Alman çalıştırıcı,
Galatasaray TV'ye yaptığı açıklamada, oyuncuların sağlık durumlarının, kadro oluşturulmasında en önemli etken olduğunu belirterek, hem lig, hem de
Avrupa kupası maçlarında güzel
futbol sergileyerek başarılar kazanmayı
hedeflediklerini belirtti.
Futbolun bir taktik oyunu olduğunu vurgulayan
Skibbe, ''Rakiplerimizi şaşırtmayı başarabilirsek, başarı elde edebiliriz.
Kadromuz gerçekten çok zengin. En azından forvet hattında alternatifli oyuncularımız mevcut. Bütün
futbolcularıma farklı maçlarda görev verip, taktik anlamda rakiplerimizi şaşırtarak başarıya ulaşmak istiyoruz. Burada amacımız, her kulvarda kazanmak'' dedi.
Sakatlılardan dolayı yaşadıkları sorunu aşmalarının ardından,
takım iskeletinin belli olacağını ifade eden Skibbe, şöyle konuştu:
''Öncelikle ilk 11'de görmek istediğim futbolcular, kendilerini kanıtlamış olanlar. Geri dörtlüde Meira ve
Servet kendilerini kanıtlamış isimler. Aynı zamanda Ayhan'ı da çok beğeniyorum ve o da takımdaki yerini alacak. Ayhan orta sahada hakimiyeti ele geçirip hücum gücü ile forvet hattına
destek olacak ve oradaki koordinasyonu sağlayacak. İleri uç elemanlarından Kewell ve
Baros çok başarılılar, onları da her zaman 11'de göreceğiz. Diğer oyuncularda,
sakatlıklardan dolayı bazen zorunlu değişiklikler yapıyoruz. Bunlar geçtikten sonra yavaş yavaş takımımızın iskeleti belli olacak ve insanlar kadromuzu ezberleyecek.''
BEN DE BAŞKAN GİBİ UEFA KUPASI FİNALİNİ İSTİYORUM
Michael Skibbe, Şamiyonlar Ligi'ne
eleme grubunda
veda etmelerinin ardından, Galatasaray Kulübü Başkanı
Polat'ın hedef olarak UEFA Kupası finalini gösterdiğinin hatırlatılması üzerine, kendisinin de aynı hedefi istediğini kaydetti.
Adnan Polat'ın bir başkan olarak böyle konuşması gerektiğini anlatan Skibbe, ''Galatasaray Kulübü başkanı olarak Adnan Polat tabii ki ilerisini görmek ister. UEFA Kupası gibi,
Şampiyonlar Ligi gibi büyük hedefler, büyük şampiyonluklar ister. Biz de isteriz. Benim buradaki görevim, önümdeki maçlara konsantre olup, en iyi şekilde ilerleyerek, takımı o hedefe ulaştırmak. Tabii ki ben de başkan gibi bu hedefi istiyorum, ancak ben de önümdeki maçlara bakıyorum. Önemli olan buradaki performansımızı düşürmemek. Hiçbir takımdan korkmamamız gerekiyor, ama tabi ki hiçbir takımı da küçümsemememiz gerekiyor'' şeklinde konuştu.
Skibbe, Antalyaspor maçı sonrası Adnan Polat'ın tepki gösterdiği sert futbol konusuna da değinerek, şöyle devam etti:
''Ben de Adnan Polat'a katılıyorum. Türkiye'de gerçekten
teknik olarak çok üst seviyede bir futbol oynanıyor. Bundan da çok memnunum. Çok kaliteli
takımlar var, ancak Antalyaspor karşısında Adnan Polat'ın da ifade ettiği gibi gerçekten biraz sert, hatta aşırı sert bir futbol oynandı. En azından bizim oyuncularımız, ileriye yönelen oyuncular her zaman bir şekilde durduruldu ve engellendi. Bu, bizim futbol yapımızı, ofansif yöne doğru gol pozisyonu bulmamızı engelledi. Bununla birlikte o gün maçı alamadık. Sonuçta futbol ikili mücadele oyunudur ve bu mücadelenin olması gerekiyor. Bazen böyle sertlikler de olabilir. Sonuç olarak Antalyaspor da, 'Ali
Sami Yen;e geldim, üç puan bırakırım, giderim' diyerek gelmiyor. Sonuçta buraya gelerek bir puan ya da üç puan almak isteyecek. O yüzden öyle bir futbol sergiledi. Bizim, bu eksiklerimizin üstüne çıkarak, bunlara rağmen kazanmasını bilerek daha başarılı olmamız önemli.''
HER ZAMAN ELEŞTİRİLER OLACAKTIR
Michael Skibbe, basında kendisine yönelik eleştiriler konusunda, bunların kendisini etkilemeyeceğini söyledi.
Türkçesi fazla olmadığı için medyayı takip etmediğini anlatan Skibbe, eleştirilerin kendisini pek fazla etkilemeyeceğini vurgulayarak görüşlerini şöyle açıkladı:
''Eleştirilerden etkilenip, bunu takımıma negatif bir şekilde yansıtmam, çünkü ben Almanya'da, milli takımı çalıştırdım. Aynı zamanda Bayer Leverkusen'de olsun, Borussia Dortmund'da olsun çok üst düzey oyuncular çalıştırdım. Kimin nerede oynaması gerektiğini, hangi futbolcunun nerede olması gerektiğini, üst düzey futbolcuların nasıl yönlendirilmesi gerektiğini gerçekten çok iyi biliyorum. Her zaman eleştiriler olacaktır. Aşırı eleştirenler de, bazen fazla dışarıdan gördükleri için, olayın içeriğini bilmedikleri için kolay eleştirebiliyorlar.''