Polat, GSTv'ye yaptığı açıklamada, Frank
Rijkaard ve ekibini Türkiye'ye getirirken, büyük beklenti içinde olduklarını belirterek, ''Hem sportif anlamda, hem de Türk
futbolunun uluslararası platformlarda imajı açısından çok ciddi katkıları olacağını düşünüyorduk. 1.5 yıla yakın bir süre beraber çalıştık. Gerek
iletişim, gerekse sosyal
yaşam içinde en ufak bir sıkıntımız olmadı'' dedi.
Eski
teknik direktörlerinin çok medeni biri olduğunu kaydeden başkan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İyi bir iletişime sahip. Yumuşak karakterli bir insan. Gerek
sezon öncesi, gerek sezon içinde çok da iyi çalıştılar. İşlerini son derece ciddi yapan insanlar. Ama bir türlü istenilen
kimya oluşamadı. Ben de sonuna kadar gereken desteği verdiğimi düşünüyorum. 67 maç
destek verdim. Ama
Galatasaray'da birinci değilseniz diğer bütün neticeler sizin için başarısızlıktır. Hatta ben sezon sonunda kontratını da uzatmayı düşünüyordum, bunu da açıklamıştım. Bunda ısrar etmek Galatasaray'ın yüksek menfaatlerine zarar vermeye başlamıştı. Üzülerek de olsa bu değişikliği yapmak zorunda kaldık. Ancak dostluğumuz, arkadaşlığımız devam ediyor. Zaten kendisini davet ettim ve yeni stadımızın açılışına da gelecek. İlişkilerimiz sürecek. Futbol dünyası küçüktür. Önümüzdeki yıllarda Rijkaard ve Galatasaray'ın yolları herhangi bir platformda tekrar kesişebilir. Hiçbir
teknik direktörümüzle kötü ayrılmadık. Sezon ortası dahi olsa iyi ilişkiler içinde, dostluk anlayışı ve sevgi, saygı içinde ayrıldık. Rijkaard'la da öyle oldu. Ben ona ve arkadaşlarına önümüzdeki dönemlerde başarılar diliyorum.''
Transferin Rijkaard'ın bilgisi dışında gerçekleştiği yönündeki eleştirilere değinen
Adnan Polat, ''Bir teknik direktörün haberi ve onayı olmadan
futbolcu transfer etmek işin ruhuna aykırı. Bunu devamlı söylediler. Hepsi için günlerce tartışıldı ve öyle transfer edildi. Bir diğer konu da kendi işine müdahale edilmesi anlamında. Benim şimdiye kadar çalıştığım hiçbir hoca kendi işine teknik anlamda müdahale ettirmedi. Doğrusu da budur. Biz hiçbir zaman etmeye yeltenmedik.
Adnan Sezgin de buna hiçbir zaman yeltenmemiştir. Çünkü kendi görev sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini bilen bir arkadaştır. Takımın çalıştırılması, maçlara hazırlanması, maç taktiği, oyun içinde alınan kararlar teknik direktörün kendi kararlarıdır. Florya'da Adnan Sezgin'in görevi teknik direktör ve futbolcuların çalışma ortamını oluşturmak ve onlara gerekli servislerin hazırlanmasıdır. O da onu yaptı. Ama işler kötü gidince herkesle ilgili ithamlar oluyor. Bu futbolun içinde hep var ve buna alışığız'' diye konuştu.
AA