterecek.
Anadolu'nun dört bir yanında oynanacak maçlardan gelecek ilginç haberlere hazırlıklı olalım. "Sahada bütün
anonsları başkan yaptı", "takımını böyle havaya soktu", "başkan maç devam ederken futbolculara fırça attı" gibi haberleri spor basınında okursak şaşırmayalım.
Burada hareketin iyiliğini veya kötülüğünü tartışmıyorum ancak bunun çok da futbola yakışır bir tutum olduğundan emin değilim.
Şiddet ve
küfür olmadıkça tribünden her türlü protesto yapılabilir. Beyaz mendil sallanan İspanya'daki böylesi protestolar görsel şova bile dönüşebiliyor. Teknik direktörün kararı önemli ancak o bir kalemde sildi diye yıllardır formasını terleten bir oyuncuyu milyonların gönlünden silmek o kadar kolay olmasa gerek.
Eleştiriden hoşlanmayan siyasetçilere alıştık ancak, bunu futbola uyarlamaya çalışanları hiç mi hiç anlamıyorum.
Mehmet
Şentürk
Samanyoluhaber.com