Trabzonspor'un gurbetçi oyuncusu
Halil Altıntop,
Trabzonspor gibi bir kulübün her zaman en iyisini istemek zorunda olduğunu söyledi.
Halil Altıntop, Trabzonspor Dergisi'ndeki röportajında, Trabzonspor'a gelmeden önce
kent hakkında bilgi sahibi olduğunu belirterek, ''Ancak her şey umduğumdan daha güzel. İnsanlar çok canayakın. Beni aralarına kabul ettiler. Trabzon'a gelerek, sadece
futbol açısından değil kendimi geliştirmek açısından da çok iyi bir karar verdiğimi düşünüyorum'' dedi.
Şanlı bir tarihi olan Trabzonspor'da olmanın kendisine
tarif edilemez bir huzur verdiğini ifade eden Halil, ''Bunu kelimelerle ifade edemezsiniz. Tam olarak buna neyin neden olduğunu açıkla derseniz, bunu açıklayamam. Ancak hislerim o yönde ki doğru yerdeyim. Kişisel olarak önemli bir adım attığımı düşünüyorum. Birisi bana Trabzon'u nasıl bulduğumu sorduğunda hemen suyu, toprağı ve havası yeter diyorum. Bu sözler içimden geliyor. Neden olduğunu ben bile bilmiyorum. Özetle Trabzon Havaalanı'na ilk indiğimden beri doğru yerde olduğuma ve doğru karar verdiğime inanıyorum'' diye konuştu.
Trabzonspor'un 1967 yılında kurulsa da futbol köklerinin çok eskiye dayandığını bildiğini kaydeden Halil, şöyle devam etti:
''Bu konuda araştırmalar yaptım. 1910 yıllarında dahi Trabzon'da futbol oynandığını öğrendim. Kendim Trabzonspor'un büyüklüğünü ilk olarak
Ünal, Abdullah ve Hami'lerin döneminden fark etmiştim. O zaman daha küçüktüm. Hatta
Schalke 04 maçı için Almanya'ya geldiklerinde Trabzonspor'u
izleme heyecanını da yaşamıştım. Şimdi buraya geldiğimde bu büyüklüğü daha da iyi algılayabiliyorum. Büyük yapılar ancak büyük altyapıların üzerinde inşa edilebilir. Trabzonspor bugün buradaysa, geçmişinin bunda büyük katkısı vardır.''
-''Kendimi kulübe odakladım''-
Halil, Trabzonspor'un çok büyük bir kulüp olduğunu belirterek, ''Buraya başarılı olmaya geldim ve kendimi kulübe odakladım. Zaten insan kendini odaklamazsa istenileni vermesi mümkün olmaz. Kulübün geçmişine uygun bir şekilde,
hedefleri doğrultusunda hareket etmesi gerekir. Ben kulübü biliyorum, tarihini biliyorum ve hedeflerinin de farkındayım. Taraftarın eğer ortada bir tepkisi olursa bu davranışı niye sergilediğini bilirim. Bilirim ki geçmişinde büyük başarılar olan bu kulüpten taraftarın da beklentisi büyüktür. Bu nedenle ben de her şeyin en iyisini istiyorum. İnsanlar benden iki adım atmamı bekliyorsa ben 10 adım atmak için uğraşırım'' ifadelerini kullandı.
Trabzonspor'un bu
sezon yeni oyunculardan kurulmasına rağmen büyük aşamalar kaydettiğine inandığını vurgulayan Halil, ''Ama daha iyi olmamız gerekiyor. Oyuncuların kapasitesine bakıldığında iyi yolda olduğumuzu söyleyebilirim'' diye konuştu.
-''Milli
takımı seçmede karar verecek durum yoktu''-
Halil,
ikiz kardeşi
Hamit ile
milli takımı seçmesi konusundaki bir soruya ise, ''Bizim kararımız belliydi. Sonuçta ben Türk'üm. Orada yetişmem bir şeyleri değiştirmez. O nedenle Hamit ve ben karar aşamasına dahi gelmedik. Karar vermemizi gerektirecek bir durum yoktu ortada. Türk
futbolcular olarak Türkiye'nin Milli Takımı'nda oynuyoruz'' dedi.
Hiçbir zaman kardeşi Hamit ile kıyaslanmasından rahatsızlık duymadığını söyleyen Halil, ''Zaman zaman benim daha yetenekli, zaman zaman da Hamit'in daha yetenekli olduğu söyleniyordu. İkimiz birçok açıdan aynı fikir yapısındayız. Bazı kararlarımız farklı olabiliyor tabi. Ayrıca Hamit benden biraz daha hırslı bir futbolcu. Geldiği noktayla da bunu kanıtladı. Onun başarısı beni gururlandırıyor'' diye konuştu.
Halil, transferi gündeme geldiğinde kardeşi Hamit'in kendisine hiç çekinmeden
imza atmasını söylediğini de kaydetti.
-''Yeniden bu ruhu yakalamaya çalışmalıyız''-
Halil,
Gaziantepspor maçında attığı golün şans eseri olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
''Tamamen inanmışlığın neticesinde oldu. Ayrıca benim o golü atmam ve iyi futbol oynamam gerekiyor. Çünkü benim seçilmemin bir nedeni var. Takımdaki oyunculardan bir tanesi olmamın bir sebebi var. Ben röportajda konuşurken, kulübün hedefleri doğrultusunda ifadeler kullanmam gerektiğini biliyorum. Çünkü Trabzonspor gibi bir kulüp her zaman en iyisini istemek zorundadır. Şampiyonluksa
şampiyonluk,
kupaysa kupa. İşin sonunda buna ulaşamasanız bile hedef bu olmalı. İstenilen hedefe ulaşamazsanız yine oturur bunun nedenlerini konuşursunuz, ama hedef sabit kalır. Ayrıca bana göre herkes önce kendinden yola çıkmalıdır. Herkes üzerine düşeni yaparsa kendiliğinden iyi yerlere gelebiliriz. Geçen sezon takımı izlediğimde ve Milli Takım kamplarında yaptığımız sohbetlerde Trabzonspor'da bir ruh olduğu ortak fikrine kapıldık. Bu doğruydu. Bu sayede bu noktalara geldik. Yeniden bu ruhu yakalamak için çalışmalıyız.''
Halil,
İnter maçında attığı şutun direkten dönmesi konusunda ise, ''Pozisyonda yaptığım vuruş sonrası topun direkten dönmesine o an gerçekten çok üzülmüştüm. Ancak devamında golün gelmesi her şeyi telafi etti. Önemli olan goldü, kimin attığı değil. Pozisyonun devamında Celustka'nın golü atması nedeniyle şutumun direkten dönmesine üzülemedim bile. Bir anda sevinirken bulduk kendimizi. Kulübümüz açısından oldukça anlamlı bir maçtı'' dedi.