1990ların başlarıdır. Devlet,
atletizmi geliştirme projesini hayata geçirir tüm
Türkiyede. Bu heyecanı yaşayan illerden biri de
Çorumdur. Şehirdeki bir ilkokulda beden eğitimi dersi için toplanan ilkokul öğrencileri,
beton avluda çizilmiş üç uzun paralel çizginin başında şaşkın şaşkın birbirlerine bakarlar. Alışık bir durum olmadığı kesindir. Avluyu boydan
boya kat eden 75 metrelik çizgilerin ne anlama geldiğini beden eğitimi öğretmeni Cemalettin Hoşgörün anlatımıyla kavramaya başlarlar. O gün öğretmenleri sıra sıra dizilmiş öğrencilerine şöyle hitap eder: Bugün, içinizden en iyi koşanları tespit edeceğiz.
Türkiyenin dört bir yanında yapılan bu tür elemelerde bitiş çizgisine en önde ulaşanlar çeşitli yarışmalara katılır. İstikbal vadedenler edenler ise atletizmi geliştirme projesi çerçevesinde
kamplara davet edilir. Cemalettin hocanın hızlı talebelerinden de katılanlar olur bu kamplara.
Kamp yeri Çankırıdır. O öğrenciler de Çankırıdaki kampa götürülürler. Burada Türkiye
şampiyonasına hazırlanmak amacıyla
antrenman yapan atletlerle karşılaşırlar. O atletlerden biri gün gelecek Türkiye ve dünya gündemine oturacak
Süreyya Ayhandan başkası değildir.
2000 yılında
Sidneyde düzenlenen
olimpiyatlarda yarı
final koşan Süreyya işte o Süreyyadır. 2001de Dünya
Atletizm Şampiyonasında 1.500 metre finali koşarak kadın atletizminde bir ilki daha gerçekleştiren, 11
Ağustos 2002de ise
Avrupa Atletizm Şampiyonasında, 1.500 metrede, dünya ve olimpiyat şampiyonu Romanyalı atlet Gabriela Szabonun önünde Avrupa rekoru kırarak şampiyon olan kız da Çankırının tozlu parkurunda binlerce öğrenci arasından sıyrılan kişidir. Peki kimdi bu Süreyya?
Çankırıya 10 kilometre uzaklıktaki 3 bin nüfuslu Korgun ilçesinde yaşayan Yahya Ayhanın 6
Eylül 1978 tarihinde bir kızı dünyaya gelir. Yahya Bey kızına Süreyya ismini koyar. TEKten
emekli olan Yahya Ayhan, lise yıllarında atletizm yapmış ve
sporu çok seven biridir. Minik Süreyya da çocukluğunda yerinde duramayan, enerjik mi enerjik bir kızdır. Bitmek bilmeyen bu enerji
baba Ayhanın dikkatini çeker ve kızını atletizm seçmelerine gönderir. Girdiği ilk yarışta 4. olur Süreyya. Azmi ve koşuya uygun
vücut yapısıyla beden eğitimi öğretmeni
Abdülkadir Ersunanın dikkatini çeker. Ersunan,
ortaokul yıllarında keşfettiği bu
küçük kızla özel olarak ilgilenmeye başlar.
ERSUNAN ÖLÜNCE, KOP GELİNCE
Ancak Ersunan hocanın beklenmedik vefatı Süreyya Ayhan ile
Yücel Kopu bir araya getirecektir! Ersunanın talebesi olan
genç Süreyya, o yıllarda antrenörlüğe yeni başlayan Yücel Kopun atletizm grubuna dâhil olur. Yıl 1992dir. Yücel Kop, bir iki spor dalı dışında yeterince iyi antrenörün olmadığı 1990lı yılların Türkiyesind
e devletin teşvikiyle açılan 15 günlük kursu bitirip antrenörlük diploması alan isimlerden biridir. Kursa
kayıt yaptırdığı sırada
Ağrı Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet
Yıldırımın şoförlüğünü yapmaktadır. Ülkenin atletizm için çıkış aradığı yıllarda diplomayı cebine koyan Yücel Kop kısa süre sonra Ağrıdan Çankırıya
tayin olur. Artık buradaki çocukları eğitecektir. İşte bu çocuklardan biri de Süreyya Ayhandır.
Süreyya başarılıdır. Yıldız ve gençlerde başarılı bir performans ortaya koymaktadır.
Liseyi ise daha iyi imkânlara kavuşmak için
Ankarada okur. Burada MTA bünyesinde koşar. Çankırıdaki hocası Yücel Kop ise çeşitli sebeplerden ötürü
Gaziantepe tayin edilir.
Süreyya, hocasıyla irtibatını koparmaz. Bu arada liseyi bitirir.
Üniversite eğitimi için Ankaradaki spor akademilerini değil de hocası Yücel Kopa yakın olmak için
Kahramanmaraş Sütçü
İmam Üniversitesini
tercih eder. Üniversite yıllarında maddi zorluklar da yaşar. O yıllarda kendisine gazeteci Deniz
Gökçe ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi
destek olur. Bu arada Yücel Kop, neredeyse her gün G.Antepten K.
Maraşa gelerek Süreyyayla ilgilenmektedir.
DERECELER GELİNCE
Süreyya da o yıllarda hocasına övgü dolu cümleler yağdırır. Fakat evli ve iki çocuk babası antrenör Kopun eşi Süheyla Kop, millî atletin Yücel Kopa bu kadar çok yakın olmasından rahatsızlık duymaya başlamıştır. Zaman zaman ciddi tartışmalar yaşayan Kop çiftinin bu durumu medyaya da yansır. Süreyyayla Kopun aralarında gönül ilişkisi olduğunu yazan gazeteler, bir anda Türkiyenin gündemini değiştirir. Hatta bu, fotoğraflarla belgelenir.
Ancak bu dönemde Süreyya pistlerde
fırtına gibi esmektedir. Tüm bu eleştirileri elde ettiği derecelerle unutturmayı başarır. 2000 Sdney
Olimpiyatlarında
yarı final koşar. Bu, Türk atletizm tarihinde bir ilktir. 2001 yılında
Kanadanın Edmonton kentinde yapılan Dünya Atletizm Şampiyonasında bir başka ilki gerçekleştirerek finale kalmayı başarır ve tüm Türkiyeyi ayağa kaldırır. Artık kimse Süreyyanın özel hayatını konuşmuyor, herkes, Önemli olan, dereceleri ve kazandığı
madalyaları... diyordur.
Diğer tarafta Kopun eşi içten içe kendini tüketiyor, kamplar ve yarışlarla uzun süre yuvasından uzak kalan Yücel Beyle sık sık tartışıyordur. Süreyya, 11 Ağustos 2002de
Avrupa Atletizm Şampiyonasında, bin 500 metrede, olimpiyat şampiyonu Romanyalı atlet Gabriela Szabonun önünde Avrupa rekoru kırarak şampiyon olunca, Türk spor gündemini iyiden iyiye değiştirir. 2002 ve 2003te 1.500 metrenin en iyi atleti kabul edilir. 2002de Avrupada yılın en başarılı kadın atleti seçilir aynı zamanda. Türk kadının yükselen değeri ve dünyadaki temsilcisi şeklinde dile getirilen Süreyyayla ilgili kitaplar yazılır, televizyon programları yapılır.
EVİN HUZURU BOZULUNCA
Süreyya, hocasıyla birlikte elde ettiği derecelerle mutluluğun tadını çıkartırken Kopun eşi Süheyla Kop, iki çocuğuyla büyük sıkıntılar yaşıyordur.
Öğretmen olan Süheyla hanım, eşi ile Süreyya arasındaki ilişkiyi fotoğraflarla kanıtlayarak, 2001 yılında eşine boşanma
davası açar. Süheyla Kop, o zaman yaşadıklarını bir röportajında şu şekilde dile getirir: Bizim örnek bir evliliğimiz vardı. Ta ki Süreyya, 1994 yılında bazı olaylara karışına kadar. Ben ve çocuklarım büyük sıkıntılar çektik. Bir yuvanın gözyaşları üzerine yeni bir yuva kurulmaya çalışıldı. 1,5 yıl süren dava sonunda eşini boşayan Süheyla Hanım, yaşadığı acılara dayanamayarak
kanser olur ve aylarca
tedavi altına alınır. İki çocuğu Yaprak ve
Savaşı tüm bu zorluklar içinde okutmaya çalışır.
TBMMde Yücel Kopun Süreyya ile yaşadığı ilişki hakkında bir milletvekili
soru önergesi bile verir. Yücel Kop bir süre sonra Süreyya ile evlenerek eleştirileri bir nebze olsun dindirir.
Bu arada Süheyla hanım geçtiğimiz yıl
Susurlukta tedavi gördüğü devlet hastanesinde hayatını kaybeder.
PARİSTE ALTIN ALAMAYINCA
Evlilikten sonra her şey Yücel-Süreyya çiftinin istediği gibi gitmez. Süreyya ve Yücel Kop için ilk kırılma anı, 2003te
Parisin St. Denis Stadyumunda yaşanır. Rüzgarın kızı, favorisi olduğu yarışta, Rus atlet Tatyana Tomashovanın atağına
cevap veremeyerek
gümüş madalyada kalır. Millî atlet altın alamayınca antrenör Yücel Kop ciddi eleştirilere uğrar. Kop, yarışın Ayhanın özel dönemine geldiğini söyleyince tartışmalar daha da büyür ve bu olay günlerce konuşulur.
Çift her şeye rağmen o yıllar
Vestelin sponsorluğundan gayet iyi paralar kazanır. Hatta sponsorluğu uzatmak isteyen ve çifte yarım milyon dolarlık teklifte bulunan Vestelin bu teklifi kabul edilmez bile.
2004 yılında
Atinada yapılan olimpiyatlar için de Türkiyenin en büyük madalya ümitlerinden biridir Süreyya. Ancak olimpiyatlara az bir süre kala antrenmanda sakatlanır ve oyunlara katılamayacağını açıklar. Bir müddet sonra Süreyyanın
doping testi yapan yetkilileri engellediği gündeme
bomba gibi düşer. Bu engelleme yüzünden Uluslararası
Atletizm Federasyonu tarafından cezalandırılır.
VE SIFIRI TÜKETİNCE
Tüm bunlara rağmen devlet Süreyyaya desteğini devam ettirir.
Amerikada idman yapabilmesi için her ay 7 bin dolar para ödenir. 2008
Pekin Olimpiyatlarına kısa bir süre kala cezası biten Süreyyanın adı tekrar gündeme gelir. Ancak o daha önce yaptığı gibi kocası Yücel Kopun antrenörlüğünü devam ettirmesi için ısrar eder. Atletizm Federasyonu yetkililerinin Bir
ekip oluşturalım, daha bilimsel ve kontrolümüzde çalış. teklifini kabul etmez. Amerikada kampa girer. Kamptayken doping kontrolüne tabi tutulur. Şampiyon atletten alınan numunelerde yine yasaklı maddeye rastlanır.
Ve yine manşetlerdedir Süreyya. Atletizm Federasyonunun ceza kurulu, millî atleti ömür boyu yarışmalardan men eder. Süreyya Ayhanın antrenörü ve eşi Yücel Kop ise 2 yıl antrenörlükten uzaklaştırılır. Bir zamanların şampiyonu, kadınların idolü Süreyya Ayhan artık sıfırı tüketmiştir.
AKSİYON