Bileğinin kırıldığı pozisyonu anlatır mısın? "İdmanda bir oyun oynuyorduk. Tello’nun çektiği bir şut elime geldi; elim de vücudumun dış tarafındaydı ve kontrol edemedim. Sonrasında ise sakatlık oldu" Olay basında speküle edildi; basına kapalı antrenmanlarda kaleye geçtiğin ve kaledeyken Tello’nun çektiği bir şutu kurtarmak isterken elinin kırıldığı söylendi... “Sırf benim söylememle değil; idman anında orada olan herkes, oyuncular, teknik heyet şahit. Herkes oradaydı ve pozisyonu gördü. Ben defans yapmak için Tello’nun önünde duruyordum. O da kaleye vurdu ben topla kale arasındaydım, kalede değildim. Ama burada bu tarz haberler çıkıyor. Herkes kendine göre hikayeler uyduruyor. Bu burada yaşanıyor o yüzden normal karşılıyorum. “ Beşiktaş’a son Dünya Kupası’nda forma giyen bir oyuncu olarak geldin. İstanbul’a gelişin olay oldu; geldiğinde çok başarılı maçlar oynadın. Şu ara bir durgunluk dönemi mi geçiriyorsun? “Geçen sene çok maç oynadım. Bu sene daha az oynadım geçen seneye göre. Marsilya maçındaki sakatlığım da etkiledi. Ama bir maç oynayıp bir maç oynamamak bir profesyonel futbolcu için maç ritmini yakalamasında negatif bir etki yapıyor.ö Çaykur Rizespor maçında sert açıklamalar yaptın. Senin hakkında yanlış haberler yapan gazetecilere sert cevaplar verdin. “Bundan sonra haber yaparken bana da sorarlarsa eğer daha memnun olurumö diye imalı bir cümle kullandın. Hakkında çıkan olumsuz haberlere mi kızdın? "Uzun zamandır medyayı takip ediyorum. Çıkan haberleri görüyorum. Birşey demiyorum gülüp geçiyorum bazen. Bazı haberler de insanı kızdırıyor doğru olmadığı zaman. Tabii ki basın spekülasyon yapmayı seviyor. Hiç olmayan şeyleri de yazabiliyorlar. Anlıyoruz ama insan bazı anlarda sinirlenebiliyor gerçek haber olmayınca. Marsilya maçından sonra benim kulüpten ayrılmak istediğime, kafamda Beşiktaş’ı bitirdiğime dair haberler çıktı. Ben de bunlarla ilgili çıkıp konuşmak istedim. Burada size söylüyorum, Beşiktaş’ta çok mutluyum. Ailemle birlikte bu şehirde çok iyi bir hayatım var. Kulüp benle ne zaman devam etmek istemezse, o zamana kadar Beşiktaş’ta oynamayı hedefliyorum" Türkiye'de sana "Paşa" ünvanı verildi; "Paşa", Türkler için büyük bir anlam ifade ediyor. Bunun anlamını nasıl değerlendiriyorsun? "Tabii ki ilk geldiğim zaman bunun anlamını bilmiyordum. Medyada böyle bir lakap çıktı sonradan öğrendim. Geçen sene çok oynadım ama bu sene fazla oynama şansı bulamadım. Bu biraz da şans meselesi. Kişisellikten ziyade takım olarak da zaman zaman bu sene aldığımız kötü sonuçlar bütün bu haberlerin oluşmasında önemli bir paya sahip" "Benim takımdan ayrılmak gibi bir düşüncem yok" diye bir açıklama yaptın. Forma bulamadığın dönemlerde hiç mi aklından geçmedi takımdan ayrılmak? Çünkü sana teklifler geldiğini biliyoruz... “Benim kariyerimi yakından takip edenler biliyordur 12-13 yıldır profesyonel anlamda futbol oynuyorum. Bu süre zarfında hiç bir zaman yedek kalmadım. Bir maç oynayıp bir maç oynamamak gibi bir durumum olmadı. Tabii ki bu teknik direktörün seçimidir. O da sonuçta takım için kafasında düşündüğü, en iyi sonuçlar için gereken taktiği belirlemek istiyordur. Ben de buna saygı duyuyorum. Sonuçta ben bu kulübün bir işçisiyim bu kulüp için çalışıyorum. Hiç bir zamanda kulüpten ayrılmak gibi bir düşüncem olmadı. Böyle birşey düşünsem ilk konuşacağım yer yönetim olurdu. Onlara da sorarsanız böyle bir şey konuşulmadığını onlar da size söylerler.ö Şöyle bir eleştiri var son dönemde; çok fazla yan pas yapıyor, dikine oynamıyor, eskisi gibi öldürücü pasları etkili vuruşları yok, bu yüzden forma şansı bulamıyor diye. Bu eleştirilere katılıyor mu? “Şimdi ben bütün eleştirileri kabul edip değerlendirmişimdir. Çünkü bunları dinlerseniz yanlışınızı öğrenirsiniz. O yanlışı düzeltirsiniz eleştiriler sayesinde. Herkes herşeyi bilmiyor, her gün yeni şeyler öğreniyoruz. Bu eleştirilere yararlı diye bakmak lazım. Bu sene 2-3 maçı peş peşe oynadım. Bunun dışında hep yarım devre oynadım. Hızlı bir oyuncu olmadığım için oyun temposuna ihtiyacım var. Oyun temposunda oynayan bir futbolcuyum. Benim tarzımdaki futbolcu için yarım oynamak, bir oynayıp bir oynamamak her zaman zor." İyi bir takım oyuncusu olduğunu biliyoruz. Takımla birlikte oynamak tabii ki çok önemli ama şöyle bir beklenti var; oyuna sonradan girip oyunun gidişini bireysel yeteneklerinle değiştirmen... Ricardinho bu tür bir oyuncu değil mi? Yetenekleriyle oyunun skorunu değiştirebilecek bir tarzı yok mu aslında? “Ben 1.5 senedir buradayım. İnsanlar benim bir takım oyuncusu olduğumu anlamadılarsa bir 1.5 sene daha geçse anlamazlar herhalde. 13 yıldır futbol oynuyorum hiçbir zaman bireysel bir futbolcu olmadım; her zaman takımın bir parçası oldum. Sonuçta bunu çıkıp söylemeyi lüzumsuz buluyorum" Seni geldiğin günden bu yana Fenerbahçeli Alex ile karşılaştıranlar var... “Sonuçta ben kendi işimi yapıyorum. Herkes kendi işini yapıyor. Hiç birimiz karşılaştırmalara bağlı çalışamayız. Her futbolcunun kendine göre özellikleri var, kendine ait bir oyun yapısı var. Bugüne kadar Alex’le bizi sürekli karşılaştırdılar. Daha çok Türkiye’de karşılaştırdılar. Bilgi eksikliğinden olabilir tabii. Biz Alex’le hiç bir zaman aynı pozisyonda oynamadık. İkimizin de özellikleri çok değişik. Bence karşılaştırma yapmanın fazla bir anlamı yok" Delgado ile de karşılaştırılıyor. "İkisi yan yana oynamaz" diye söyleniyor. Sen buna katılıyor musun? İkinizin de oynaması orta sahayı yavaşlatıyor mu Beşiktaş’ta? “Ben buraya geldiğimden beri aynı soru soruluyor. Ben değişik bir okuldan geldim. Brezilya futbol mantalitesinden yetiştiğim için değişik bir anlayışım var. Onun için herkesi futbol bilgisiyle başbaşa bırakarak bu soruyu cevaplamayı reddediyorum.ö Marsilya maçında oyundan alınırken hafif bir protestoyla karşılaştın ama o stadın "Ricardinho" diye inlediği zamanları da biliyoruz. Tepkiyi hissetin mi, hissettiysen neler düşündün? “Ben bu tepkide kötü birşey görmüyorum. Sonuçta bizim taraftarımız takımına aşık bir topluluk. Bütün duygularıyla maça geliyorlar. Aldığımız kötü sonuçların etkisi var bunda. Kaybettiğimiz maçlarımız var. Marsilya maçında da ben oyundan alınmadan önce Marsilya beraberlik golü atmıştı, maç kötüye gidiyordu. Bunun da etkisi var. En önemlisi basında çıkan haberler bunda çok etkili. Oynamak istemiyor denilen bir futbolcu için taraftar ne kadar iyi niyetli düşünebilir sorusu geliyor aklıma. Başka birşey gelmiyor. Verdikleri tepki bunları üst üste koyunca doğru oluyor. Bende Rize maçından sonra bu yüzden açıklama yaptım.