“Mustafa Denizli'nin hayatını kurtaran profesör” olarak lanse edilen Prof. Dr. Melih Hulusi Us'un, Fatih Terim'de de aort anevrizması olabileceği hakkındaki yorum, Fatih hocayı çok kızdırdı. “Bugüne kadar hiç hastası olmadığım, kendisini şahsen tanımadığım ve hatta hiç karşılaşmadığım bir profesörümüzün ekrandan bana koyduğu teşhisi şaşkınlıkla iki büyük gazeteden öğrenmiş olmanın üzüntüsü içindeyim” ifadesini kullanan Terim, şöyle devam etti: “Tıp konusunda uzman olmamakla birlikte, sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptıran biriyim ve şu an itibari ile de herhangi bir problemim yok. İki önemli gazetenin spor müdürlerinin imzası ile yayınlanan bu haberin ne amaçla yapıldığını bilmemekle beraber, ‘tele teşhis' yöntemi ile yapılan tanının bu denli büyütülerek haberleştirilmesini hayli garip ve düşündürücü bulmaktayım.” Bir aile babası ve kamuoyunun tanıdığı bir kişi olarak sağlık gibi hassas konuda yakınlarını, sevenlerini üzecek ve telaşlandırabilecek bu tip haberlerin etik olmadığına dikkat çeken Terim, “İki büyük gazetemizin böyle bir olayı sayfalarına yansıtması ise elbette ki orada çalışan profesyonel arkadaşlarımın düşünmesi gereken bir durumdur. Televizyondan teşhis yapan ve bunu paylaşan sayın profesörümüzün durumu ise bence sağlık bakanlığı müfettişlerinin de ilgisini çekebilecek kadar ilginçtir” yorumunu yaptı. PARDON ‘Yılın gazeteciliği' Hürriyet ve Vatan spor sayfaları “yılın gazeteciliğini” yaptı!.. Mustafa Denizli'ye ekrandan teşhis koyan Prof. Dr. Melih Hulusi Us, “Aynı belirtiler Terim'de de var” demiş... Fatih Terim de bir Allah kuludur ve hasta olabilir. Şimdi değilse bile bir gün mutlaka olacaktır. Bazı hastalıklarda inspeksiyonal (gözle teşhis) olasıdır. Sarılığı, mongolizmi, kızamığı, hatta ahlaksızı ben bile bir görüşte anlarım. Peki bunu “yılın haberi” yapan nedir? Prof. Dr. Melih Hulusi Us'un ta kendisi. Mesleğini icra edebilmesinin ilk şartı “sağlık” olan dünya çapında bir teknik direktöre ekrandan teşhis koyup, bunu Fatih Terim'den önce medya ile paylaşabilecek etik ve mesleki değerlere sahip bir profesör bulmak her gazetecinin becerebileceği iş değildir. Hasta-doktor ilişkisi bile yaşanmadan, konmamış teşhisi manşete çekmek ise ya “gazetecilik ilkelerinden” bihaber olmak ya da “yeniden yazmaya kalkmak”. Kutlarız değerli rakiplerimizi. E.G - MİLLİYET