TÜKENMİŞLİĞİN CAN YOLDAŞLARI

Turkcell Süper Lig'in 9. haftasında Eskişehirspor ile Fenerbahçe, Eskişehir Atatürk Stadı'nda karşı karşıya geldi. Karşılaşma 2-2 beraberlikle sona erdi. Fenerbahçe teknik direktörü Aragones spor yazarları tarafından eleştirildi.

TÜKENMİŞLİĞİN CAN YOLDAŞLARI

Rıdvan Dilmen (Milliyet): Şaka Gibi İki haftadır Eskişehir'de ilginç maçlar oluyor. İki maçta toplam 10 gol, 30'a yakın pozisyon var. Anadolu takımları için büyük sayı bu. İki maçta altı gol ve girilen 20'ye yakın pozisyon. Bu Eskişehirpor'un hem mantalitesinin, hem fiziğinin, hem de hocasının başarısı. Fenerbahçe gerçekten şaka gibi bir takım. Rakipleri puan kaybetmiş, iki maç üst üste kazanmış, erken bitti denilen sezona ortak olmuş, ama hâlâ öylesine oynuyorlar. Çok ilginçtir Fenerbahçe takımının savunması geniş alanda yakalanınca pozisyon veriyor. Fenerbahçe takımı geçtiğimiz haftalara bakacak olursak 5-2 kazandığı Bursaspor maçı dahil rakip alanda fazla oynamıyor, daha doğrusu oynayamıyor. Oyunun gidişatında kimin ne yaptığı belli olmayan bir takım. Rakibin kalecisi atılıyor, zorunlu olarak en iyi oyuncusu Bülent kenara geliyor, sistemi değişiyor. Zannedersin Fenerbahçe maçı tek kaleye çevirecek ama 10 kişi kalan sanki onlar. Yine Eskişehir hücumda. Fenerbahçe bir iki pozisyon buluyor, onlar da kontrataktan. Yüklenerek değil. Fenerbahçe seyircisine Allah sabır versin. Başkan ve yöneticilere de. Aragones'i hatalı bulabiliriz. Ama oyuncular da biraz daha iyi olmak zorundalar. Fenerbahçe'de ihale hep Lugano - Edu ikilisine kesilse de takım hem ligde, hem Avrupa'da çok kötü.

