Sözlerim çok çarpıtıldı

Trabzonspor Teknik Direktörü Hugo Broos, Belçika'da bir gazeteye verdiği röportajın Türkçe'ye yanlış tercümesinden dolayı çok kötü bir hafta sonu geçirdiğini söyledi.

Sözlerim çok çarpıtıldı

Broos, İslam dinine karşı asla bir saygısızlığının olmadığını belirterek, "Ben oyuncularım Cuma namazına gitsin diye antrenman programını ona göre hazırlıyorum" dedi. Broos, Egemen konusunda ise futbolcusunun amatör olarak silahlara olan tutkusundan bahsettiğini vurguladı. Hugo Broos, Belçika'nın yüksek tirajlı gazetelerinden HLN'ye verdiği röportajın ardından yaşanan spekülasyonlarla ilgili olarak Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde bu sabah bir basın toplantısı düzenledi. Trabzonspor Yönetim Kurulu'nu, yaptığı açıklamaların yalnış tercüme edildiğini ispatlayarak ikna eden Broos, basın toplantısında ise oldukça gergin gözüktü. Toplantı salonuna röportajın yayımlandığı gazetenin Fransızca ve Türkçe çevirileriyle giren Broos, soru kabul etmeyeceği bildirdi. Toplantıya katılan yaklaşık 30 gazeteci ise Broos'un bu tavrına tepki gösterdi. Toplantıya çok kötü bir hafta sonu geçirdiğini söyleyerek başlayan Broos, "Bunun nedeni ise Belçika gazetesine yaptığım açıklamaların çok kötü bir şekilde tercüme edilmesiydi. Bu nedenle açıklama yapmak ve cevap vermek zorundayım" diye konuştu. "ADALETSİZLİKLERLE KARŞI KARŞIYA KALDIM" Broos, tercümanı Halil Yazıcıoğlu'nun okuduğu açıklamasında konuyla ilgili Türk basınında yer alan yorumlara değindi. Broos açıklamasında, "Burada kendimi, adaletsizliklerle, yalanlarla, hakaretlerle, hatalı tercümelerle, anadilim olan Flamanca'ya dair bir bilgi eksikliğiyle ve sarf ettiğim sözlerin bağlamlarından koparılmasıyla karşı karşıya buldum. Bu nedenle şimdi şimdi kendimi tüm bunlara cevap vermekle yükümlü hissediyorum" dedi. "OYUNCULARIM CUMA NAMAZINA GİTSİN DİYE ÖZEL ANTRENMAN PROGRAMI HAZIRLIYORUM" Broos, İslam dinine karşı hiç bir kötü açıklamada bulunmadığını belirterek şunları söyledi: "Söz konusu haberlerde, büyük bir saygı kusuru olarak değerlendirilmeye müsait bir şekilde, İslam dinine ve onun vecibelerine uyum sağlamakta güçlük çektiğim yazıldı. Fakat işin aslı böyle değildir. Çünkü, ben, oyuncularım cuma günleri dini vecibeleri olan Cuma namazlarını kılabilsinler diye antrenman saatlerini buna göre düzenliyorum. Oyuncularımı Ramazan ayında oruç tutup tutmamaları konusunda tamamıyla serbest bırakan yine bendim. Sezon öncesi Hollanda'daki hazırlık kampımızda, yine Mierlo'da, oyuncularımın Miraç Kandilleri'ni kutladım ve Ramazan Bayramı'nda kulübümüzde yapılan bayramlaşma törenine de katıldım. Ayrıca sormak isterim ki saat sabah beşte müezzin tarafından uyandırıldığını söylemek bir saygısızlık mıdır ya da benim uyum sorunu çektiğime dair bir gösterge midir?" "EGEMEN'İN AMATÖR OLARAK SİLAHLARLA İLGİLENDİĞİNİ SÖYLEDİM" Broos'un açıklaması şöyle devam etti: " Söz konusu haberlerde ayrıca Trabzonlular'ın silah tutkusu olduğunu söylediğim yazıldı. Ben ise sadece Egemen'in amatör olarak tüfeklerle ilgilendiğini, atış yapmaya veya ava gittiğini söyledim. Haberin devamında ise Trabzonlular'ın milliyetçi insanlar olduklarını söylediğim yazıldı. Ben ise Trabzonlular'ın ülkelerini seven insanlar olduklarını ve her maçtan önce İstiklal Marşı'nda ve ulusal bayram günlerinde kulübe astıkları Atatürk posterleriyle bunu gösterdiklerini söyledim. Ben ayrıca kulübün yabancı antrenörler için değil antrenörler için bir mezarlık olduğunu söyledim. Bu bir Flamanca deyimdir ve bu deyimi kullanırken kulübün çok hızlı ve çok sayıda antrenör değiştirdiğini söylemeye çalıştım." "BİR KİŞİ KIRMIZI IŞIKTA GEÇTİ DİYE EŞİM VE JACK'NİN EŞİ AZ DAHA ÖLÜYORDU" Kulüp yönetiminden kendisini asla istifaya yönelik bir baskı olmadığını da vurgulayan Broos'un açıklaması şöyle devam etti: "Ben, sonuçlardan ötürü gerek kulüp içinde gerek kulüp dışında baskı altında olduğumu söyledim. Ve bir gazetecinin bana iki defa, Gençlerbirliği ve Beşiktaş maçlarından sonra istifa edip etmeyeceğimi sorduğunu söyledim. Burada, trafikte kendilerine kırmızı ışık yanarken geçen insanlar olduğu, benimle söyleşiyi yapan gazeteci tarafından aktarılan bir hadisedir. Zira kendisi, arabamla birlikte şehir merkezine gittiğimizde böylesi bir olaya tanık olmuştur. Ayrıca şunu da bilmenizi isterim ki eşim ve kaleci antrenörüm Jacky'nin eşi, geçen hafta kırmızı ışıkta geçen bir sürücü yüzünden belki de ölümleriyle sonuçlanabilecek büyük bir kazayı kılpayı atlattılar." "ÇOK KÖTÜ HİSLERE KAPILDIM" Broos, tercüman Halil Yazıcıoğlu'nun okuduğu yazılı açıklamasını ise şöyle devam ettirdi: "Tüm bunlar, bugün burada bu açıklamayı neden yaptığımı anlamanız için gösterdiğim birkaç örnekti. Saygıdeğer basın kuruluşlarının böylesine hassas içeriğe sahip bir metni çevirmesi için profesyonel bir tercüman görevlendirmemesi kesinlikle kabul edilemez bir durumdur. Ayrıca haber bir kez yayınlandıktan sonra diğer gazete ve internet sitelerinin de bu içeriği doğrulatmadan aynen alarak kullanmaları şaşırtıcıdır. Kötü bir hisse kapılmış durumdayım fakat yine de tüm bunların beni Trabzonlular'a, Türk insanlarına, kulüp yöneticilerine ve belki de bazı oyuncularıma karşı zor durumda bırakmak için yapılmış kasıtlı bir tasarım olduğuna inanmak istemiyorum." "BUNDAN SONRA BASINA KONUŞMAYACAĞIM" Bundan sonra basın mensuplarının sorularına cevap vermemeye çalışacağına da vurgu yapan Broos, açıklamasını şöyle tamamladı: "İçinizden bazıları, verdiğim cevapların ve sarf ettiğim kelimelerin doğru bir şekilde aktarıldığına bundan böyle güven duyamayacağımı bana gösterdi. Ben de bundan böyle sorulara cevap vermemeye, basınla konuşmamaya ve sadece maç sonrası basın toplantılarında maçla ilgili görüş bildirmeye karar vermiş bulunuyorum. Kapatırken, Belçika gazetesinde yer alan söyleşiyi hatalı bir şekilde çevirerek oldukça zor bir duruma düşmeme sebep olan kaynağı bulmak için ne gerekiyorsa yapacağımı, bir antrenör ve insan olarak adımı lekelemeye çalışan bu kişiye karşı hakkımı hukuk nezdinde arayacağımı bilmenizi isterim." "GÜVEN DUYGUM SARSILDI" Broos'un yaptığı yazılı açıklamanın ardından daha önce soru alınmayacağının açıklanmasına rağmen basın mensuplarının ısrarı sonucu Belçikali teknik adam, "Egemen'in 25 silahı var" cümlesine açıklık getirdi. Broos, şöyle konuştu: "Belçika gazetesinde yazanların tamamı doğru ancak bunun Türkçe'ye çevirisi yalnış. Daha önce de yalnış tercümeler nedeniyle basınla bir güven sorunu yaşadım. Egemen konusunda, burada insanların silahlara olan tutkusu var dedim. Bunda küçük düşürücü bir şey yok. Bunu tutup, burası ilkel bir yer, Trabzonlular'ın yegane tutkusu silahmış gibi aktardılar. Tüm bunlar ortaya çıkınca benim güven duygum sarsıldı" diye konuştu. "EGEMEN'İN AVA DÜŞKÜNLÜĞÜNDEN BAHSETTİM" Trabzon'da kimseyi silahla görmediğine de vurgu yapan Broos, "Ama mesela Sportif Direktör Ünal Karaman, bana zaman zaman dağa ava gittiğini söyledi. Belçikalı gazeteciyle şehir merkezine gittiğimizde silah satan bir yerin değil av malzemeleri satan bir yerin önünden geçtik. O da bana, 'Ne kadar ilginç. Burada av malzemesi satılıyor' dedi. Ben de, 'Kaptanım Egemen'de av düşkünü. O da zaman zaman ava gidiyor' dedim. Hiç bir genelleme yapmadım. Bütün işlerin neden Egemen üzerine yoğunlaştırıldığını anlamıyorum. Çünkü diğer işlerin yanında bu hiç bir şey gibi kalıyor. Benim Islam'a uyum sağlamakta zorluk çektiğim, yine olumsuz anlamda buradaki insanları milliyetçi olarak söylediğim diğerlerine oranla çok daha olumsuz şeyler" şeklinde konuştu. Broos daha sonra toplantı salonunu sinirli bir şekilde terk etti. Toplantıyı takip eden gazetecilere de gazeteninin fotokopisinin ve Türkçe ile Fransızca tercümelerinin yer aldığı birer nüsha dağıtıldı.
<< Önceki Haber Sözlerim çok çarpıtıldı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER