Genel menajer olarak yola çıktığı Sivas
spor'da
takım teknik direktörsüz kalınca geçen
sezon eşofmanları giydi. Düştü gözüyle bakılan takımı zirvelere taşıdı. Sezon bitince 'Aman elimizdeki kadroyu muhafaza edelim' gibi bir kaygıya da kapılmadı.
Ve geçen sezonun bir rüzgâr olduğunu düşünenler yaman bir
cevap aldı
Bülent Uygun'dan.
Sivasspor devreyi F.
Bahçe, G.Saray ve
Beşiktaş gibi devlerin önünde kapamayı başardı. Ancak Bülent Uygun'un söylemi hiç değişmedi. Hâlâ
şampiyonluğun adını etmiyor. Hâlâ iyi
teklif gelmesi durumunda her
futbolcuyu satabileceklerini söylüyor.
Bülent hocanın bana göre en çok takdir edilmesi gereken tarafı ise kimseye öykünmeyen kişiliği. Eski hocalarından faydalanıyor. Bunun ötesinde futbolu, önce bir spor olarak görüyor.
Okul yıllarında basketbol oynadığı için taktik anlamda basketbolun, futbola çok şey katacağını düşünüyor. Ünlü basketbol coach'u Aydın Örs'le de fikir alışverişinde bulunuyor.
Elde ettikleri başarının büyüklüğünün altını çizerken bir taraftan da büyüklere ilginç bir gönderme yapıyor Bülent Uygun: "Şayet bu şartlarda biz şampiyon olursak dört büyük takımın yöneticileri bu işten ayağını çeksin." Doğrusu bu çağrıyı fazlasıyla haklı buluyorum. Sivasspor'un imkanlarını ve kadrosunu dikkatlice incelerseniz eminim siz de benim gibi düşüneceksiniz.
Sezonun ilk yarısını ligin zirvesinde tamamladınız. Hâlâ şampiyonluktan söz etmenin vakti gelmedi mi?
Biz şampiyonluk hedefiyle yola çıkmadık. Hâlâ da iddialı olduğumuzu söyleyemem. Bir defa şunu çok iyi biliyorum. Şayet şampiyonluğun lafını edersem büyükler bizi bitirir.
İddialı konuşmamak bir strateji mi?
Kendimi bir satranç
oyuncusu gibi görüyorum. Çok dikkatli olmalıyım. Ben daha önce
futbolcu iken Kocaelispor'da bu tecrübeyi yaşadım. 17 hafta lider olduk. Son 6 haftaya lider olarak girmemize rağmen ligi ancak 3. bitirebildik. Sonraki sezon o takımdaki 11 kişiden 9'u büyük takımlara gitti. Buna rağmen şampiyon olamadık.
Benzer hikâyeyi bir defa daha yaşamaktan mı korkuyorsun?
Ben şimdi bu durumun önüne geçmeye çalışıyorum. 4 büyükler yıllarca bizimle oynadı. Sende 400 milyara oynayan oyuncuya 1,5 trilyon teklif ediyorlar. Sonra futbolcu allak bullak oluyor. Bir de sakın sakatlanma diyorlar. Bu yüzden ben şimdi diyorum ki, başkan,
taraftar ve formamız dışında ben de dahil herkesi satarız. Ama adam satmayız. Bu bir satranç oyunu. Doğru oynamazsak büyükler bizi mat eder.
Bülent Uygun, "Şampiyon olamayacaklarını bildiği için iddialı konuşmuyor." eleştirilerine ne diyorsun?
Ben olaya gerçekçi yaklaşıyorum. Biliyorsunuz geçen sene bu takımı 17. sırada devraldım. O zaman Sivasspor'a küme düşmüş gözüyle bakılıyordu. 39 maçta 25 galibiyet aldım. Bu kolay iş mi? Kadroyu bir inceleyelim.
Oyuncuların bazıları 2. Lig'den, bazıları küme düşen takımlardan geldi. Bu şartlarda bu kadar büyük iş başardık. Elbette gerçekçi olacağım. Şayet bu şartlarda biz şampiyon olursak büyük takımların bütün yöneticileri bu işten ayağını çeksin.
Peki, "Allah bana yürü ya kulum dedi." diye de düşünüyor musun?
Allah bize, "Koş ya kulum." dedi. Biz de koşuyoruz. Çok
şükür mükemmel durumdayız.
Devreyi senden daha iyi imkânlara sahip olan Zico ve Feldkamp'ın önünde kapadın. Yabancı meslektaşların hakkında ne düşünüyorsun?
Onların yanlış uygulamalarını görüyorum. Biz
yerli hocalar saatlerce
analiz yapıyoruz. Taktikler geliştiriyoruz. Bununla birlikte kalbimizdeki sevgiyi de oyuncularımıza aktarabiliyoruz. Vücut dili çok önemli. Yabancı hocalar işte bunu yapamıyor. Mesela benim takımımda Ivan Petrov Cvetkov yedek ama git desem gitmez. İddia ediyorum taktik anlamda da onlardan çok daha iyiyiz.
Söz taktikten açılmışken sorayım. Fatih Terim'den Milan'da uyguladığı antrenman tekniklerini aldığını söylemiştin. Basketbol Coach'u olan Aydın Örs'le de taktik anlamda fikir alışverişinde bulunmandaki espriyi merak ediyorum.
Ben, Rahim ve
Hakan Şükür ortaokulda iken
yıldız basketbol takımında oynuyorduk. Üçümüz takımı şampiyon yaptık. Orada basketbolun bize çok şey kattığını görmüştüm. Aydın hocayı hep dikkatlice izledim. Efes'te iken birçok maçı taktik değişikliğine giderek sonradan lehine çevirdiğini gördüm. Aydın hocanın oyunun sonlarına doğru yaptığı hamlelere dikkat ettim. Nitekim biz de birçok maçta sonradan galibiyete geçtik. Yaptığım taktik değişikliklerin oyuncuların performansını da olumlu etkilediğini gördüm.
Dikkat edin Hakan Şükür'ün hava toplarındaki zamanlaması mükemmel. Bu başarısında basketbol oynamasının büyük rolü var.
Mütevazı bir kadroyla elde ettiğin bu başarı 'antrenörün sonuca etkisi' tartışmasını da aklıma getiriyor. Antrenörün 'etkisi en fazla yüzde 15'tir' gibi klişeleri de yıktığını düşünüyor musun?
Ben şöyle düşünüyorum. Bu işin yüzde 10-15'i filan olmaz. Bir antrenör takımı için ya her şeydir, ya da hiçbir şey.
Fener bir forvet, bir de savunma oyuncusu almalı
Biraz F.Bahçe'yi konuşsak. Sana göre Sarı-Lacivertli takımın takviyeye ihtiyacı var mı?
Şayet F.Bahçe iki iyi
transfer yaparsa mükemmel duruma gelir. Öncelikle pivot bir santrfor almaları gerektiğini düşünüyorum. Hakan Şükür tarzında. Ayrıca savunmaya da Edu'nun yerine, geriden oyunu daha iyi kuracak kaliteli bir oyuncu almaları gerektiğini düşünüyorum.
Zico'ya daha önce yapılan 'stajyer' yakıştırması, bir hakaret miydi, yoksa bir gerçeğin altının çizilmesi miydi?
Bence bu bir gerçeğin altının çizilmesiydi. Zico, gerçekten bocalama devresi geçirdi. Onun en büyük avantajı Aziz
Yıldırım oldu. Başkanın kararlı duruşuyla Zico kendini toparladı ve olayı kavramaya başladı.
Zaman'daki yazılarında Daum'u sürekli korkak futbol oynatmakla eleştiriyordun. Zico'nun oyun anlayışını nasıl değerlendiriyorsun?
Zico Daum'un tam tersi. Ancak o da
Türkiye Ligi'ni tam anlamıyla kavrayabilmiş değil. Henüz yeterince analiz edemedi. Birçok futbolcuyu yeni yeni tanıyor. Tabii işi kolay değil. Çünkü her takım Fener'e karşı üst seviyede oynuyor. 10 kişi savunma yapıyor. Olaya bu açıdan da bakmak gerekiyor.
