KLASİK
müzik dinliyor. Ödüllü film koleksiyonu yapıyor. Türk sanat müziği hayranı. Pırasa seviyor. İstanbul'da Cadde'de evi var, ara sıra arkadaşlarıyla basketbol oynuyor. Futbolcuları çift kalede ona “Hoca” diye sesleniyor...
Süper Lig'in lideri
Kayserispor'un
teknik patronu
Tolunay Kafkas'tan bahsediyoruz. Tolunay girişte de anlatmaya çalıştığım gibi ilginç bir kişilik. Kayseri'nin yolunu tuttuk. Bizi son derece sıcak karşıladı ve ardından başladık sohbete ve sorularımıza...
Arkamda dikler
* Önceleri Kayseri'de çok tepki görmüştün. Şimdi çok sevilen biri haline geldin. Bu başarı nasıl oluştu?
Ertuğrul Hoca Kayseri'de çok başarılı olmuştu. Onun üzerine başarılı olmak kolay değildi. Çıta yüksekti. Yeni stadın yapılması nedeniyle beklentiler vardı. Forvetlerimiz sakattı. Bu açığımızı
Makukula ile kapattık. Ayrıca
futbolcularımız arasında iyi bir
rekabet ortamı oluşturduk. Gençlere yatırım yaptık. Ama en önemlisi
yönetim tabii. Arkamda çok dik durdular. Burada
Süleyman Hurma, Recep Başkanımız iyi bir hava yakaladık. Özhaseki Başkan da bize desteğini hep hissettirdi.
* Makukula demişken, nasıl buldunuz böyle iyi bir santrforu?
Şu an bizde
kiralık oynuyor. 2 milyon
Euro verirsek bonservisini alma opsiyonumuz var. Onunla
sezon başında konuştum. Onun bize, bizim ona ihtiyacımız olduğunu anlattım. Sorunsuz bir kişiliği var. İkinci yarıya da Troisi'yi hazırlıyoruz. Çok yetenekli. Biraz daha güçlenip morallenirse daha iyi olacağız.
* İstanbul'daki yabancı futbolcuların ortamını düşünecek olursak sizin yabancılarınız kalkıp büyük şehirlere gitmek eğlenmek istemiyorlar mı mesela?
Kayseri'nin yapısını biliyorsunuz. Burası muhafazakar bir şehir. Ama şu ana kadar futbolcularımdan
disiplin konusunda hiçbir sorun çıkmadı. Bir günlük izin gününde ekstra bir yere gitmek isteyen de gelip iznini alıp gidiyor zaten. Kalkıp İstanbul'a gittiklerini de sanmıyorum. Böyle bir şey olsa da
telefon açıp, “Sen neredesin, ne yapıyorsun?” diye
kontrol etmem. Benim için idmanda ve sahada bana verdikleri önemli.
Gereği yapılmalı
* Büyük takımlarda bunları yapabilir miydin? Örneğin F.Bahçe'deki çalkantıları biliyorsun. Takımında 7-9 Brezilyalı olsa bu disiplini sağlayabilir miydin?
Herkes beni tanır, kendi ilke ve prensiplerim var. Futbolcunun Türk, Brezilyalı, Arnavut olması beni ilgilendirmez. Büyük camiaların büyük yatırımları var. Kendi istediğin gibi yaşayamazsın. Profesyonelliğin gereğini yapacaksın. Yapmazsan senin gibi kaliteli
oyuncu çok olduğu için takıma giremeyebilirsin.
* Carlos'u da keser miydin?
Bana yeteri kadar performans sağlamayan herkesi keserdim. Gerekirse de bedelini öderdim.
Fenerbahçe camiası yanlış anlamasın. Kimsenin işine de karışmak istemem. Ama tartışmayı yaratan
Roberto Carlos'un kendisi. Fenerbahçe gibi bir kulüpte Roberto Carlos çapında 22-23 oyuncu bulunur. Gideceğim açıklamasını çok sık tekrarlamasını doğru bulmadım.
* Bu süreçte Milli Takım'dan dolaylı da olsa hiç teklif aldın mı?
Hayır. Bizdeki yapı biraz karışık.
* Nasıl bir karışıklık bu?
Ben Fatih Terim'in, Mustafa Denizli'nin, Şenol Güneş'in tecrübesinde olduğum zaman mutlaka yanımda bir
teknik direktör yetiştirip ayrılırken görevi ona bırakmayı düşünürdüm. Klinsmann-Löw böyle bir oluşum mesela. Örneğin Tayfur'un, iyi bir noktaya geleceğini düşünüyorum. Mustafa Hoca ile çalışmak onu ilerletmiştir.
Türk futbolcusu okumaz, seyreder
* Özel hayatında neler yapıyorsun?
Eşim başlarda Kayseri'ye alışmakta zorlandı. Ama şimdi rahatız. Klasik müzik dinlerim. Binden fazla CD'im var. Ödüllü film seyretmeyi severim.
