Devre bitti, 2-0
Beşiktaş öndeydi.
Ziya Doğan soyunma odasına girdi, bu sözlerle hava tamamen değişti: Büyük
takımda oynuyorsunuz, büyük oyuncularsınız. Üzerinizdeki
Trabzonspor
forması. Çıkın hakkını verin. 2. yarıda
rakipten daha kaliteli daha iyi olduğunuzu gösterin. Topu 5 saniyeden fazla tutmalarına izin vermeyin. Maçı çevireceğinize ben inanıyorum, tribünler de. Buradan kimseyi boynu bükük yollamayın. Siz de inanın.
Rakip Beşiktaş’tı,
Avni Aker tarihi anlarından birini yaşıyordu. Stada koşan herkes takımının galip geleceğine inanıyordu ama şüphesiz öyle bir geceyi de hayal etmiyordu. Ev sahibinin istediği gibi başladı maç, Trabzon bastırıyor, gol arıyordu. Istenen gibi oynuyordu ama dört gözle beklenen golü Beşiktaş buldu.
Bobo ve Ricardinho’lu Samba keyifleri bir anda kaçırdı. Fakat ilginçtir,
takımlarının kazandığı maçlarda dahi futbolu beğenmeyerek oyuncularını ıslıklayabilen
Trabzonspor taraftarı, kısa sürede toparlandı, desteğe kaldığı yerden devam etti. Devre 2-0 bitip, takımlar soyunma odasına gid
erken tribünler, Trabzonspor’u zafere uğurluyordu sanki!
Destek hiç kesilmedi
Soyunma odası tüneli çabuk aşıldı,
Ziya Doğan, takımı karşısına aldı... Taktik değişikliğe gidip oyunun kaderini değiştirmeden önce ilk olarak motivasyon silahını kullandı Ziya Doğan. “Trabzonspor büyük takım, siz de burada oynadığınıza göre büyük futbolcularsınız. Üzerinizde taşıdığınız Trabzonspor formasının hakkını verin” diyerek söze girdi başarılı hoca... Öne düşen başlar bir anda kalktı. Doğan devam etti: “Görüyorsunuz taraftarlar 2-0 yenik durumda olmamıza rağmen hala bize
destek veriyor. Inanıyor. Ben de bu maçı çevirebileceğimize inanıyorum tıpkı onlar gibi. Geriye bir tek şey kalıyor; sizin de inanmanız. Beşiktaş’tan daha kaliteli bir takım olduğumuzu biliyorum. Sizlerin de bireysel olarak daha yetenekli olduğunuzdan kuşkum yok. Istediğiniz zaman her rakibi dize getirebiliriz. Ama şifre bu işte; istediğiniz zaman.”
Erken gol telkini
45 dakikada biten umutlar 15 dakikalık arada yerini inanca ve iddiaya bırakıyor, zaferin temelleri bu kısa sürede atılıyordu. Artık soyunma odasındaki herkes aynı dili konuşuyor, belki de kimse 2-0’lık motivasyon bozucu skoru düşünmüyordu. Süre azalmış, sahaya çıkma vakti yaklaşmıştı. Doğan son uyarıları yapmak zorundaydı; “Şimdi çıkın elinizden gelenin en iyisini yapın, mücadele edin. Beşiktaş’ın topla uzun süre oynayıp oyunu soğutmasına fırsat vermeyin, sahanın her yerinde pres yapın. Erken gol bulursak işin rengi değişir. Size inanan bu insanları stattan boynu bükük göndermeyin.”
‘Kurtuluş’ günü!
Doğan son sözlerini söyledi, Musa ve Mustafa’yı çıkarıp Ferhat ve Ersen’e forma verdi.
Selçuk Dereli’nin ikinci yarıyı başlatan düdüğünün öncesinde herkes görevini biliyordu; Trabzonspor kazanacak. Öyle de oldu. Erken gelen ilk Trabzon golü
Avni Aker’i şahlandırdı. Tribünler sanki Trabzonspor öne geçmişçesine bağırıyor, Bordo-Mavililer binlerce taraftarının desteğiyle adeta fazla oynuyormuş gibi mücadele ediyordu. Ve beklenen oldu, Trabzonspor 3 gol buldu. Kurtuluş gününde gelen çok anlamlı bu galibiyet Trabzonspor’u gelecek için daha da umutlandırdı.
(Fanatik)