Alex ile ilgili düşüncelerinden de bahsetti,
savunma zaaflarından da. Ama en iddialı konuştuğu nokta
takımını şampiyonluğun en büyük adayı olarak göstermesiydi.
İlk yarıyı lider de bitirebiliriz, liderin birkaç puan gerisinde de tamamlayabiliriz. İkinci yarıda takımımızın bir adım daha yukarı çıkacak kalibrede olduğunu düşünüyorum. Takım savunması anlamında bir adım öne çıkacağımızı tahmin ediyorum. Şampiyonluğun en büyük adayının
Fenerbahçe olduğunu düşünüyorum. Bunu bir
futbol adamı olarak, olaylara bakarak söylüyorum.
Alex takıntısı var mı?
Niye Alex takıntım olsun... Takarak yapılan bir şey değil
teknik direktörlük. Üstelik bir
oyuncuyla uğraşmak benim doğama aykırı. Tüm bunlara rağmen takıntılı biri gibi gösterilmek beni üzüyor. Ona karşı her hamlemin art niyetmiş gibi gözükmesi yanlış. Alex, en iyi sezonlarından birini geçiriyor. Böyle olduğu sürece her zaman takımda olur, lider oyuncu, lider oyuncunun bir yaptığını takım iki yapmak için uğraşır. Alex, takımdaki bütün oyuncuların gelişimindeki en önemli etkenlerden biri. Ben burada olduğum sürece Alex’in bu düşüncelerle takımda olması bana rahatsızlık değil, güç verir.
‘Evet, savunma sorunlu’
Savunmamızda sorunlar var. Kaynağını söylemek, oyuncularıma karşı hiç yapmadığım bir şey.
Temel problemi söyleyerek kenarından dolaşmaya çalışıyorum. Tehlikeli bir iş çünkü bu. İçerde oynadığımız maçların ilk bölümlerinde oyun hızının standart üstü olduğu gözüküyor. Bunlar olurken savunma da olağanüstü olsun istiyorum. Ancak bu hızlı hücum oyunu içinde savunmada biraz zaaf olması çok anormal bir durum gibi gözükmüyor.
Oyuncularım aslında her iki yönde de gayretli. Kora kor ikili mücadele vermek ile bunun için çalışmak arasında ciddi fark var. Başarılı olduğumuzu söyleyemem.
Bu halimizle bile ligin en fazla top kazanan takımıyız. İkili mücadelede biraz daha fedakarlıkla bu sayıyı daha da artırabiliriz. Niyetlerinin ve gayretlerinin iyi olduğunu görüyorum. Belki biraz daha kuvvet çalışmaları yapmalıyız.
‘
Schuster haklı mı?’
Daha önce ben de Türkiye’de, son dönem hariç, oyunun daha fazla bozma bölümünün gündemde olduğunu, oynama bölümünün daha az olduğunu düşünüyordum. Birkaç takım bunu bozmaya başladı. Önemli bir gelişme. Tam o cümlelerle olmasa da genel olarak futbolu bozmaya yönelik oyunun daha yoğun şekilde antrenörler tarafından dizayn edildiğini düşünüyorum. Oyunu yapmak zordur, çünkü oyun şeklini düşünmeye yönelik hamleler gerektirir. Ama bozmak çok daha kolay.
Ben de son 2 seneye kadar bozma yönünün Türkiye’de daha fazla olduğunu düşünüyordum. Artık futbolu plan dahilinde oynamak isteyen daha fazla
takımlar oluşmaya başladı. Eskiden 4 büyük takım oynamak isterdi. Şimdi daha fazla takım başladı buna. Futbolumuz adına önemli bir gelişme.
Bu
mesaj da taraftara...
Son maçta kaybedilen şampiyonluktan sonra herkeste, Fenerbahçeli her bireyde, çalışanlar dahil hoşgörüde biraz azalma var, bu stada da yansıyor. Hocayla ilgili tasarruflar
transfer döneminde yapılır, işimiz yanlışlıkların sık yapılacağı bir iş, sık yanlışlar yapılabilir, ama oyuncularla ilgili tasarruflar,
hesap kesimi transfer döneminde olur. Oyun oynanırken oyun içindeyken seyircinin sahaya verdiği olumsuz bir enerji zaten geliş-gidişler olan takımdaki kırılganlığı biraz daha fazlalaştıracak gibi geliyor. Sahada bütün oyuncular daha fazla
destek bekleyen varlıklar, onlara karşı olumsuz şey onları daha geriye çekiyor.