Kitap okurum. Pırasa,
ıspanak yemeyi severim. Bunları söylerken kendimi çok farklı biri gibi hissettirmek istemem. Ben atomu falan parçalamadım. Sadece futbolcularıma doğru
iletişim yollarını göstermek istiyorum.
* Türk futbolcusunun bu konularda çok eksiği var herhalde.
Mental olarak büyük problemler var. Çevrelerinin
baskıları var. Yetişme tarzlarında eksiklikler büyük. Okumuyorlar, seyrediyorlar. Ben onlara doğru iletişim yollarını anlatma çabası içindeyim o kadar.
Rijkaard'ı anlamıyorlar
Oynatmaya çalıştığı futbol tarzı olumlu. Çizgisi ve söylemleriyle Rijkaard'ı çok seviyorum. Ama, halkımız kendisini anlar mı, onu bilemem.
* Yabancılar arasında beğendiğin biri var mı?
Rijkaard'ı hem duruşuyla hem söylemleriyle çok seviyorum. Ama bizim halkımız anlar mı onu bilemem.
* Şampiyonluğu sonuna kadar kovalar veya
şampiyon olursanız büyük bir takıma gitmek ister misin?
Hiçbir zaman şanın, şöhretin peşinde koşmadım. Burada, Recep Başkanımla son derece mutluyum açıkçası. Tek düşüncem takıma
genç oyuncular kazandırmak.
* Birlikte oynadığın futbolculardan unutamadıkların, en sık görüştüklerin kimler?
Şota Arvaladze'yi çok severim. Hala görüşürüz. Benim
aile dostum. Orhan Çıkrıkçı'yı da çok severim.
* Maçlara çıkarken özel olarak hazırlanır mısınız?
Maç öncesi annemi ve eşimi arar dualarını alırım. Ayrıca maçtan sonra da eşimle konuşurum mutlaka. Maça da takım elbiseyle çıkarım. Yaptığım işe saygı duymak gerektiğini düşünürüm.
Yabancı sayısı serbest bırakılmalı
* Biraz sahanın içine inelim. Türkiye'de futbolcu yetişmiyor mu? Milli Takımımız 2010 Dünya Kupası'na gidemedi, sıkıntı neredeydi örneğin?
Türkiye'de oyunun iki yönünü oynayan isim yetiştiremiyoruz. Orta saha oyuncuları daha çok defansif yönlerini geliştirmişler. Sağ bek yetişmiyor. Kanat oyuncusu çıkmıyor. Santrfor çıkartamıyoruz. Gol krallığını kovalayan ismimiz yok. Zaman zaman
kaleci sorunu oluyor. Yabancı sayısı serbest bırakılmalı.
Ömer golü attı, kupa kazanmış gibi sevindim
* Gençleri oynatmayı çok seviyorsun. Ömer, Bursa'ya gol attığında ne hissettin?
Öncelikle futbol ambians işi.
İngiltere Ligi buna örnek. Takım seyircinin önünde daha iyi oynuyor. Ömer'in gol attığı an belki de kupa kazanmış kadar sevindim. 20 yaşında bir genç. Takıma koymuşsunuz, golü atmış. Havalara uçtum. Sadece o değil. Abdullah, Furkan, Bilal Aziz,
Umut,
Serdar ve diğerleri.
*
Trabzon'da oynadın. Oranın atmosferini çok iyi biliyorsun. Trabzon neden
şampiyonluk yarışından uzak kalıyor?
Ülkenin içinde bulunduğu durum oraya da yansıyor. Tribünlerde aşırı baskı var. Burada en önemli görev yöneticilere düşüyor.
Tolunay'ı Sağlam önerdi
TOLUNAY Kafkas'la konuşup idmanı izledikten sonra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin konuğu olduk. Özhaseki çok sıkıntı çektikten sonra takımın lider olmasından keyifli görünüyordu. “
Başarı başta Tolunay Hoca, futbolcularımız ve
Recep Mamur'un başkanlığını yaptığı yönetimimizindir. Ben onlara ara sıra moral takviyede bulunuyorum. Örneğin
son maç biletlerini düşürmüşler. Ben de raylı sistemi ücretsiz yapıp, kurabiye falan koydurdum. Tolunay Hoca'yı çok severim. Eşi Oya büyük kızım gibidir.”
Kafkas'ı Ertuğrul Sağlam'ın önerdiğini de dile getiren Özhaseki, “Daha sonra Tolunay Hoca'nın eşinin ikna ettik. Şimdi benim büyük kızım gibidir” diye konuştu.
Küfüre izin vermem
Özhaseki, “Takım kötü giderken bazı kişilerin kışkırtmasıyla tribünlürde Recep Mamur, Süleyman Hurma ve Tolunay aleyhine tepki vardı. Tepki normaldir. Ama işi kasıtlı olarak küfüre döken bir gruba karşı sert önlemler alacağımı söyledim. Gerekirse de alırım. Tribünlerde küfüre izin vermem” dedi.
Altan TANRIKULU