Avrupa ve dünya
şampiyonu,
olimpiyat ikincisi güreşçi
Şeref Eroğlu'nun, doğuştan kolları bulunmayan ve kalça çıkığı yüzünden bir bacağı diğerinden 10 santim kısa olan yeğeni Beytullah Eroğlu,
Engelliler Yüzme Milli Takımı'nda gerçekleştirdiği derecelerle, kısa sürede kendi kategorisinde dünyanın en iyi 10
sporcusu arasına girmeyi başardı.
Bu yıl liseye başlayacak olan ve 7 yıl önce
Bedensel Engelliler Yüzme Milli Takımı Antrenörü Osman Çullu'nun teşvikiyle
yüzme sporuyla tanışan Beytullah Eroğlu, son olarak Haziran ayında Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen turnuvada, 50 metre sırtüstünde
gümüş, 50 metre kelebek ve genel klasmanda ise bronz olmak üzere toplam 3
madalya kazanarak, 15-20
Ağustos tarihleri arasında Hollanda'da yapılacak Dünya Şampiyonası'na katılma hakkını elde etti.
Uluslararası Paralimpik Komite'nin (IPC) dünya sıralamasında (S5) kategorisinde, sırtüstünde 48.37'lik derecesiyle 8., kelebekte ise 49.60 ile 9. sırada bulunan Beytullah Eroğlu, her geçen gün yükselen form grafiğiyle 2012
Londra Paralimpik Oyunları'nda da Türkiye'nin en büyük madalya umutlarından biri durumuna geldi.
-BEYTULLAH
EROĞLU: ''KAHRAMANIM ŞEREF AMCAM''-
Kahramanmaraş'ın bugüne kadar çıkardığı tek dünya şampiyonu ve olimpiyat madalyalı sporcusu olan
Şeref Eroğlu'nun kendisi için bir ''kahraman'' olduğunu ifade eden Beytullah Eroğlu,''Çocukluğumdan beri gerek ailemizde, gerekse kentimizde amcamın gördüğü saygı, beni çok gururlandırırdı. Ben de onun gibi olmak isterdim. Osman Çullu hocam, 7 yıl önce bana yüzücü olmamıönerdiğinde, bu nedenle çok mutlu oldum. Gerçi özellikle annem ve babam buna çok şaşırdı. Kolları olmayan birinin yüzebileceğine inanmakta zorlandılar. Fakat ben bunu çok istedim. Bundan sonra da hedefim, bana desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Şeref amcam gibi uluslararası başarılar kazanarak adımdan söz ettirmek'' dedi.
En büyük üzüntüsünün, adeta hayatını kendisine adayan babasının, bu uğurda işini dahi kaybetmesi olduğunu vurgulayan Beytullah Eroğlu, ''Kazanacağım ödüllerle babamın yüzünü güldürmek istiyorum. Bunun için her gün 4 saat
antrenman yapıyorum. Gelecekte ise idealim bilgisayar mühendisi olmak'' diye konuştu.
-ŞEREF EROĞLU: ''BEYTULLAH CESARETİYLE GURURUMUZ OLDU''-
Dünya Şampiyonası'na katılma hakkını kazanması nedeniyle yeğeni Beytullah'a elleriyle
dondurma yediren ve onunla birlikte havuzda yüzen şampiyon güreşçi Şeref Eroğlu, ''O kalbimizde sızıydı, gururumuz oldu'' ifadesini kullandı.
Soyadını taşıyan yeğeninin, tüm engellerine rağmen ülkesi ve milleti için bir şeyler yapmaya çalışmasının kendisini inanılmaz derecede heyecanlandırdığını anlatan Şeref Eroğlu, ''Yüzme gibi zor bir spora yönelmesi dahi cesaretinin göstergesidir'' diye konuştu.
Sporda ''gelişebilirliğin'' son derece önemli olduğunun altını çizen Şeref Eroğlu, ''Beytullah'ın henüz yaşı çok
genç ve her geçen gün daha iyi dereceler yapıyor. Böyle giderse Dünya Şampiyonası'nda ya da Londra Paralimpik Oyunları'nda madalya kazanması
sürpriz olmaz. Olimpiyat vizesini alırsa, ben de Londra'ya giderek kendisini tribünden
destekleyeceğim. Bu konuda Beytullah'a söz verdim'' diye konuştu.
Şeref Eroğlu, Beytullah'ın sporla hayata tutunduğunu, fakat Türkiye'deki tüm engellilerin aynı şansa sahip olamadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
''Maalesef ülkemizde engelliler büyük sıkıntılar yaşıyor. Son yıllarda engelli vatandaşlarımızın
yaşam standartlarını yükseltmeye dönük çalışmalar artsa da henüz altyapımızın yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Engellilerin sorunlarına sadece
kulak değil, omuz vermeliyiz.''
-MUSTAFA EROĞLU: ''OĞLUMUN DURUMU ÇOK ÖZEL''-
Beytullah Eroğlu'nun babası Mustafa Eroğlu ise oğluyla daha fazla ilgilenebilmesi ve özellikle
yurt dışındaki yarışmalarda refakatçi olarak onun yanında olabilmesi için, özellikle Bedensel Engelliler Spor Federasyonu'ndan destek beklediklerini söyledi.
Beytullah'ın artık 15 yaşında bir genç olduğunu hatırlatan Mustafa Eroğlu, şunları söyledi:
''Oğlumla sürekli birlikte olmak zorundayım. Çünkü bazı temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için mutlaka
yardım alması gerekiyor. Sonuçta genç bir erkek olduğu için, benim dışımdaki birinin yardımını istemiyor. Buna annesi de dahil. Tüm zamanımı oğluma ayırdığım için, yıllardır yaptığım
mobilya boyacılığı işini bırakmak zorunda kaldım. Bu yüzden mali yönden de sıkıntı yaşıyoruz.
Bedensel Engelliler Spor Federasyonu yetkilileri özellikle yurt dışı organizasyonlara giderken, refakatçi olarak kafilede yer almak istediğimde, 'takımdaki tüm sporcular engelli, herkesin yanına refakatçi veremeyiz' diyorlar. Takımda herkesin engelli olduğu doğru. Fakat benim oğlumun iki kolu olmadığı için, durumu çok özel. Bunu dikkate alarak kalıcı bir çözüm üretmelerini bekliyoruz.''