Gökhan
Gönül, "Futbola tekrar yeniden başlamış gibi hissediyorum kendimi. Kendime koyduğum büyük hedefler var. Bu yıl, geçen yılın üstüne çıkmak istiyorum. Biraz değil, 2'ye, 3'e katlamak istiyorum. İçimde o coşku var. O coşkuyla,
kamp bir an evvel bitsin ve lig başlasın istiyorum. İnşallah bu
sezon güzel bir şekilde geçecek" dedi.
Gökhan Gönül ayrıca, Milli Takım'a seçildiği ancak sakatlığı nedeniyle kadrodan çıkarıldığı süreci,
Fenerbahçe'de ve Milli
formayla gelmek istediği yerleri ve yeni Teknik Direktör Luis Aragones hakkındaki görüşlerini de dile getirdi.
İlk olarak geçen sezonu değerlendiren Gökhan Gönül, "Aslında geçen sezon bizim için iyi geçti diyebiliriz. Çünkü, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde daha önce elde etmediği bir başarısı vardı.
İyi mücadele ettik, çeyrek
finale kadar yükseldik ve şanssız bir şekilde elendik. Aslında
yarı finale de kalabilirdik. Lige gelince, ligde de çok iyi gidiyorduk. Takım halinde iyi çalışıyorduk. Başarabileceğimizi,
Türkiye Kupası'nı alacağımızı düşünüyorduk, 'Şampiyon olacağız' diyorduk.
Ama şanssız bir şekilde elendik. Süper Lig'de son 3-4 haftada
şampiyonluğu verdik. Çok üzüldük. Biliyoruz taraftarlar çok üzüldü ama, biz de onlardan daha fazla üzüldük. Sonuçta içinde yaşayan biziz" diye konuştu.
TÜRKİYE'DE ZİRVE FENERBAHÇE
Fenerbahçe'ye geldikten sonra hayatında ne gibi şeylerin değiştiği sorulduğunda ise Gökhan Gönül, "Aslında ben Fenerbahçe'ye ilk geldiğimde şunu söylemiştim: 'Hiç kimse yedek kalmak için bir
takıma
transfer olmaz. Başarabildiğini düşündüğü için transfer olur. Sahada isim yapmak için değil, oynamak için gider' Benim de 3. ve
2. ligde
şampiyonluklarım vardı. Basamakları
teker teker yükseldim. Son basamak da Fenerbahçe'ydi.
Zaten sürekli hayalim, Fenerbahçe formasını giymekti. Çünkü, Türkiye'de
futbolun zirvesi Fenerbahçe. Fenerbahçe'ye transfer oldum ve başarabileceğime inanıyordum. Hoca sürekli şunu diyordu: 'Benim takımımda kimsenin yeri garanti değil. Hak eden formayı benden söküp alır. Ben formayı vermem,
futbolcu benden alır' diyordu. Bu sözler sürekli olarak benim kulağıma küpe oldu. İnandım, çalıştım, azmettim ve formayı aldım. Sonra tabii her şey çok farklı gelişmeye başladı. Çevreniz, arkadaşlarınız değişmeye başladı. Kariyeri yüksek insanlarla tanışıyorsunuz. Onların size getirdiği bazı tecrübeleri de kendinizde ediniyorsunuz" dedi.
UZUN SÜRE FENERBAHÇE FORMASI GİYMEK İSTİYORUM
Bundan sonraki hedefleri sorulduğunda ise Gökhan Gönül, "Bundan sonrası için Fenerbahçe'de daha işim bitmedi. Burada şampiyonluk ve şampiyonluklar yaşamak istiyorum. Uzun süre takımda kalıp, kaptanlık pazubandını ben de koluma takmak istiyorum. Daha sonrasında inşallah Fenerbahçe'de kalırım. Ama, tabii ki kulübün de beni istemesi gerekiyor. Bu performansı sürekli göstermem gerekiyor. Sadece sürekli bu performansı göstermekle kalmayıp, bunun da üzerine çıkmam gerekiyor. Olabilecek en uzun süre Fenerbahçe formasını giymek istiyorum. Olursa, çok ileride kaderimde varsa, belki
Avrupa'da olabilir" diye konuştu.
ŞİMDİDEN DÜNYA KUPASI'NI DÜŞÜNÜYORUM
Gökhan Gönül, sezonun sona ermesinden bugüne kadar geçen süreç hakkında ise, "Ligde son birkaç hafta biraz ağrılarım vardı ama oynayabileceğimi düşünüyordum. Çünkü artık şampiyonlukta son viraja girmiştik. Şampiyon olmak istiyorduk. Oynamam gerektiğini düşündüm ve oynadım. Tabii sakatlığım; bunun üzerine 3-4 maç oynayınca daha da fazla arttı. Milli Takım'a çağrıldım. 'Tedavim nasıl olabilir ? Oynayabilir miyim? En kısa zamanda iyileşebilir miyim?' diye Fatih Terim'le, doktorlarla görüştüm. Ama olmadı. Çok denedik. Çok istedik. Benim de hayallerimi süslüyordu bu 4 yılda bir olan Avrupa Şampiyonası'nda oynamak.
4 yılda bir son 16 takıma kalmak için de gruplardan çıkmanız gerekiyor. Çok zor ve güç bir olay. Orada bulunmak, kariyerime Avrupa Şampiyonası'nda oynamayı eklemek istiyordum. Çünkü orası bir vitrin. Çoğu kulüp tarafından istenmek güzel bir şey. Ben de orada oynamak isterdim ama olmadı. Oradan ayrılırken Fatih Hoca'ya söylediğim bir şey vardı. 'İnşallah benim ayrılmam hayırlısıdır. Ben ayrılıyorum ama inşallah final oynar, hatta kupayı alırız' demiştim. Nitekim de başarılı olduk. Çünkü yarı final oynadık. Kimsenin harcı değil, oraya kadar gelip, bir çok eksiğe rağmen yarı final oynamak.
Dünya devi Almanya'ya karşı ezici bir üstünlük sağlamak kimsenin harcı değil. Bir de çok eksik bir kadroyla çıkmıştık. İnanıyorum ki; tam kadro olsaydık, Fatih Hoca'nın seçenekleri olsaydı, belki de final oynardık. Kısmet değilmiş. İnşallah, 2010'da Dünya Kupası var. Oraya hazırlanmak, orada oynamak istiyorum. Şu an için bile, 2 sene olmasına rağmen, Dünya Kupası'nı düşünüyorum. İnşallah olacak diye de düşünüyorum.
Bu süreçte Milli Takım'daki arkadaşlarımla görüştüm. Sürekli olarak Semih'le, Uğur'la, Sabri'yle, Tümer ve
Rüştü ağabeylerle sürekli konuşuyordum. Zaten onlar orada oynarken, ben Türkiye'de maçları heyecandan izleyemiyordum. Hep, 'Keşke oynamasam bile o sahanın içinde o üzüntüleri ve sevinçleri onlarla beraber yaşasam' diyordum. Ama dayanamayıp yarı final maçına gitmiştim. Çok güzel bir atmosferdi. İnşallah ben de aynı şeyleri bir gün yaşarım" diye konuştu.
ARAGONES HİPERAKTİF BİR HOCA
Gökhan Gönül, Aragones hakkında ise, "Aragones'le biz 3-4 gündür beraberiz. İlk defa tanıdığım bir hoca. Çok iyi bir kariyere sahip bir hoca. Birkaç hafta öncesinde Avrupa şampiyonu olmuş bir hoca. 40 yıllık bir
teknik direktörlük hayatı var. Her yönettiği takımda 2-3 yıl kalmış ve ayrıldıktan 3-4 yıl sonra aynı kulübe geri dönmüş.
Demek ki, başarılı bulunduğu için geri dönüyor. Onun yaşanmış tecrübelerinden biz de faydalanmak istiyoruz. Çünkü bize öğrettiği gerçekten güzel şeyler var. Takım olmayı, birlikte hareket etmeyi, çalışmayı ve arzulamayı öğreten bir hoca. Ben çok kısa bir sürede bunları gördüm. Çok da hoşumuza gidiyor aslında.
Çünkü, yemeklerde olsun, dışarıda, odalarda olsun sürekli beraberiz. Hiç kopmuyoruz. Çok da iyi çalıştırıyor. Çünkü yaşına rağmen bize ayak uydurabiliyor. Bazen sinirlendiğinde, bizim arkamızdan kovalayabiliyor. O güce sahip, hiperaktif bir hoca. Durduğu yerde durmuyor, sürekli arayışlar içinde olan bir hoca. Takımı nasıl daha iyi yapabilirimin peşinde. İnanıyorum ki başarılı olacak. Onunla birlikte biz de başarılı olacağız" dedi. Antrenmanları değerlendiren Gökhan Gönül, "Adı üzerinde
hazırlık kampı.
Bunu nasıl geçirirseniz, lige de öyle girersiniz. Burada kazandığınız enerji, kondisyon, tempo ligi devre arasına kadar götürüyor. Onun için iyi çalışıyoruz gerçekten. Bazen yürüyecek halimiz bile kalmıyor. Ama yararlı olduğunu düşünüyoruz. Çünkü futbolda kondisyon ve dayanıklılık şart. Bunlar gerekiyor" diye konuştu.
ÜÇE KATLAMAK İSTİYORUM
Sakatlığının tamamen iyileştiğini belirten Gökhan Gönül, "
Allah'a
şükür sakatlığımdan eser kalmadı. Tabii ki şimdi, iyi dinlendim. Ligin son 4-5 haftasında ağrılarla oynadım ama, şimdi buraya geldim ve hiçbir şeyim kalmadı. Topa vurduğumda o ağrıyı hissetmemek gerçekten çok güzel bir duygu. Futbola tekrar yeniden başlamış gibi hissediyorum kendimi. Kendime koyduğum büyük hedefler var. Bu yıl, geçen yılın üstüne çıkmak istiyorum. Biraz değil, 2'ye, 3'e katlamak istiyorum. İçimde o coşku var. O coşkuyla, kamp bir an evvel bitsin ve lig başlasın istiyorum. İnşallah bu sezon güzel bir şekilde geçecek" dedi.
MTK'YI GEÇECEĞİZ
Gökhan Gönül, Şampiyonlar Ligi'ndeki hedefler ve MTK
Budapeşte eşleşmesiyle ilgili olarak ise, "O takımla biz geçmişte bir kez eşleşmiş ve bunda da mağlup olmuşuz. Ama o maçlarda bir çok gol pozisyonuna girmişiz. O konuyu inceledim, araştırdım, o zaman oynayan eski futbolcuların demeçlerini okudum. Çok gol pozisyonuna girip, bir türlü atamayıp, sonra gelip bir gol yiyerek elenmek gerçekten büyük bir şanssızlık.
Ama inanıyorum ki; bu tempo, bu coşkuyla ve geçen sene o Şampiyonlar Ligi'nde yaşadığımız, tattığımız o duyguyla, MTK'yı rahat geçebileceğimizi düşünüyorum. Gerçi futbolda hiçbir zaman, hiçbir şeyin garantisi yoktur. Futbol 3 neticeli bir oyundur. Futbolun zaten güzelliği de burada ama, eminim ki; bütün takım olarak biz onların istediğinden 10 kat daha fazla istiyoruz. Çünkü geçen yıl elde ettiğimiz bir çeyrek final başarısı var. Biz onun üstüne çıkmak istiyoruz. Onun için de ilk ayak olan MTK'yi geçmek istiyoruz. İnşallah da geçeceğiz. Ben buna yürekten inanıyorum" diye konuştu.
GEÇEN YILDAN DERSLER ÇIKARDIK
Geçen yıl Şampiyonlar Ligi'nde başarılı sonuçlar alınmasına rağmen, ligde inişli çıkışlı bir grafik çizildiği, buna bakarak geçen seneden
ders çıkarılıp, çıkarılmadığı sorulduğunda ise Gökhan Gönül, "Tabii ki çıkarıldı. Ama şöyle bir şey var: Şimdi Türkiye'de biz, 3 günde bir maç oynamaya alışık değiliz. Ama her zaman söylediğim bir şey daha var: Oynamamız ve alışmamız gerekiyor. Çünkü artık Türkiye; tüm Avrupa ve Dünyada, herkesin adını duyduğu bir
ülke. Onun için, biz de başarılar yakalamak istiyoruz.
Nasıl Türkiye Avrupa Şampiyonası'nda yarı finale kalmışsa, nasıl Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamışsa, bu başarıyı yeniden yakalamamız gerekiyor. Yakalamakla kalmayıp, bunun da üzerine çıkmamız gerekiyor. Çünkü, her insanın bir önceki seneden çıkardığı dersler vardır. Bu sadece futbolda değil, kendi özel yaşamınızda da böyledir. Yaşadığınız bir olayı bir daha yaşadığınızda, yapmış olduğunuz o hatayı bir daha tekrar etmiyorsunuz. Biz de geçen sene bunları yaşadık. 3 günde bir maçlar oynadık. Bu biraz yorucuydu. Hocamız ara sıra dinlendirmeyi uygun gördü. Puan kayıplarına uğradık. Nasıl olsa tekrar kazanırız, farkı açarız diye düşünüyorduk ama, dediğim gibi futbolda hiçbir zaman hiçbir şeyin garantisi yok.
