Durak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisi için ''Nazım Durak, Adnan Bey lehine çekilsin'' dendiğini ifade ederek, ''Niye çekileyim, Adnan
Polat benim lehime çekilsin. Ben '
Adnan Polat çekilsin' diyorum, 'başarısız' diyorum. Bu kulübü çok daha kötü günlere götürmesin'' dedi.
Nazım Durak şöyle konuştu:
''Biz, ekibimizle dinamik, candan, yürekten
Galatasaray'ı seviyoruz, reklam ve medyada şov peşinde olan insanlardan değiliz. Gerçek anlamda yüreklerini ortaya koyan arkadaşlarımızla
yönetime talibiz. Paramız da var, para da bulacağız. Her şeyimiz var. Biz en azından dürüstüz, açığız, kulübümüzü korumak durumundayız. Kulübümüzün bir santim toprağını satmadan bunu gerçekleştireceğiz. Kendisi yıllardan beri medyada göründüğü için tanınabilir. Magazinde çıkanları da sokakta gördüğümüz zaman tanıyoruz. Adnan Polat'ı herkes tanıyor ama tanınması kendisinin favori olduğunu göstermez.
Sayın Adnan Polat çekilsin. Başarısızlığı ortada. Bu kulübü çok daha kötü günlere götürmesin. Bu devirde
toprak satılır mı? İstanbul'da toprak kalmamış, müteahhitler toprak ararken, siz var olanları satacaksınız.''
-''KULÜBE NE KADAR PARA VERDİĞİNİ AÇIKLASIN''-
Adnan Polat'ı, bugüne kadar kulübe ne kadar para verdiğini açıklamaya davet eden Nazım Durak, ''Ben de onun verdiğinin üzerine para koyuyorum ve paramı geri almıyorum'' dedi.
Durak, Polat'ın kulübe ''Bir lira'' dahi vermediğini iddia ederek, ''Hatta kulüpten 520 YTL alacaklı.
Yemek faturalarını kulübe göndermiş. Ayrıca
Özhan Canaydın'ın bugün bir lira alacağı yoktur kulüpten. Bunu üstüne basa basa söylüyorum'' ifadesini kullandı.
Yöneticilerden para toplanmasına kendilerinin de karşı olduğunu belirten Durak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Madem şu anda paralar toplanmaya çalışılıyor, daha önce neredeydiniz? O iki milyon veriyormuş da 500 bin veriyormuş da... Bir lira vereceklerini sanmıyorum, çünkü bugün basında kendisinin yönetim listesinde olan insanların genel yapısını, mali durumunu ben biliyorum. Yastık altında gizli ya da İsviçre'deki
bankalarda v
arsa o ayrı bir şey.''
-''İSİM VERMEDEN 30 MİLYON DOLAR KOYACAĞIZ''-
Nazım Durak, kendilerinin
yönetici ismi vermeden 30 milyon dolar koyacaklarını vurguladı.
İsimlerinin ön planda olmasını istemeyen cesur, yürekli arkadaşlarının bu parayı vereceğini anlatan
durak, ''
Kulüp projeler oluşturmadan yürütülemez, taraftara açılmadan olmaz. Bugün
Fenerbahçe forma satışından ayda 1-2 milyon dolar para kazanıyor. Biz hala
Avrupa fatihi Galatasaray olarak övünüyoruz. Şu anda bunun kulübe bir getirisi var mı? Tamam, bu harika bir olay. O zamanki başkan Faruk Süren'i, yöneticileri ve Fatih Terim'i yürekten kutluyoruz ama bu aşamadan sonra bizim hep Avrupa fatihi ile övünecek halimiz yok. Para olmayınca olamaz'' şeklinde konuştu.
-''BİR HOLDİNG YÖNETEBİLİR AMA...''-
Nazım Durak, Adnan Polat'ın bir
holdingi yönetebileceğini, ancak Galatasaray Kulübü'nü yönetemediğini savundu.
''Sayın Adnan Polat, iki yıldan beri kulübü bu boyutlara getirmişse, sayın Canaydın'dan
enkaz devraldığını söyleyemez. Her şeyi düzeltmek adına bir beklenti, umut sunularak gelmiş ve Sayın Canaydın
seçimi kazanmıştır'' diyen Durak, gerçeklerin ise böyle oluşmadığını söyledi.
Durak, şöyle devam etti:
''Bir kere Canaydın döneminde 55 milyon dolarlık borç, 282 milyon dolar olmuştur. Son dönemde 100 milyon dolarlık bir borç daha ilave olmuştur. Bu Adnan Polat zamanındadır. Adnan Polat bir holding yönetebilir ama Galatasaray Kulübü'nü yönetemedi. Karşımızda bir düşünce var, bu düşünce 'Sat ve para kazan', 'İpotek yap para al'dır. Bunu herkes yapar. Hele Galatasaray gibi markanın adını kullanarak çok rahatlıkla para toplayabilirsiniz. Belki ben de Nazım Durak olarak kendi çevremde bir miktar para toplayabilirim ama Galatasaray yöneticisi olarak gitsem, milyon dolarlar toplarım. Bu demektir ki, Galatasaray'ın adı kullanılarak bir borçlanma yapılmıştır.''
-''RİVA SATILAMAZ, ÇÜNKÜ İPOTEKLİ''-
Galatasaray'ın Riva'daki
arazisinin satılamayacağını savunan Prof. Dr. Durak, ''Satamazsınız, çünkü önce
genel kurul kararı gerekiyor. Ayrıca bu arazi ipotekli'' dedi.
Durak, başkan Canaydın'ın verdiği 52 milyon dolarlık teminatı ortadan kaldırmak için Riva Arazisi'nin Vakıfbank'a ipotek edildiğini ileri sürerek, ''İpotekli malı nasıl satarsınız?
Borçlu adam parasını almadan satabilir misiniz'' ifadesini kullandı.
-''STAT PROJESİ ARTIK YOK OLDU''-
Nazım Durak,
stat projesinin artık yok olduğunu savundu ve yüklenici Eren Talu'nun Amerikalı ortağının çekildiğini söyledi.
Durak, burada var olan bir kooperatifin üyelerinin mahkemeye başvurduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Mahkemeyi
TOKİ kazanmıştı, sonradan Bölge İdari Mahkemesi bunu bozdu. Sonradan yeniden
dava açıldı. Dolayısıyla bu
ihale de maalesef geçersizdir. Siz 2011 yılında bitecek hayali bir stadın koltuklarını satarak, 'kulübe 1 milyar dolar kar getireceğim' diyorsunuz. Bunların hepsi bir aldatmacadan ibarettir, maalesef Galatasaray taraftarlarını ve kongre üyelerini kandırmaktan öte bir şey değildir.''
-''TRANSFERLER FİYASKO''-
Sportif başarıların ortada olduğunu ifade eden Nazım Durak, Adnan Polat'ın yaptığı
teknik heyet ve
futbolcu transferlerini ''Fiyasko'' olarak değerlendirdi.
Durak, ortada bir
teknik direktörün olmadığını savunarak, ''Kalli bir olay. Lincoln, Carrusca, Bouzid, Barusso bir olay. Kulübün bir teknik direktörü yok. Teknik direktör kaçmış gitmiş. Transferlerin hepsi fiyasko. İnsan hangi yüzle çıkar'' diye konuştu.
Lincoln'ün iyi bir
oyuncu olduğunu söyleyen Nazım Durak, ''Ilık bir havada, güzel bir çimde harikalar yaratabilir ama Anadolu'da oynayacak bir oyuncu değil. Biz Lincoln'e karşı değiliz, yanlış anlaşılmasın. Lincoln 20 milyon dolarlık bir
futbolcu ama 1 milyon dolarlık bir iş yaptı mı? Kaç maçımızı aldı bize?
Hagi gibi,
Atletico Madrid maçında olduğu gibi son dakikada gol atıp bize maç mı kazandırdı'' dedi.
-''YÖNETİM, ÜYELERLE KOPUK''-
Galatasaray yönetiminin, üyelerle kopuk olduğunu ifade eden Durak, ''Üyelerle kopuklar, seçim zamanı arıyorlar. Bindirilmiş kıtalar gibi hepsini arayıp, üyeleri getirip, oy kullanmalarını sağlamayı amaçlıyorlar. Kulübün kendi üyeleriyle diyalağu yok. Tutturulmuş bir mektepli-alaylı tartışması... Yok böyle bir şey. Herkes mektebi içine almak isterken, siz mektebi soyutlayamazsınız, mektep burada bir ışıktır. Yüzyıllar boyunca aydınlar yetiştirmiştir'' dedi.
Yapılan birtakım
anlaşmalarda kulüp çıkarlarının gözetilmediğini de iddia eden Durak, ''Bugün
Lig TV,
UEFA Kupası maç yayınları için daha fazla verirken, D-Smart ile anlaşma yapılıyor. Bunlar acı şeyler. Bunlar kulübün çıkarlarını kollamak, kulübü sahiplenmek değil. Herhalde amaç, Galatasaray Kulübü başkanlar köşesine resmini astırmaktır'' diye konuştu.
Adnan Polat'ın, başkan olması halinde, birkaç ay içinde kulübün genel kurula gitmek zorunda kalacağı görüşünü savunan Durak, ''Götüremezler. Zaten yeni futbol yasası çıkıyor. Seçimlerin yeniden yapılması gerekecek. Bizim amacımız bir konsensüs sağlamak. Büyükler, küçükler, duayenler, dalında uzman olan kişileri kucaklayarak bir konsensüs sağlayıp, olağanüstü kongreye gidip, kulübü pırıl pırıl teslim etmeyi amaçlıyoruz'' açıklamasını yaptı.
Adnan Polat'ın, Divan
Kurulu toplantısında, kulüp işleri nedeniyle başkan adaylığı için
hazırlık yapamadığını söylemesinin bir gaflet olduğunu kaydeden Nazım Durak, şunları söyledi:
''Özrü kabahatinden büyük. Kulübün işleri demek, takımla deplasmanlara gitmek midir? Yalnız bu mudur?
Müteahhit zihniyeti, mal var, arsa var, bununla para döndürmektir. Türkiye'deki her iş adamı zaten borçludur. Türkiye'deki
işletme prensipleri böyle. Zaten iş adamları, paraları olsa da banka
kredisi alır, bununla devam eder. Hep devlet bankalarından kredi almak, bunu ödeyemiyorum deyip zamana yaymak, faizin katlanması, sonra da af beklemek. Hep aynı mantalite bence.
Siz iki senedir hiç proje üretememişsiniz, bu hale getirmişsiniz. Daha sonra da '
Mayıs ayı içinde kulübe 25 milyon dolar acil para gerekecek, kulübün kasasına
kilit vurulacak, haciz gelecek' diyeceksiniz. O zaman gelme kardeşim, o zaman başkan olma. Nedir bu ihtirasın, nedir amacın? Senden başka bu kulübe
başkanlık yapacak kimse yok mu? Ev yanıyor, 'Kusura bakmayın ben evde yoktum' diyorsunuz. Böyle bir mantık var mı? Şimdi ise ''Eve geldim'' diyorsun. Yazıklar olsun böyle bir söyleme.''
AA