ö Ne zaman tam olarak hazır hale gelirsin? Tekrar eski performansını yakalayacağına inanıyor musun? “Dediğim gibi oynama şansına göre değişir bu. Sakatlığım geçtikten sonra tabii ki bakacağım; elimden geleni yapacağım oynamak için. Sonuçta hocanın kendi seçimidir. Yaptığı seçimlere saygı duyuyorum, duymaya devam edeceğim. Hiç bir zaman şikayetim olmadı bu konudan dolayı. Ben çalışmalarıma devam ederim. Bu bakımdan sorun olmaz. Ama dediğim gibi benim tarzım bu. Maç ritmimin yükselmesi için sürekli oynamaya ihtiyacım var.ö Şampiyonlar Ligi’nde Porto’yla çok kritik bir maç var. Takım halinde inanıyor musunuz başarılı sonuca? "Türkiye’de çok zor maçlar oynuyoruz. Takım olarak zor bir sezon geçiriyoruz. Liverpool ve Marsilya galibiyetlerini herkes biliyor. Porto maçında da çok iyi oynadık ama yenildik. Bu maç deplasmanda olmasına rağmen kazanma şansımız yüksek ve ben kazanacağımıza inanıyorum" Lig için neler söylersin? Hakem hataları da hep Beşiktaş’a denk geldi! Şampiyonluk şansı nedir Beşiktaş’ın? "Nerdeyse ilk devre bitmek üzere; önemli olan bu maçlarda en iyi skorları alıp üst sıralara yakın olmamız gerekiyor. Önümüzde koca bir ikinci devre var. 3 puanlı sistemde puan farkının kapanması çok kolay. İkinci yarıda maçları minimum kayıpla kapatarak şampiyon olacağımızı düşünüyorum" Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde içeride iyi, dışarıda kötü sonuçlar alıyor. İngiltere’deki maçta takım nasıl bir ruh halindeydi de böyle bir sonuç ortaya çıktı? "A haberleri'>UEFA Kupası’nda da hemen hemen yine aynı olmuştu. Leverkusen’e karşı hak ettiğimiz turu kendi elimizle vermiştik. Deplasmanda oynadığımız maçlarda zorluk çekiyoruz Avrupa’da. Marsilya ve Liverpool’a yenildik. Özellikle Liverpool’a kabul edilemeyecek bir skorla yenildik. Deplasmanda böyle bir zorluk hissediyoruz" Porto maçını kazanacağız dedin. Bu sıkıntı nasıl aşılacak peki? "İş mantığımda her zaman şu vardır: Ben inanmadığım yerde bulunmam, yaptığıma inanmıyorsam ya o takımda oynamam ya da hiç futbol oynamam. İnanmak lazım, hedef olması lazım. Şu anda en büyük hedefimiz Porto’yu yenmek ve buna bütün takım olarak inanıyoruz" Bobo çok formda. Beşiktaş’a geldiğinde çok genç ve tanınmayan bir oyuncuydu. Bobo’yu nasıl değerlendiriyorsun? İlerleyen dönemde Brezilya Milli Takımı’nda oynayabilir mi? "Bobo iyi bir futbolcu. Verilen şansları çok iyi değerlendirdi bugüne kadar. Ayağına top geldiği zaman son vuruşları iyi yapıyor. Bence doğru yolda. Milli Takım ya da Avrupa için konuşmak yanlış olur; çünkü şu anda beklediğiniz birşey bir sene sonra olabilir, bir sene sonra beklediğiniz birşey şu anda olabilir. Onun için beklememiz gerekir" Taraftarımızla ilgili neler söyleyeceksin; Şampiyonlar Ligi’nde bütün Avrupa’ya konu oldular... “Brezilya’da da buna yakın bir taraftar var. Ligin sonlarında gördük. Flamengo Libartatores Kupası’nı 80 bin kişi önünde oynadı Corintihas da düşme potasında olmasına rağmen son maçlarında 40 bine yakın taraftara karşı oynadı. Futbol sevgisi hemen hemen buraya yakınlık gösteriyor. Ama bizim taraftarımız gibisi az bulunur" Teşekkür ediyoruz… Umarız en yakın zamanda eski performansına kavuşursun ve Beşiktaş yoluna seninle birlikte Şampiyonlar Ligi’nde devam eder. "Ben de aynısını bekliyorum. Ben de bunu istiyorum. Amacım önümüzdeki zaman zarfında Beşiktaş’a hizmet etmek. Oynadığım futbolu devam ettirmek, şans verildiği sürece Beşiktaş için en iyisini yapmak, en iyisini düşünmek, en iyisini hedeflemek; hep birlikte takım arkadaşlarımla birlikte" DHA