Kötü sonuçlar aldık. Taraftarımızı bir yönden çok sevindirdik, bir yönden çok üzdük. Ama tabii yeri geldi onlar da bizi üzdü. Biliyorsunuz, hiç kimsenin örnek almadığı yaşanmış bazı kötü olaylar vardı. Ama bundan sonra da Fenerbahçe taraftarına yakışan bir şey yapmışlardı. Bu gerçekten beni çok duygulandırdı. O olaylardan sonraki içeride oynadığımız ilk maçta kocaman bir
pankart açmışlardı. Bizim o Sevilla maçında, penaltılardan sonra takım halinde koştuğumuz bir resmi, 'Sizinle gurur duyuyoruz' diye kocaman bir pankart olarak tribünlerde gördüm. Gerçekten o anda sahaya çıktığımda, tüylerim diken diken oldu. Bugün bile o an gözümün önüne geliyor. Ama inşallah bu yıl hem biz taraftarlarımızı, hem de taraftarlarımız bizi üzmeyecek diye düşünüyorum" diye konuştu.
ÇOK ÜZÜCÜ BİR OLAYDI
Gökhan Gönül, Deivid'in sakatlığıyla ilgili olarak ise, "Biz geçen sene de
sakatlıklardan çok dert yandık. Sürekli sakatlıklarla uğraştık. Şimdi bakıyorsunuz daha ilk antrenmanda Deivid'le bunu yaşıyorsunuz. O anki görüntüyü şimdi hatırlamak bile istemiyorum. Allah hiçbir zaman hiçbir
sporcuya ya da insana böyle bir sakatlık ya da böyle bir sağlık problemi vermesin. Çok kötü bir olay. Daha ilk idmanda bunu yaşıyorsunuz.
İnsan, 'Yeniden bu yıl da bu sakatlıklarla uğraşacak mıyız?' diye düşünüyor. Çünkü Deivid, geçen sene bir çok maçta, hiç ummadığımız ve beklemediğimiz anlarda, 'Gol atamayacağız galiba' dediğimiz anlarda, çıkıp 20-25 metreden vurup, gol atıp, takımı sırtlayan isim olmuştu. Ona şu an çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Çünkü, onun da geçen seneden kazanmış olduğu tecrübeleri olduğunu düşünüyorum. Üzücü bir olay yaşadık. Ama hocamız Aragones'in de söylediği gibi; 'Futbol, bir profesyonel spor. O yüzden böyle şeyleri kafanızdan silip atmanız gerekiyor. Kendi işinize bakmanız gerekiyor' diye konuştu. Sahada bunları söylediğinde insan biraz farklı karşılıyordu ama, sonradan düşündüğünüzde hocanın haklı olduğunu görüyorsunuz. Sporda her zaman bunlar var. İnşallah bir daha yaşamayız" dedi.
TÜM KUPALARA TALİBİZ
Gökhan Gönül, Fenerbahçe'nin yeni transferleri ile ilgili neler düşündüğü sorulduğunda ise, "
Güiza, zaten ilk önce ligde, sonra Avrupa Şampiyonası'nda kendisini kanıtladı. İspanya'da gol kralı oldu ve Avrupa Şampiyonası'nda çok iyi bir performans sergiledi. Kendisini kanıtlamış bir isim ve takıma da çok faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü, böyle geniş bir kadroya ihtiyacımız var. Emre ağabeye gelince; tüm Türkiye tanıyor.
Onu dünyada tanımayan çok az insan var. O da kendisini kanıtlamış bir
oyuncu. Benim kendime örnek aldığım oyunculardan biriydi. Çok iyi bir oyuncu" diye konuştu. Gökhan, son olarak taraftarlara vermek istediği
mesaj sorulduğunda ise, "Geçen sene onları çok üzdük. İnşallah bu yıl onları üzmeyeceğiz. Hem Şampiyonlar Ligi'nde, hem de Türkiye'de tüm kupalara talibiz. Bizim yanımızda olsunlar ve bizi sürekli desteklesinler. Onlardan tek istediğimiz bu" dedi.
Fenerbahce.org