'Polat'a ateş ederdim ama...'

'Adnan Polat’ın felsefesi benimkinden farklıydı. Bu yüzden onunla hiç polemiğe girmek istemedim. Birbirimize ateş edebilirdik, ama yapmadık. Çünkü hem ikimiz hem de kulüp zarar görecekti.'

'Polat'a ateş ederdim ama...'

Galatasaray’ın başına geçtiği ilk sezon takımına mucizevi bir şampiyonluk kazandırsa da, bu başarısını Avrupa kupalarına bir türlü yansıtamadı. Sancılı geçirdiği ikinci sezonunda artık el üstünde tutulmuyordu. Kimi zaman futbolcularıyla kavga etti, ama bunu dışarıya hiç yansıtmadı. Taraftar da Şükrü Saracoğlu’ndaki Fenerbahçe derbisinde alnı yarılmasına karşın dik duruşunu posterlerde süslemiş, ‘Sarıyla-kırmızıyla, alnımızın kanıyla’ sloganını üretmişti. Yönetimin yavaş yavaş desteğini arkasından çektiğini hissettiği günlerde FANATİK’e konuşmuş, ayrılık sinyallerini aylar öncesinden vermişti. Sonradan sözleşmesi 1 yıl uzatılsa da, kaçınılmaz son gerçekleşmiş ve sezon bitiminde mukavelesi karşılıklı olarak feshedilmişti. Florya’dan hüzünlü bir şekilde ayrılıp, ülkesindeki çiftliğine dönen Belçikalı teknik adam, şimdi Marsilya’nın başında. İşte, Gerets’ten olay sözler: En büyük hayalim... Hayatımın en güzel günlerini Galatasaray’da geçirdim. Maddi ve manevi olarak çok mutlu oldum. İstanbul gerçekten çok güzel bir şehir ve Galatasaray da bu kente yakışıyor. Hatta Marsilya ile anlaştıktan sonra Beşiktaş’ın da Şampiyonlar Ligi’nde bizim grubumuzda olmasına çok sevindim. Bu sayede İstanbul’u bir kez daha görebileceğim. Hatta kendi kendime, ‘Keşke zaman olsa da Beşiktaş maçı öncesi İstanbul’da 1 hafta kamp yapsak’ dedim. Bütün eski dostlarımla görüşsem, Boğaz’da balık yesem... En çok da Florya’daki personeli özledim. Komşularımı, köpeklerimin bakıcılarını, İstanbul’un sıcakkanlı insanlarını özledim. Hayatımın en büyük hayali Galatasaray’a geri dönmek. İnanıyorum ki, ilerleyen yıllarda Galatasaray’la yollarımız tekrar kesişecek. Böyle bitmesi iyi oldu Takımın başında olduğum sürece Adnan Polat’la hiçbir polemiğe girmek istemedim. Çünkü onun felsefesi benimkinden farklıydı. Birbirimize ateş edebilirdik, ama yapmadık. Yoksa ikimiz de kaybeden tarafa geçecektik. Bu olay da direkt olarak kulübe zarar verecek, rakiplerimizin işine yarayacaktı. Galatasaray’dan asla ve asla kötü ayrılmak istemiyordum. Kötü ayrılmadım da... Son derece duygu dolu bir törenle vedalaştım takımımla. Böyle bitmesi benim açımdan çok iyi oldu. Gönderileceğimi anlamıştım Geçtiğimiz Ocak ayında, gönderileceğimi anlamıştım. Çünkü yönetim gelecekle ilgili planlar hazırlıyordu ve ben kendimi bu gelişmelerin içinde göremiyordum. Birçok karar benden habersiz alınıyordu, bunların içinde transfer çalışmaları da vardı. Ben de neler olacağını aşağı yukarı anladım. Vicdanım rahat çünkü... Benim dönemimde neden yıldız futbolcu alınmadığını anlayabiliyorum. Bu, galiba bir seçim stratejisinin parçasıydı. Ama ben yine de çok mutlu ve vicdanen rahatım. Çünkü Servet, Linderoth ve Lincoln, yönetimden istediğim isimlerin başında geliyordu. Bu sezon başında da bu futbolcularla anlaşıldı ve artık Galatasaray forması giyiyorlar. Bu da benim gönlümü rahatlatıyor. Demek ki doğru şeyler düşünüyormuşum. Hasan pozitif bir deli! Galatasaray’ın her şeyini merak ediyor ve öğrenmek istiyorum. Eski futbolcularımı ve takımın yeni durumunu bana anlattığınız için teşekkür ediyorum. Ancak anlayamadığım tek şey, Aydın’ın Manisaspor’a kiralık olarak verilmesi. Galatasaray’ın bu futbolcudan bu sezon yararlanması gerekiyordu. Hasan Şaş gerçekten çok kaliteli bir futbolcu. Evet, kendisi deli! Ama negatif değil, pozitif bir deli. Bu da futboluna olumlu bir şekilde yansıyor. Bazen kendisini frenleyemiyor, ama çoğu zaman da arkadaşlarını ateşliyor. Uğur çok iyi gidiyor. Özgürcan’ın şanssızlığı ise takımda birçok kaliteli golcü oyuncu olması... Hakan gol atmaya başladı mı? En çok merak ettiğim konu şu; Hakan Şükür gol atmaya başladı mı? Aslında onu yakından takip ediyorum. Yeni transferlerden de tanıdıklarım var. Örneğin Linderoth... O kadar iyi bir futbolcu ki, arka arkaya iki 90 dakika oynayabilir. Galatasaray’ın transferlerini ne kadar akılcı yaptığı buradan anlaşılıyor. Lincoln ve Nonda’nın kaliteleri zaten belli. Tigana sağ olsun... Marsilya’ya geldiğimde tesislerin durumunu görünce çok şaşırdım. Konum olarak Florya Metin Oktay Tesisleri’nin neredeyse aynısı. Hiç yabancılık çekmedim. Marsilya bana teklif getirmeden önce Beşiktaş’ın eski hocası Tigana’ya danışmış. O da sağ olsun, benim hakkımda son derece olumlu şeyler söylemiş. Kendisine teşekkür ediyorum. Fenerbahçe’ye inanamıyorum... Fenerbahçe’nin ligde Galatasaray’ın bu kadar gerisinde kalmasına inanamıyorum. Çok iyi bir kadro kurdular. Basit puan kayıplarını bir türlü anlayamıyorum. Ama Şampiyonlar Ligi’nde durumlarının çok iyi olması, ligde konsantrasyon kaybı yaşadıklarını gösteriyor. Bunu da kısa sürede aşarlar. Beşiktaş bizim rakibimiz olduğu için, fazla bir şey söylemek istemiyorum. Canaydın’la özel anlar yaşadım Özhan Canaydın çok iyi bir insan. Büyük bir kalbi var. Onunla çok özel anlar yaşadım. Beraber üzüntülü, sevinçli ve duygusal anlarımız var. Hastalandığını duyunca çok üzüldüm. İyileştiğini öğrenmek beni çok sevindirdi. Mutlu olmayı gerçekten hak eden, özverili bir kişiliği var. Milli Takım’a üzülüyorum... Milli Takımı’nın durumuna şaşırıyor ve üzülüyorum. Ama bu kadar puan kaybına rağmen halen şanslarının sürmesi, ne kadar iyi bir takım olduklarının işaretidir. Ama bunu kullanmalılar. Eğer teklif gelirse, yanıtım kesinlikle ‘Hayır’ olmayacaktır. Birlikte büyük işlere imza atabiliriz. Ümit Karan’a ince mesaj! Marsilya ligde hak ettiği yerde değil. Ocak’ta birkaç takviye yapacağım ve bunların içinde Türk oyuncular da olabilir. Ümit Karan’la çok sık konuşuyoruz, beni özlediğini söylüyor ve benim özleyip özlemediğimi soruyor. Çok kabiliyetli bir golcü, ama kalitesinin çok altında oynuyor. fanatik
<< Önceki Haber 'Polat'a ateş ederdim ama...' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER