Siyah-beyazlı kulübün dünyaca ünlü Portekizli
futbolcusu ''Q7'' lakaplı
Quaresma, Türkiye'deki ilk röportajını
Beşiktaş Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi'ne verdi. Derginin ağustos sayısına konuşan
Querasma, kendisinden çok şey bekleyen
siyah-beyazlı camiaya umut dolu mesajlar verirken, ''Camiamıza büyük mutluluklar yaşatacağım'' iddiasında bulundu.
''Q7'' şunları kaydetti:
''Ben buraya Beşiktaş'ı ileri taşımak için geldim. Camiamıza büyük mutluluklar yaşatacağım. Bunu hep beraber yapacağız. Geldiğimden beri kendimi çok mutlu hissediyorum ve bu mutluluğun getirdikleriyle taraftarlarımızın beklediği kupaları kazanacağız. İmza töreninde söylediğim 'Şampiyonluk için kanımı akıtacağım' sözünü burada da tekrarlamak istiyorum. Sahada olduğum süre boyunca
takım için her şeyimi veririm ve bunu da yapacağım.''
''MUTLU OLACAĞIM YERİN BEŞİKTAŞ OLDUĞUNU ANLADIM''
Beşiktaş'a
transfer sürecini anlatan Quaresma, ''Teklifi menajerim bana ilettiğinde düşüneceğimi söyledim. Çünkü Inter'den ayrılmak istiyordum. Bunun üzerine görüşmeler başladı. Beşiktaşlı yöneticiler benim çok önemli olduğumu hissettirip güvendiklerini söylediler. Ben de
imzayı attım ve şu anda çok mutluyum. Ayrıca söylenildiği gibi
Fenerbahçe ya da başka bir takımdan
teklif almadım'' dedi.
Transfer sürecinde başkan
Yıldırım Demirören'in kendisiyle konuşmak için yanına geldiği hatırlatılan Quaresma, ''Kendisini yanımda görmek büyük bir onurdu. Onların bana güvendiğini görmek benim için en önemlisiydi. Tabii ki beni isteyen birçok takım vardı ama başkanla konuştuktan sonra mutlu olacağım yerin Beşiktaş olduğunu anladım'' ifadelerini kullandı.
''Q7'', ''Başkanımız '
Schuster imzaladı, sen de imzalayacaksın' dediğinde çok mutlu oldum. Zamanında büyük
futbolcuydu, şimdi de büyük bir hoca. Onunla çalışmak, onun tarafından eğitilmek bana mutluluk veriyor'' dedi.
BJK
İnönü Stadı'nda kendisi için düzenlenen imza törenini de değerlendiren Portekizli
yıldız, ''Bir futbolcunun en çok isteyeceği şey; sahaya girdiğinde isminin bağırılması, taraftarların onu beklediğini bilmesidir. Ben bunu o gün sonuna kadar yaşadım ve hayatıma damga vuran olaylar arasına girdi. Kendimi Beşiktaşlı, onların parçası gibi hissettim'' ifadelerini kullandı.
''BANA NEREDE OYNAYACAĞIMI SÖYLESİNLER YETER''
Quaresma, ''En verimli kullanılacağın oyun biçimi sence nedir?'' şeklindeki bir soruya, ''Fark etmez... Bana nerede oynayacağımı söylesinler yeter'' diye
yanıt verdi.
Vikingur karşılaşması ile ilk kez resmi bir maçta Beşiktaş taraftarının karşısına çıkan Quaresma, müsabaka öncesi taraftarlara ''üçlü'' çektirdiği an ile ilgili olarak, ''Açıkçası Portekiz'de de insanlar futbolla çok ilgili ama Türkiye'deki gibi değil. Bu nedenle beni çağırdıklarında tedirgin oldum. Ne yapacağımı bilemedim. Ama sonucu güzel oldu'' dedi.
Vikingur maçında değerlendiremediği
penaltının kariyerinde kaçırdığı ilk penaltı olduğunu söyleyen ''Q7'', ''Çok kötü vurdum, kaçırmamalıydım. Atmam lazımdı'' değerlendirmesini yaptı.
Sıklıkla yaptığı ayağının dışıyla sert şut ve kendine has topuk pasları hatırlatılan Quaresma, ''Doğarken ayaklarım kapalı olduğu için dışarı açma gibi bir eğilimim oluyor (gülüyor). Ayrıca diğer futbolcuların yapmadığı şeyleri denemeyi de seviyorum. Bir de başarılı olunca çok mutlu oluyorum'' şeklinde görüş belirtti.
Portekiz'in bir diğer popüler futbolcusu
Ronaldo ile sürekli kıyaslanması hatırlatılarak, aralarında kişisel olarak
rekabet olup olmadığı sorulan Quaresma, ''
Hayır, aramızda bir rekabet yok. Onun kendi yetenekleri var, benim kendi yeteneklerim. Bir çekişme yaşamıyoruz. Kendisi çok iyi bir futbolcu olmanın yanı sıra harika bir insan. Buradan onun için en iyi dileklerimi sunuyorum'' dedi.
''ÇOK YOKSUL BİR AİLEDE BÜYÜDÜM''
Quaresma, çocukluğunun
yoksulluk içinde geçtiğini vurgulayarak, hayatını, ''Hem yoksulluğun dibini, hem de zenginliğin zirvesini yaşadım'' diye özetledi.
Portekizli futbolcu, çocukluk dönemiyle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
''Çok yoksul bir ailede büyüdüm. Yaşadığımız bölgede uyuşturucu dahil aklınıza gelebilecek her türlü kötü alışkanlık yaygındı. Bu sebeple o hayatı iyi biliyorum. O hayattan çok şey öğrenerek bugünlere geldim. Hem yoksulluğun dibini, hem de zenginliğin zirvesini yaşadım. Yaşadıklarımdan hep
ders çıkardım. Bunların ne anlama geldiğini ve benim için önemini ayrı tutarım.''
Gecekonduda büyüdüğünü,
küçüklüğünün tek odalı bir evde geçtiğini anlatan ''Q7'', ''Hayatımızı zar zor idame ettirebiliyorduk'' dedi.
''KÜÇÜKKEN FUTBOLU SEVMİYORDUM''
Küçükken futbolla hiç ilgilenmediğini belirten Quaresma, şunları kaydetti:
''Aklımda sadece o bölgede beraber büyüdüğüm çocuklar gibi kötü alışkanlıklar vardı. Onlara özeniyordum, sadece onlarla
vakit geçirmek istiyordum. Ağabeyim ise futbol oynuyordu ve bir gün beni de antrenmana götürmek istedi. 'Çok istiyorsan gelirim ama futbolu sevmiyorum. Boşu boşuna götürme' dedim. Yine de gittik ve beni kendi antrenörüyle tanıştırdı. Ondan antrenmana katılmamı rica etti. Israrla istemediğimi söylesem de kendimi o ilçe takımının altyapısında buldum. Daha sonra Sporting
Lizbon ağabeyimi kadrosuna katmak için geldi. Ona 'Futbol oynayan bir kardeşinin daha olduğunu duyduk' dediler. Ben hala futbolu sevmiyordum ve ciddiye almıyordum ama iki gün sonra imzayı attım. 17 Yaş Altı
Avrupa Şampiyonası'nda Portekiz'le
şampiyon olduktan sonra da hayatımın bir parçası oldu.''
''12 yaşındayken futbolu bırakıp hokey oynamak istemiştim'' diyen Quaresma, ''Anneme bunu söylediğimde 'Eğer futbolu bırakırsan; birincisi hokey oynamana izin vermeyeceğim, ikincisi dışarı çıkamayacaksın, üçüncüsü arkadaşlarınla görüşemeyeceksin' dedi. Tabii Avrupa Şampiyonası'nda iki gol atıp şampiyonluğu yakaladıktan sonra
Sporting Lizbon'a döndüğümde bana B takımda oynama şansı verdiler. Orada 24-25 yaşında oyuncular vardı ve o an işin ciddiyetini kavradım. Artık profesyonellerle birlikteydim'' ifadelerini kullandı.
Ağabeyinin şimdi küçük bir takımda oynadığını belirten ''Q7'', ''Bütün hayatını benim iyi olmam için feda etti'' dedi.
Dört yaşındayken annesiyle babasının ayrıldığını anlatan Quaresma, ''Babamla da görüşüyorum, ilişkim sağlam, onu çok seviyorum ama annem gibi değil. Çünkü annemin neler çektiğini gördüm'' diye devam etti.
Quaresma, ''Ailem için gerekirse canımı bile veririm. İkinci kez düşünmem. Saha içinde soğukkanlıyım, hiçbir şeyden korkum yok. Çünkü bu hayatta her şeyi gördüm. Tabii insanlar beni genellikle sahada gördükleri için duygusuz olduğumu düşünebilirler. Ama işin içine ailem girdiğinde her şey farklılaşır'' dedi.