En çok beğendiğin hoca Fatih Terim. Bunu biliyorum. Peki çalıştığın isimler arasında taktik anlamda bir numaraya kimi koyuyorsun?
Parreira ve Fatih Terim. Neden Parreira dedim anlatayım. 1996'da Trabzon'u yenerek şampiyonluğu kazandığımız maçta hocanın verdiği taktiğin önemini sonradan anladım. Trabzonspor'u çok iyi analiz etmişti. Bize, "İlk yarıda bütün güçlerini kullanıp saldıracaklar. İkinci yarıda da yorulacaklar." dedi ve buna göre planlarını yaptı. Beni bütün maçlarda ilk on birde oynattığı halde o maçta ikinci yarıda oyuna aldı. Maçtan önce de bunun gerekçesini benimle paylaşıp istersen ilk yarıda oynatayım, dedi. Ben de ikinci yarıda oynamayı doğru buldum. Her şey Parreira'nın belirlediği gibi oldu ve o maçı kazandık.
Artık Süper Lig'in en gözde teknik direktörlerinin başında geliyorsun. Bundan sonra teknik direktör Bülent Uygun olarak mı, yoksa yine 'Asker Bülent' olarak mı anılmak istersin?
Asker Bülent çok güzel bir yakıştırmaydı. Ne kadar büyürsem büyüyeyim ben hep Asker Bülent olarak anılmak isterim.
Hayır işleri, hocalıktan daha önemli
Sosyal faaliyetlere de önem veriyorsun. Bunda 1999 depreminin etkisi var mı?
Yaşadığım o büyük
facia insani duygularımı daha da depreştirdi. Ben geçmişi unutmam. Hayır işleriyle anılmak istiyorum.
Bazı hayallerin var. Bunları Zaman okurlarıyla paylaşır mısın?
Antalya Kadriye Belediye Başkanı Hüseyin Kaytos'un bağışladığı 100 dönüm arazinin 50 dönümüne sporcu sağlık ve rehabilitasyon merkezi yaptırmak, diğer 50 dönüme de
yaşlı ve ihtiyacı olan sporcuların faydalanacağı
huzurevi kurdurmak istiyorum. Bir başka projem de futbolculara
emeklilik imkanı sağlanması. Her futbolcunun ücretinden yüzde 5 kesilecek. Futbolcu 50 yaşından sonra
emekli maaşı almaya başlayacak. Bir de futbolcuların askerlik yaşının 38'e çıkarılması gerektiğini düşünüyorum. Böylece verimli dönemleri bölünmesin. Hatta jübileden sonra vatani görevlerini yapsınlar.
Bunları başarabileceğine inanıyor musun?
Bu hayallerimi mutlaka gerçekleştireceğim. Teknik direktör olarak yapamazsam, federasyon başkanı olarak yapacağım.
Federasyon başkanı olarak yapamazsam da spor bakanı olarak yapacağım. Ama mutlaka yapacağım. Yaşarken benim için Fatiha okunmasını istemiyorum. Öldükten sonra hayır işleriyle anılmak bana göre teknik direktör olarak elde edeceğim başarılardan çok daha önemli.
G.Saray, teklifimizi kabul ederse Mehmet Yıldız'ı alır
İyi teklif gelirse her futbolcumuzu satarız, demiştiniz. Mehmet Yıldız'la ilgili transfer görüşmeleri ne aşamada?
Mehmet Yıldız için G.Saray İkinci Başkanı Adnan
Polat, Başkanımız Mecnun Odyakmaz'la daha önce görüştü. Biz kendilerine teklifimizi sunduk. Mehmet Yıldız'a karşılık 2,5 milyon dolar artı bir futbolcu istiyoruz. İstediğimiz para çok makul bir rakam. G.Saray yarın (bugün) kararını bildirecek. Şayet G.Saray teklifimizi kabul ederse Mehmet Yıldız gider, aksi takdirde transfer defterini kapatacağız.
ZAMAN