100. yılını kutlamaya hazırlanan taraftarlar yapılan
transferleri sahada göremedikleri gibi,
sezon başındaki iddialı demeçlerin karşılığını bulamamanın şokunu yaşadılar. Saracoğlu'nda
yönetime protestolar başladı ve 100. yıl
takımı için vaad edilenler istendi. Bu maçın üstünden 48 saat geçmeden yönetim kurulu üst üste transfer haberlerini açıklamaya başladı.
Lugano dört gün sonra Sakarya'da sahadaydı. Bir hafta geçmeden Deivid, Edu ve
Kezman'ın da bulunduğu takım 9 Eylül'de
Antalya karşısına çıktı. Bu harekat
Şampiyonlar Ligi isteksizliği olarak da algılandı. Ama gerçekler farklıydı. Roberto
Carlos, Oliviera gibi önemli
oyuncuları almak için bekleyip riske giren yönetim, bu isimlerde başarı sağlamayınca B planına yönelmişti. Kezman'ın transferinde ise ilginç detaylar vardı.
Celalettin Bilgiç'in
akşam üzeri 18.00'de görüşmelerine başlayıp, sabaha karşı 03.30'da sonuçlandırdığı Kezman transferi, "Hemen bir santrfor almamız lazım" acelesiyle yapıldı. Taraflar oturdu, transfer edilebilecek oyuncular tarandı ve
Sırp oyuncu için telefonlar açıldı. Ilk olarak "Deivid mi, Kezman mı?" tercihi yapılmıştı. Ama sonra Deivid'in de alınmasına karar verildi.
6 YILLIK RÖTARLA GELDI
Zico Deivid'i tanımıyordu.
Alex, eski takım arkadaşını
tavsiye etmişti. Kezman ise Ispanya'da kalmak istiyordu. Hocası da vermeye yanaşmıyordu. Kıran kırana pazarlığın sonunda Kezman'a reddedemeyeceği bir
teklif yapıldı: 4 yıl için 12 milyon
Euro. Hollanda'da oynadığı dönemlerden tanıdığı Pierre Van Hooijdonk'u aradı.
Fenerbahçe'nin efsanevi oyuncusu, Kezman'a "Merak etme, paranı alırsın. Imzanı at mutluluğun tadını çıkar. Böyle ortam görmemişsindir" deyince direnç kırıldı. Rapaic de referanslar arasına katılınca Kezman'ın bütün endişeleri giderildi. Fenerbahçe'nin eski yıldızları, 2000'de Mustafa Denizli'nin istediği oyuncunun 6 yıllık rötarla da olsa takıma transferinde etkin rol oynamışlardı.
(
Sabah)