NEFES KESEN MAÇTAN KARELER İÇİN TIKLAYIN

Altan Tanrıkulu (Hürriyet): Hazırlığınız Var mı? Ne kadar kötü oynarsan oyna, rakip ne kadar mücadele ederse etsin.. Adın ve forman yüzünden bir adım öndesin zaten.. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de rakip takım 10 kişi kalıyor. Üstelik kalecisi oyundan atılıyor ve en iyi oyuncularından biri Bülent Kocabey oyundan çıkıyor. Kurgu değişiyor birden.. Ama bütün bunlar bile Aragones'i durduramıyor.. Edu, Güiza ve Volkan'ın da katkılarıyla "zoru başarıp" Eskişehir'den 1 puanla dönüyor İspanyol teknik adam.. Ali Koç hafta içi bir basın toplantısı düzenleyip ilginç açıklamalar yaptı.. İyi güzel de; iki yıldır inanılmaz gollere neden olan Edu neden hala bu takımda? Güiza bu kadar gol kaçırırken; Josico, Maldonado gibi isimler hücuma hiç katkıda bulunmazken devre arası için girişimler yapılıyor mu? Ve önce Arsenal, sonra Galatasaray maçları kaybedilirse bir B planınız var mıdır? Kulübün adına ve renklerine yakışacak bir plan tabii.. Gürcan Bilgiç (Sabah): Cevaplar Sizden (!) Böylesine hem yoruma açık, hem de yorumlanamaz bir 90 dakikanın, kelimelerle anlatılması mümkün mü? Bank Asya 1. Lig'den hem de playoff sonrasında yeni çıkmış rakibi, 10 kişi kaldıktan sonra bile baskı altına alamayıp, oyunu kendine göre biçimlendiremeyen takıma ne yazacağız? 70 yaşında, son Avrupa şampiyonu ekibin hocası olan bir teknik adamın, 90 dakika içinde her an şekil değiştirecek, herhangi bir maç için sadece bir senaryosu olması nasıl açıklanabilir? Güiza'nın bu takımla yaptı sözleşmede 'Hep oynar' mı yazıyor. Bu kadar gol kaçıran, bence Fenerbahçe'nin saha içi düzenindeki en önemli 'defo' olan İspanyol oyuncunun kaçırdıklarına 'katlanma' şartı da mı var? Aragones tarafından orta sahanın sağında görevlendirilen, ama saha içinde topu arayıp bir şeyler yapmaya çalışan Semih, doğru mudur, yanlış mıdır? Türkiye'nin en iyi santrforunun böyle bir maçı neredeyse pozisyonsuz tamamlaması anlaşılabilir mi? Guiza'nın; bu maçta, bir öncekinde veya daha öncekilerde kaçırdığı pozisyonlara baktığımızda, "Şanssız" mı diyeceğiz, "Beceriksiz" mi? Ya da birileri Fenerbahçe yöneticilerine fena çalım atmışlar mı demeliyiz? Maldonado'yu bulma becerisi gösteren, Josico'yu fenomen yapanlar, Eskişehirspor'un 10 numaralı oyuncusu Serdar'ı görünce futbol bilgilerini tartmayı düşünürler mi? Hala, futboldan anladıklarını söyleyebilirler mi? Biz bu soruları soruyoruz ama kime, neye? 'Anlayan' belki bir şeyler yapar diye düşünüyoruz. Hadi kararlarınız yanlış, gözleriniz de mi kör? Yeter artık! Can Bartu (Hürriyet): Sorun Büyük Fenerbahçe'de tablo hiç iç açıcı değil. 2-1 galip durumdasın. Eskişehirspor'un bir oyuncusu oyundan atılıyor. Üstelik bu kaleci. Önemli silahlarından birini de çıkarıyor Rıza Çalımbay. Fenerbahçe, skor avantajını yakalamış ve rakibine karşı sayı olarak da üstün. Ama, ne oyuna hakim, ne de top kullanabiliyor. Hiçbir ağırlığı yok. Akıl alacak gibi değil. Eskişehirspor'u tebrik etmek lazım. Galatasaray'dan sonra Fenerbahçe'den de puan aldılar. İki maçta 4 puanı ceplerine koydular. Fenerbahçe'nin yediği ikinci bir gol var ki içler acısı. Bir değil, iki değil. Geçen sezon böyle bir golle Galatasaray'a şampiyonluğu verdiler. Kaleciysen ve kalenden çıkıyorsan, rakibi de kendi defansını da dağıtacaksın. Volkan ne yapıyor? Geç kalıyor ve adamın üzerine biniyor. Kalesinden çıkmasa, Edu o topu kornere atacak. Daha önce çık. Oyunu takip etse, pozisyonu hissetse çok rahat tehlikeyi önleyecek. Edu'yu da düşür, rakibi de düşür ama o topa yumruğunu vur. Böyle olsa o top armut gibi kale içine düşmez. Profesyonel bir takım böyle bir gol yer mi? Böyle bir kalecin varsa, yersin tabii ki. Güiza'nın 3 net pozisyonu var. Golleri atamadı. Adamın yanında şanssızlık da var. Birini atsa, skor daha değişik olacak. Semih, orta sahada. Onun orada ne işi var? Semih, orta sahayı derleyip, toparlayacak oyuncu mu? Semih, gol vuruşlarında etkili olan bir oyuncu. 10 kişi kalmış bir takıma karşı top kullanamıyorsan, ne yapacağını bilmiyorsan, sen iyi bir takım değilsin demek ki. Fenerbahçe bu işi beceremiyorsa, Semih'ten orta sahada medet umuyorsa, bu Fenerbahçe takımının çok büyük sorunları var demektir. F.Bahçe ne futbol oynuyor, ne de mücadele ediyor. Olacak iş değil. Yazık. Ziya Şengül (Star): Bu Büyüklük Tartışılır Alex ile maçın başında güzel bir gol bulmuş, öne geçmişsin. Ardından daha golün sevincini yaşayamadan Anderson, Lugano'nun ıskasından kaynaklanan pozisyonu gole çeviriyor. Böyle bir savunma anlayışı Uruguaylı'ya yakışıyorsa; ben bu futboldan hiç anlamıyorum. 60 trilyonluk Güiza yüzde 100 gollük üç pozisyonu nasıl harcadı, anlamak mümkün değil! Sonra sahneye Edu çıkıyor. Topa kafayı vuruyor, aynı şekilde hatalar zincirinin baş aktörü Volkan da ona yardım ederek kendi kalesine Eskişehir'in ikinci golünü atıyor. Fener böyle savunma zafiyetlerini çok güvendiği Lugano, Edu ve Volkan ile gerçekleştiriyorsa; Aragones de ne yapsın sahanın kenarında? Fener savunması ve kalecisi arasında iletişim yoksulluğu var. Roberto Carlos'un Volkan'a dönük geri pası kalenin içinde miydi, dışında mıydı tartışılır. Tartışılmayacak, bu iletişimsizliktir esasında! Eskişehir şanslı olsa karambol, marambol 3. ve 4. golü dahi bulabilirdi. Maçın 60 dakikalık süresinde 10 kişi kalmış Eskişehir daha fazla hücumda, daha fazla pozisyon üreten ve Fener'in üzerine giden takımdı. Böyle enternasyonel tecrübelere sahip Fenerli futbolcuların, 10 kişilik Eskişehir karşısında kendilerini bu kadar pasivize etmeye hakları yok. Eksik kalmış rakibini kendine avantaj olarak çeviremiyorsan o zaman sen büyük takım olarak tartışılırsın...
<< Önceki Haber TÜKENMİŞLİĞİN CAN YOLDAŞLARI Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER