Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih
Terim,
İsveç ile yapacakları maç öncesi genel bir değerlendirme yaptı.
Milli Takımlar Teknik Direktörü
Fatih Terim, 2008
Avrupa Futbol Şampiyonası finallerini
hazırlık çalışmaları kapsamında, İsveç ile yapacakları maç öncesi
sakatlıkları nedeniyle kadrodan çıkartılan isimlerin yerine kimseyi kadroya davet etmeyeceklerini söyledi.
Swissotel'de bir
basın toplantısı düzenleyen Terim, basın mensuplarının kendisine yönelttiği soruları cevaplandırırken, özellikle sakatlıkları bulunan
oyunculara değinerek, ''
Serhat Akın sol arka adalesindeki sakatlığı nedeniyle,
Semih Şentürk ise dün akşamki
derbi maçta dizine aldığı
darbe sonrası sakatlanarak kadrodan çıkarıldılar. Yerlerine kimseyi almayı düşünmüyoruz. Ayrıca Hakan Balta'nın tedavisi sürüyor. Şu an için başka bir sakatımız yok'' dedi
(A) Milli Takım'ın,
Avrupa Şampiyonası finalleri öncesi hazırlık programına değinen Fatih Terim, İsveç karşılaşmasının ardından, 26 Mart'ta
Belarus ile bir maç yapmanın planlandığını dile getirirken şunları anlattı:
''
Turkcell Süper Lig'in sona erdiği 11
Mayıs'tan itibaren, finallere hazırlanma yolunda bize zaman bırakan bir ortamı yarattık. Bu tarihten sonra, en az 3 maç daha düşünüyoruz. Bunlar muhtemelen 20, 25 ve 29 Mayıs tarihlerinde olacak. Turnuvada oynayacağımız gibi, 4 gün arayla oynamak istediğimiz için tarihleri böyle koyduk, alışkanlık olsun diye. Olası 4. maçı ise 1 Haziran'da yapabiliriz. Çünkü 5 gün önce maçlarımızı oynayacağımız ülkede olmak zorundayız. En geç 1 gün evvel de maç oynayacağımız şehirde olmak mecburiyetindeyiz. Talimatlar böyle. Eğer 4 maç olursa da bu ancak 1 Haziran'a denk gelebilir. Mayıs ayındaki 3 maçımızda, rakiplerimiz büyük ihtimalle
Slovakya,
Uruguay ve
Finlandiya olacak gibi gözüküyor. Kampımız, 18 Mayıs'tan itibaren Almanya'nın Bielefeld kentinde olacak ve maçlarımızı orada oynayacağız. Milli
takım kadromuzu ise 1
1 Mayıs'tan önce basın toplantısıyla açıklayacağız. 20 oyuncu artı 3
kaleci olarak açıklayacağız, ancak daha fazla oyuncuyla da gidebiliriz, çünkü nihai kadroyu vermek için 28 Mayıs'a kadar vaktimiz var. O zamana kadar herhangi bir sakatlık veya hastalık olursa, oyuncuları değiştirme şansımız olsun diye böyle bir yola gidebiliriz.''
-''ÖZEL TATİL HAZIRLIYORUZ''-
Fatih Terim, Turkcell Süpar Lig'de sezonun bitmesinin ardından,
milli takım kadrosuna çağrılacak oyuncuların ailelerinin de dahil olacağı bir
tatil planladıkların açıkladı.
Terim,
futbolculara önce 11-18 Mayıs tarihleri arasında izin vermeyi planladıklarını, ancak daha sonra farklı bir organizasyon yapmayı düşündüklerini dile getirerek, ''Oyuncular ve aileleriyle bu izni birlikte geçirmeyi düşünüyoruz. Bu ortam içinde sponsorlarımızla beraber olmak istiyoruz, artı basın mensuplarımızın da isteklerini orada rahat rahat karşılayabileceğimizi düşünüyoruz. Madem ki hep beraber finallere gidiyoruz, hep beraber bir
eylem yapalım diyoruz. Biz de ileride kritik günlerimizde sakin kalmak istediğimizde, bu anlayışı isteyebilelim diye... Sponsorlarımızla görüştükten sonra bu durum netleşecek. Sonuç olarak programımız böyle. Her gün için müthiş bir bilgi akışı olacak. Herhangi bir aksama olmadan o konuyu halledeceğiz'' ifadelerini kullandı.
-''YÖNETİMİNDE DE ÖNEMLİ OLAN İSTİKRAR''-
Fatih Terim, Futbol Federasyonu'nun
genel kurula gitmesi için son dönemde yaşanan gelişmeleri nasıl yorumladığının sorulması üzerine, şunları söyledi:
''Genel olarak kalıcı başarılar isteyen bir ülkeyiz. Öyle olması da gerek, ama maalesef bu istikrarın pek sağlanmadığını görüyoruz futbolda.
Başarılara da ancak istikrar ortamında ulaşılabilir. Yaklaşık 30 aya varan görev sürem içerisinde 3. yönetimden söz ediyoruz. Futbolun özerkleştiği 1991 yılından bu yana kaç genel kurul yapıldığını hatırlayan var mı? Sayısız genel kurula muhatap olduk. İstikrarlı bir ortamın başarı getireceğine inanan bir insan olarak benim söylemim böyle. İşimizin gereği Avrupa ve dünya ile yarışıyoruz, ancak batının bu konudaki standardına hiç uyduğumuz söylenemez. Ya görmemezlikten geliyoruz, ya da reddediyoruz bu standardı. Onları geçmeyi de her zaman istiyoruz. Demek ki artık belli gerçeklerle yüzleşmemiz lazım. Belli doğruları görmemiz lazım. Belli istikrarı da yaratmamız lazım. Yoksa başka türlü bu standardı yakalayamayız. Başarının, zamanla ve istikrarla geldiğine inanan biriyim. Sürekli değişen yönetimler ve kadrolar, en önemlisi de sürekli değişen hedeflerle eksik adım atmış oluruz. Dolayısıyla benim bakış açım istikrar adına bu. Kişilere bağlı olmayan, sistemlerin hakim olduğu bakış acısının
açılımı bence böyle.''