Sidal, Moritz'i 3 yıl önce Fluminense'nin antrenmanında izleyerek
transfer ettiğini ifade ederek, ''Moritz'i 180 bin dolara aldık. Şu anda yıllık 200 bin dolara oynuyor.
Türkiye'de uyum süreci iki seneyi buldu. Moritz şimdi
Alex,
Delgado gibi gerçek bir 10 numara olarak yerini aldı. Kendisine iyi bakarsa
Avrupa'nın sayılı yıldızlarından olacak. Şu anda Moritz'i, Tabata ile
takas etmem.
Beşiktaş, Tabata'yı verip Moritz'i istese, vermem'' diye konuştu.
Süha Sidal, Beşiktaş,
Fenerbahçe ve
Galatasaray'ın büyük
bonservis bedeli ödeyerek oyuncular almasıyla ilgili bir soru üzerine, şunları kaydetti: ''Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi kulüpler, amatör bir oyuncuya talip olsa, isimlerinden dolayı bu oyuncunun değeri artıyor, öyle alıştırmışlar. Belirli menajerlik sistemleri var. Onlardan uzak durduğunuz zaman fazla para ödemezseniz. Şu anda dünyada bonservis ödemeden alacağınız yıldızlar var. Üç büyükler bunları takip etse, hakikaten bonservis konusunda uğradıkları zarara uğramazlar. 8,5 milyon Avro Tabata'ya vermezler. Zapatocny ve Sivok'a 4,5 milyon Avro verildi, bu paralar verilmez. Takip etseniz, elinde bonservisi olan çok sporcu var. Fenerbahçeli
Güiza 14 milyon Avroluk oynamadı.''
Bu yıl transfer ettikleri, ancak fazla
forma şansı bulamayan 6
yabancı oyuncunun kendilerine maliyetlerinin düşük olduğunu vurgulayan Sidal şöyle devam etti: ''Burada, '6 yabancı oynamadı, bir hata mı var' diye bakmayacaksınız. Yabancıların oynadığı rakamlara bakacaksınız. Bizde ortalama 120 bin Avroya oynuyorlar. Bunlar bonservisine para verilmemiş oyuncular. 120 bin Avroya bugün ikinci ligdeki
futbolcular oynuyor. Bunlar, kadromuzu tamamlayan
futbolcular, itici güçler. Antrenmanları izleyin, aslanlar gibi savaşıyorlar. Kaleci Bolek'i aldık.
Tolga'dan biraz daha iyi bir
kaleciydi ama Tolga çalıştı, Bolek'i geçti. Burada biz kazandık. Hocamızın tercihi ile bu 6 oyuncuya kulüp bulmalarını söyledik. Yeni bir strateji belirledik. Amacımız, bundan sonra
yurt dışında oynayan Türk futbolcuları almak.''
''KASIMPAŞA, SPORCU HASTANESİ GİBİ''
Sidal, bazı tecrübeli oyuncuların, kendilerine transfer olduktan sonra yeniden eski başarılı günlerine döndüklerini söyledi. ''
Kasımpaşa, sporcu hastanesi gibi'' diyen
Mehmet Süha Sidal, şöyle dedi: ''Cenk, Koray, Emre Toraman, Ali
Güneş,
Ergün Teber...Bunlar Türk futbolunun çok değerli insanları. Maalesef son yıllarda çöküşe geçmişler. Eskinin iyi sporcuları gelsinler Kasımpaşa'ya, isterse 35-36 yaşında olsunlar, yine aynı değerlerini bulurlar. Tenekeyi
altın yaparız, yeter ki geçmişte altın olsunlar. Takımı iyi yönetiyoruz. Futbolcular için iyi şartlar hazırlıyoruz. Kendileri de burada futbolla uğraştıkları zaman, ister istemez eski günlerine dönüyorlar. Şu anda her futbolcumuzu isteyen var. Cenk'i şimdi bıraksak, herkes kapar.''
''CÜNEYT ÇAKIR HEP AVRUPA'DA KALSIN''
Kasımpaşa-
Sivasspor maçından sonra
yönetimine tepki gösterdiği
hakem Cüneyt Çakır'ın,
UEFA tarafından 1. kategoriye yükseltilmesiyle ilgili soruya Süha Sidal, ''Cüneyt Çakır hep Avrupa'da kalsın. Avrupa'da maç yönetsin. Kendisiyle gurur duyuyoruz'' yanıtını verdi.
FIFA kokartlı Çakır'ın, Türkiye'de yönettiği maçlarda motive olamadığını, maçları hafif gördüğünü ileri süren Sidal, ''Maçları
küçük görüyor. Yoksa bu bariz hataları yapmaz. Yurt dışına gittiği zaman ayrı bir motivasyonla maç yönetiyor, 10 numara maç yönetiyor. Kötü hakem olmadığı aşikar. Dünya tanıyor kendisini, derece de yükseltti. Türkiye'de yönettiği maçlarda da Avrupa'da gösterdiği motivasyonu kendisinden bekliyoruz'' şeklinde konuştu.
''YILMAZ HOCANIN MİLLİ TAKIMA GİTMESİ BİZE GURUR VERİR''
Teknik direktörleri Yılmaz Vural'ın Kasımpaşa'ya gelişinin, hem kendisi, hem kulüpleri açısından çok iyi olduğunu belirten Sidal, Vural'ın milli takıma gitmesinin kendilerine gurur vereceğini söyledi. Sidal, ''Bize geldikten sonra ismi milli takımla anılmaya başlandı. Milli takıma da fazlasıyla layık hocamızdır. Kariyeri, başarısı, diploması, bilgisi, kısacası her şeyi var. İyi hoca, iyi yönetim ve iyi oyuncular biraraya geldiğinde, başarı otomatikman geldi. Yılmaz Hocanın milli takıma gitmesi bize gurur verir. Kasımpaşa'nın hocasının milli takımla anılması bizim hoşumuza gidiyor. Kasımpaşa'da kaldığı sürece, hocamız buradan milli takıma gidecektir, ama şimdi, ama iki yıl sonra...'' diye konuştu.
''TÜRKİYE'NİN EN ZENGİN KULÜBÜYÜZ, BORCUMUZ YOK''
Geçici değil, kalıcı başarılar peşinde olduklarını ifade eden Kasımpaşalı
yönetici, ''Şu anda Kasımpaşa Kulübü, Türkiye'nin en zengin kulübü. Niye derseniz, Kasımpaşa Kulübü borçsuz bir kulüp. Ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz'' dedi. Görevi bıraktıklarında Kasımpaşa kendi kendine yetebilsin diye uğraş verdiklerini anlatan Sidal, şunları söyledi: ''Kimse kulübümüzü borçlandıramaz. Biz geçici başarılar peşinde değil, kalıcı başarılar peşindeyiz. Yarın bırakıp gittiğimiz zaman Kasımpaşa kendi kendine yetebilsin, amacımız bu. Türk futbolunda Kasımpaşa uzun yıllar yaşasın. Kasımpaşa sonuçta bir semt takımı. Diğer semt takımlarını görüyorsunuz. Karagümrük'ün, Zeytinburnu'nun konumu... Adalet nerelerde... Eskiler kalmadı. Kasımpaşa'da 6-7 sene başkanlığım var. Biz yönetici bulamıyorduk. Çok baskılar yaşadık. Birçok şeye direndik. Burada çaycıyı yönetime yazdığımız günler oldu. Herkesin kaçtığı zamanlar vardı. Kimseyi ortada bulamıyorduk. Aynı şekilde, o zaman da başarılıydık. Hiçbir zaman takımımızı yerlerde süründürmedik. Bayrağımızı yerlerde bırakmadık. Sürekli ayakta kaldık. Şimdi de gurur duyuyoruz'' şeklinde konuştu.
''KEMERBURGAZ'DAKİ TESİSLERİ 1 YIL İÇİNDE BİTİRİRİZ''
Kemerburgaz tarafında yapımı süren kulüp tesislerini 1 yıl içinde tamamlamayı planladıklarını bildiren Süha Sidal, ''Bu proje bittiği anda Kasımpaşa'yı önce Türkiye, sonra da Avrupa'da
marka konumuna getireceğiz'' dedi. Tesislerin Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın sahip oldukları tesislerin tarzında olduğunu anlatan Kasımpaşalı yönetici, ''Tahmin ediyorum 1 yıl içinde tesisi bitiririz. Büyük bir tesis. BJK
Nevzat Demir ve Samandıra tarzında, belki onlardan daha iyi konumda. Gelecek seneye orada başlamak istiyoruz. Yetiştirmeye çalışacağız. Bu bittiği anda Kasımpaşa'yı önce Türkiye'de sonra da Avrupa'da marka konumuna getireceğiz. O tesis bittiği anda biz bundan sonra Avrupa kupalarında yer almaya çalışacağız, belki yeni hedefimiz
şampiyonluk olacak.''
''MÜMKÜN OLDUĞUNCA MENAJERLERDEN KAÇACAKSIN''
Süha Sidal, transferlerde menajerlerle iş yapmamaya çalıştığını belirterek, ''Mümkün olduğunca menajerlerden kaçacaksın'' dedi.
Menajerlerin, oyuncuların dengesini bozduğunu ileri süren Sidal, şunları kaydetti: ''Bu
sezon Almanya'dan 1990 doğumlu oyuncular Barış Başdaş ve
Şahin Aygüneş'i alıp, 5'er yıllık
sözleşme imzaladık. Almanya'da Aachen'da başka bir oyuncuyu izlerken Barış'ı görüp aldım. Kasımpaşa'ya geldikten sonra Barış'ı aramayan menajer kalmadı. Bir menajer, çocuğun elinden tutup kulüp kulüp gezdiriyor, son 3-4 haftadır rezil top oynuyor. Çocuğu daha doğmadan bitirdiler. Menajerler, futbolcuların psikolojini bilmiyor, gözleri para görüyor. Futbolcuyu görünce 'yüzde 10' görüyorlar. Bunlar yüzde 10'cu menajer. Türk futboluna kazandırmaya çalıştığınız futbolcuları, daha doğmayan filizleri öldürüyorlar. Futbolcuların aileleri de işin içine giriyor. Aileler ve menajerler, var güçleriyle bunları futboldan koparmaya çalışıyorlar. Yüzde 10'cu menajerler, Barış ve Şahin'in yakalarından düşsünler, bunları Türk futboluna kazandıralım. Şahin ve Barış bizlere güvenmezlerse Türk futbolu çöplüğünde yerlerini alacaklar.''
''BAŞBAKANIMIZIN TAVSİYESİYLE KULÜPTE GÖREV ALDIK''
Kasımpaşa Kulübü'nde 15 yıldır yöneticilik yaptığını belirten Süha Sidal, 1994 yılında, o dönem
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın tavsiyesiyle yöneticiliğe başladığını kaydetti. Fizik mühendisi olduğunu, ancak
baba mesleği olan soğutma ve havalandırma işleriyle uğraştığını anlatan Kasımpaşalı yönetici, semtindeki bütün amatör takımların yanı sıra 1987, 1988 ve 1989 yıllarında lisanslı olarak İstanbulspor'da forma giydiğini ifade etti.
Sidal, 1994 yılında, aynı zamanda o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan
Recep Tayyip Erdoğan sayesinde siyasete girdiğini,
Beyoğlu Belediyesi
Meclis Üyesi olduğunu kaydederek, ''O zaman Kasımpaşa amatör kümeye düşüyordu. Belediye başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, bize 'Kasımpaşa ile ilgilenin' dedi. Başbakanımızın tavsiyesiyle kulübe geldik, elimizden geleni çalışmayı yaptık. Belki de bizim bu kadar başarılı olmamızın en büyük sebebi, onun arkamızda duran manevi gücü, gölgesidir. İnşallah onu gururlandırıyoruzdur. Bu yüzden sevinçliyiz. 1994 yılından beri bu kulübün içindeyiz. Kasımpaşa Kulübü'ne çağ atlattık. Pek çok insan, şu andaki halini hayal bile edemiyordu. Kasımpaşa'nın durumuyla gurur duyuyoruz'' şeklinde konuştu.