Behram Kılıç, Prandelli’nin bir kulüp takımı çatısı altında başarıya aç olmasının Galatasaray için avantaj olduğunu; son 4 yıldır bir kulüp takımı çalıştırmamasının ise dezavantaj durumda bulunduğunu belirtti. İlk kez ülkesi dışına çıkan hocanın başarılı olabilmesi için futbol şansının da yanında olması gerektiğini söyleyen Kılıç, "Zira F.Bahçe daha oturmuş ve dengeli bir takım. Üstelik Avrupa'da da yoklar. Beşiktaş'ın geçen yıla göre daha tecrübeli olduğu da bir gerçek..." tespitiyle noktayı koydu..
"Şu bir gerçek ki Cesare Prandelli Ünal Aysal’ın ilk tercihi değildi. Mancini ile çok kolay bir şekilde yollarını ayırması da Mircea Lucescu’ya olan inancından dolaydı. Lucescu ve sonrasında görüştüğü hocalardan beklediği cevabı alamayan Aysal ciddi bir çıkmaza girdi. Bu dönemdeki telaşı onu Hikmet Karaman ile görüşmeye itti. Pek çoğumuz hatırlamaz ama Karaman, 1994’teki Cim Bom teknik direktörü Reinhard Saftig’in yardımcısıydı. Başarıya aç, azimli, istekli, çalışkan, dünyayı takip eden bir teknik direktördü. Kariyerinin en olgun dönemindeydi. Lakin Aysal camiasına, Mancini gibi bir ismin arkasından Hikmet Karaman’ı kabul ettiremezdi. Nitekim ettiremedi de. Ama eğer Prandelli işi olmasaydı Cim-Bom’un sezon açılışında Hikmet Karaman’ı takımın başında görebilirdik.
Prandelli’nin gelişinde spor kamuoyu ikiye ayrıldı. Eleştirenler de vardı, destekleyenler de. Aysal’ın İtalyan’ı kamuoyuna tanıtırken saydığı aslında bir çoğu Hikmet Karaman’da da olan özelliklere bakalım: Cesur, çalışkan, deneyimli, katı disiplini seven, başarıya aç ve netice odaklı bir hoca. Gök-Mavililerin Dünya Kupası’ndan elenmesine bakmayın siz. Kosta Rika’yı ciddiye almamalarının bedelini ödediler. Uruguay maçının son dakikalarına kadar işler yolunda gidiyordu. Ama son bölümde yedikleri golü çıkartmaları için vakit çok geçti. Şu unutulmamalı; Prandelli, 2012 Avrupa Şampiyonasında İtalya’ya final oynattı. 2014 elemelerinde onun yönetimindeki Azzuriler, 10 maçtan 6 galibiyet 4 beraberlikle ayrıldı. 19 gol atıp, kalelerinde 9 gol gördüler. Takım defansif özelliği ile ön plana çıktı. Ona, ‘4 yıl çalıştırdığın milli takımda tümden başarısız oldun’ diyemeyiz.
Prandelli’nin bir kulüp takımı çatısı altında başarıya aç olması G.Saray için avantaj. Hocanın dezavantajı ise son 4 yıldır bir kulüp takımı çalıştırmaması. Bu çelişkiden zafer çıkar mı? Beklenti bu yönde. Zira 2014-2015 sezonu G.Saray ile F.Bahçe arasında 4. yıldızı takma savaşına sahne olacak. Mancini’nin yetersiz bulduğu ve transfer istediği kadroya kayda değer sadece Olcan takviyesi yapıldı. İtalyanların iyi bir taktisyen diye tanımladığı Prandelli bu kadroyla sonuç odaklı bir iş çıkartmak zorunda. Pozitif enerjisiyle, oyuncularla bire bir ilgilenen bir teknik direktör olma özelliğiyle bunu başarabilir mi? Bunun için ilk kez ülkesi dışına çıkan hocanın futbol şansı da yanında olmalı. Zira F.Bahçe daha oturmuş ve dengeli bir takım. Üstelik Avrupa'da da yoklar. Beşiktaş'ın geçen yıla göre daha tecrübeli olduğu da bir gerçek..."