Alın teriyle kazandığım madalyamı anneme verdim

Fenerbahçe'nin başarılı futbolcusu Mehmet Topuz, geçen sezon alın teri, emek ve gözyaşıyla şampiyon olduklarını söyledi.

Alın teriyle kazandığım madalyamı anneme verdim

Futbolun dışındaki hiçbir olayla gündeme gelmeyen, medyadan da uzak durmayı yeğleyen tecrübeli oyuncu, suskunluğunu Zaman için bozdu. Mehmet Topuz, hocası Aykut Kocaman'ı överken Ay-Yıldızlı formayla ilgili düşüncelerini de açıkladı. Şampiyonluğun gizli kahramanıydı Mehmet Topuz... 34 haftanın tamamında forma giyen tek isimdi. Ağır işçi gibi çalıştı. Tüm enerjisini Fenerbahçe'nin başarısı için harcadı. Hırsıyla, temposuyla takım arkadaşlarını ateşledi. Sadece bir golü vardı. O da çok anlamlıydı. Sarı-Lacivertlilere zirve yarışında Trabzonspor'a karşı ikili averajda üstünlüğü getirdi. Ancak bu sezon yıldız oyuncunun peşini sakatlıklar bırakmadı. Fenerbahçe ligin ilk yarısında en çok onu aradı. Teknik Direktör Aykut Kocaman boşluğunu bir türlü dolduramadı. Orduspor maçıyla kendini bulmaya başlayan Mehmet Topuz, İstanbul'daki yaşantısını, Başkan Aziz Yıldırım'ı Metris'teki ziyaretini ve şike soruşturmasıyla ilgili düşüncelerini Zaman'a anlattı. İlk geldiğin dönemde 'İstanbul'da gece hayatına dalarsam ocakta beni Kayseri'ye yollarlar.' diye bir açıklaman olduğu söyleniyor. Diğer pek çok futbolcu gibi gece gezmelerini sevmiyor musun? Daha çok ailemle vakit geçiriyorum. Takım arkadaşlarımla da zaman zaman antrenmanlar dışında bir araya geliyoruz. Dışarı çıkmak, eğlenmek herkes gibi bir futbolcunun da en doğal hakkıdır. Ama profesyonel bir futbolcu için bunun belli sınırları vardır. Maç öncesi, sabah antrenmanı öncesi gece çıkmak performansı olumsuz etkiler. Ben de buna dikkat ediyorum. Kayseri'deki özel hayatımdan çok farklı bir durum yok. Tabii magazinsel anlamda gece hayatının sürekli parçası olmak, bir futbolcu için sonun başlangıcıdır. Anadolu'dan gelen bazı futbolcular İstanbul'da çabuk kayboluyor. Sen böyle olmadın. Nasıl başardın? Top oynamaktan zevk alan, işini seven, antrenmanına gidip gelen bir futbolcuyum. Kayseri'de de öyleydim. İstanbul dünyanın en güzel şehirlerinden biri. Burada yaşamaktan mutluyum. Ben Anadolu'dan gelenlerin kaybolduğu dönemlerin geride kaldığını düşünüyorum. Kayseri'de parlayan ve Fenerbahçe'de zirve yapan kariyerini birçok insan bilmiyor. Futbolcu olmaya nasıl karar verdin? Kariyerinin dönüm noktası neydi? Futbol benim için bir sevda. Gece uyurken bile futbol oynadığımı düşünürüm, maçlar rüyalarıma girer. Kayseri'de Yolspor'da amatör olarak başladım. Yolspor, Karayolları'nın takımıydı. Bir arkadaşımın babası Karayolları'nda elektrik ustasıydı. Beni seçmelere götürdü. Sahada denenen çocuklar 77-78'liydi. Ben 83'lüydüm. Hoca arkadaşımın babasına, "Veli usta bu çocuğu neden getirdin, çok küçük." dedi. Veli amca "Yahu bir dene" diye ısrar etti ve o günden sonra 5 yıl Yolspor formasını giydim. Çok çalıştım, çok istedim. Sonunda Kayserispor'a geçerek profesyonel oldum. Uzun yıllar Kayserispor formasını giydikten sonra artık büyük bir takıma gelmenin zamanı gelmişti. Son 2,5 sezondur da büyük bir gurur ve onurla Fenerbahçe formasını giyiyorum. Futbolcu olmana karşı çıkanlar var mıydı? Annem beni hep destekledi. Ama babam "Top oynayarak para kazanılmaz" dedi. Ama geldiğimiz noktada herkes mutlu. Futbol dışında başka bir spora yeteneğin var mı? Yok. Futbol, futbol, futbol.... Geçen yıl sadece Trabzon'a gol attın. Devamı gelmedi... Yeni bir seri yakalayacağıma inanıyorum. İkinci yarıda gollerimle katkı yapacağım. Kayseri'de uzaktan sert şutlar çeker ve müthiş gollere imza atardın. Fenerbahçe'de bu yönüne dair hep bir beklenti var. Sence bu eksikliğin mi? Oynadığım pozisyonla ilgili. F.Bahçe'de daha çok sağ kanatta oynadığım için daha az şut şansı buluyorum. Ama bu yönde bir beklenti olduğunun farkındayım. Abdullah Avcı'nın A Milli Takım hocası olmasının ardından milli takım için beklentilerin değişti mi? Hocama ve ekibine sonsuz başarılar diliyorum. Milli başarılara hasret kaldık. Ben profesyonel bir futbolcu olarak çalışmaya devam edeceğim. Karar hocalarımızındır. Geçen yılki çıkışında Aykut Kocaman'ın etkisi nedir? Klasik olacak ama Aykut hoca için, "O anlatılmaz, yaşanır." demek istiyorum. Enerjik ve kuvvetli olmanı neye borçlusun? Doğal özelliklerim var. Bu benim için avantaj. Ama sürekli çalışmadan, üstüne koymadan, ciddiye almadan sadece yetenek, fiziki özellik bir şey ifade etmez. Futbolculuk anlamında gelişim gösteriyor musun? Antrenman programlarımız, yüklemeler, çalışma tempomuz hep bilimsel yöntemlerle düzenleniyor. Saha içinde 20 kilometre hızın üzerine çıkarak kaydedilen etkin koşu mesafesinin önemini ben Aykut hocanın ekibiyle öğrendim. Bu bir gelişmedir. Tüm adımlarımız, çalışmalarımız, kalp atışlarımız sürekli kaydediliyor. Pozisyon bilgisi olarak da epey ilerledim. Rakipler de çok iddialı kadrolar kurdu. Play-off da çıktı. Bu yeni sistem hakkındaki fikrin nedir? Hiç hak etmediğimiz sorunlarla boğuşuyoruz. Play-off'u yaşayıp göreceğiz. 'Bu sezon şampiyonluğun en büyük favorisi yine Fenerbahçe'dir' diyebilir miyiz? Geçen sene olduğu gibi şampiyon olacağımıza inanıyorum. Taraftarımızın, camiamızın bu süreçteki desteğine, şampiyon olarak karşılık vermek istiyoruz. Şike ve teşvik primi iddiaları yüzünden kulüp olarak sıkıntılı bir süreç geçiriyorsunuz. Bu olaylar takımı ve seni kişisel olarak nasıl etkiledi? Tüm arkadaşlarım bu konuda gereken her şeyi söylediler. 19 Temmuz'da, kuruluş yıldönümümüzde, hepimizi çok duygulandıran bir pankartla çıkmıştık antrenmana. "En büyük delilimiz alın terimiz." demiştik. Bunu söylemeye devam ediyoruz. Geçen seneki maçları seyreden herkes zaten hakkımızı teslim ediyor. Ben sahada verdiğimiz inanılmaz mücadeleye, şampiyonluk maçı dahil son dakikasına kadar gidip gelen maçlara bakarım. Şampiyonluğumuz helaldir. O yüzden de şampiyonluk madalyamı anneme verdim. O benim için saklıyor. Geçen yıl Galatasaray'ı, Beşiktaş ve Trabzonspor'u yendiniz. 17'de 16 gibi yapılması zor bir iş başardınız. Şimdi ortalıkta dolaşan ağır iddialar var. Ne diyebilirim? Biz kendimizden eminiz. Sahada konuşmaya devam edeceğiz. Geçen sezonun kısa hikâyesini anlatır mısın? Azim, çalışma, takım ruhu, adanmışlık, sevgi, saygı, disiplin ve bunların hepsinde 12. adamın unutulmaz katkısı. Şampiyonluk sloganımız da şuydu: Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için... Ekmeğimize kastedenleri hiç ama hiç affetmeyeceğim. Avrupa'da başarıyı Fenerbahçe ile yakalamak istiyorum. Futbol sistemimiz ve kadro yapısı olarak bu sezon bu başarıya çok yakındık. Çok yazık oldu. Bizi Avrupa hedeflerimizden uzaklaştıranları, kariyerimize, ekmeğimize kastedenleri, hakkımızı elimizden alanları hiç ama hiç affetmeyeceğim. Ben ona 'Yabo Dayı' diyorum o da bana 'Kangal' Son yıllarda Fenerbahçe'deki oyuncu grubunda müthiş bir arkadaşlık, birliktelik, tek vücut olma hali var. Geçen sezonki şampiyonluğumuzun en büyük şifrelerinden biri, birlikte yediğimiz yemekler, doğum günleri, saha dışındaki beraberliklerimizdi. Onun dışında Joseph Yobo'nun benim için özel bir yeri var. Ben ona 'Yabo Dayı' diyorum o da bana 'Kangal' diyor. Aykut Kocaman her geçen gün büyüyor. Aykut hoca futboldan gelmiş bir isim olarak başımızda hem hoca hem de bir abi gibidir. Her türlü sorunumuzla bire bir ilgilenir, çözüldüğünden emin olana kadar takip eder. Fenerbahçe'de bu kadar başarı kazanan, gol krallıkları yaşayan, şampiyonluklar yaşayan bir futbolcu olarak da camiamızda çok özel bir yeri var. Son dönemdeki tüm açıklamaları ve çıkışlarıyla nasıl bir lider olduğunu gösteriyor. Her geçen gün daha da büyüyor. Aziz Yıldırım'ı cezaevinde görünce dağıldım, sarsıldım. Aziz başkanımızın yeri hepimiz için çok özeldir, bambaşkadır. Babamız gibidir, abimiz gibidir, arkadaşımız gibidir. Kulüpte, takımda herhangi birinin en ufak bir sorunu olduğunda başkanımız oradadır. Ve sorun çözülene kadar takip eder. Hep yanınızdadır. Benim için de ilk günden itibaren 2. babam oldu. Onu cezaevinde görünce dağıldım, sarsıldım. Ama o, orada da güçlüydü. Güya biz ona moral vermeye gittik, yine o bize moral verdi. Kayseri'de oyun benim üzerime kuruluydu, F.Bahçe'de her futbolcu bu seviyede. Fenerbahçe'ye gelir gelmez birtakım sakatlıklar yaşadım. Kayseri'de 10 yılda yaşamadığım sakatlığı burada 2 ayda yaşadım. Hatta yakınlarım nazar değdi bile dediler. Ama sonra toparladım. Belli bir istikrar yakaladım. Fenerbahçe'ye gelen, bu formayı hak eden oyuncular kendi kulüplerinde genelde belli bir seviyedeki oyuncular oluyor. Örneğin ben Kayseri'nin kaptanıydım, oyun benim üzerime kuruluydu. Ama Fenerbahçe'de neredeyse her futbolcu bu seviyede. Fenerbahçe geçen sezon şerefiyle şampiyon oldu. Geçen sezonki müthiş başarımızda hocalarımızdan, kaptanlarımızdan başlayarak en genç oyuncumuza, malzemecimize, masörümüze kadar herkesin alın teri var, emeği var, gözyaşı var. Şerefimizle şampiyon olduk. tesislere köpeklerim için kulübe yaptırdık. Hayatım antrenman, maç, deplasman, ev arasında geçiyor. Birbirine çok bağlı, birbirini sürekli arayan soran kollayan bir aileyiz. Annemin duasını almadan maça çıkmam. Maçtan sonra ilk onlarla konuşurum. Aile meclisinde değerlendirme yaparız. Zamanımın büyük bir bölümünü köpeklerimle geçiriyorum. Samandıra'da hocalarımızın da izniyle onlar için özel bir bölüm yaptırdık. Takım arkadaşlarımın da neşe kaynağı oldular. Zaten maç-antrenman-deplasman derken futbolcu adamın çok fazla boş vakti olmaz. ZAMAN
<< Önceki Haber Alın teriyle kazandığım madalyamı anneme verdim Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER