BU MAÇ ÇOK KONUŞULACAK - KARELER İÇİN TIKLAYIN
İşte basında çıkan yorumlar;
Rıdvan Dilmen (Milliyet): Fiyasko
Fenerbahçe'nin ikinci yarı ile birlikte
İstanbul'da oynadığı üç maçta toplam dört pozisyonu yok. Rakip
takımların ise 20'ye yakın pozisyonu var. En büyük fiyasko dün 10 kişi oynayan Belediye karşısında net bir mağlubiyet alınması.
Fenerbahçe'yi ne fizik, ne taktik olarak yıllardır son üç maçtaki kadar kötü görmemiştim. Bireysel anlamda vasat oynayan tek
oyuncu yoktu. Böyle bir takım olabilir mi? Hücum organizasyonu yok, takım
savunması hiç yok. Futbolun temel prensiplerinden eser okunmuyor. Aslında Kadıköy'deki son iki maçta da bunlar yoktu. Volkan'a sığınıp günü kurtardılar.
Abdullah
Avcı, Fenerbahçe'nin zayıf noktalarını, savunma arkasına atılan ara topların
tehlike yarattığını görmüş, iki gol buldu. Takım savunmasını da iyi yaptı. Disiplinli, sakin,
rakipten çok uzun süre eksik oynamasına rağmen
akıllı taktik anlayışı ile bunu örten bir
teknik adamdı.
Fenerbahçe alt yapısından yetişen dört oyuncu vardı Belediye'de. İskender, Efe, Erman, Kerim Zengin. Düşünün bu dört oyuncunun oynadığı takım Fenerbahçe'yi sürklase etti.
Aragones mi! 10 kişi kalan bir rakibe karşı
Güiza ile
Alex'i oyundan çıkaran bir teknik adam için hiçbir şey yazmam
Selim Soydan (Vatan): Pendik'ten Kötü
Dünya üzerinde hiçbir teknik direktörün, elinde Alex gibi bir silahı varken onunla çekişmeye girmeye, girerken de kendi takımına zarar vermeye hakkı yoktur. 102 yıllık F.
Bahçe Kulübü'nde bunu görecek kimse yok mu?
Maça
Semih ile Kazım'ı sokarken, onları oynatabilecek tek adam olan Alex'i çıkarıyorsun. Arkadaş, sen koskoca
F.Bahçe Kulübü ile oyun oynuyorsun. Ama kabahat sende değil, sana bu imkanı tanıyanlarda. Ben Pendik
faciasından beri böyle utandığım bir günü hatırlamıyorum. İstanbul karşısında alınan bu yenilgi, belki de Pendik'ten daha büyük bir facia.
Nedir o Semih'e yapılan, soruyorum
Allah aşkına! Dede'nin acıların çocuğu' Güiza'yı kazanacak diye,
Türkiye Gol Kralı'nı harcamasına neden müsaade ediyorsunuz? 10 kişi kalmış takıma karşı maç 2-0 olduktan sonra
seyirci "3,3,3" diye tempo tutuyor. Belki
mesaj anlaşılmaz endişesiyle "Yönetim
istifa" diye de bağırıyor. G.Saray ile Beşiktaş'ın puan kaybettiği haftada, böyle bir skandal yaşanabilir mi?
Futbol bu, her sonuç olabilir. Görüntü skandal. 8
Şubat 2009 Aragones'in iflas ettiği gündür. Bu
futbolla, bu gerilimle, bu adaletsiz ortamda kimse
şampiyonluk beklemesin. İşin kötüsü F.Bahçe'nin geleceği karanlığa gömülüyor. Kimse bunun farkında değil.
Bir soruyla yazımı bitireceğim:
Çok merak ediyorum. Aragones, devre arasında futbolcularına ne taktik verdi? Medyaya karşı makineli
tüfek gibi kullanılan kulübün internet sitesinden, bir zahmet bunun yanıtını da versinler, herşeyi çok bilenler.
GÜRCAN BİLGİÇ: GÖZ YUMANLAR DÜŞÜNSÜN!
Perşembe günü takım Aragones ezberinden çıkmış rakibi sahasında karşılayıp, oynatmamak üzerine mücadeleye girişmişti. Bekleyen olmaktan çıkarak, isteyen haline dönüşmüşlerdi. Bu görüntünün üstüne İstanbul Belediye maçı öncesinde Olimpiyat Stadı'nda yapılan
antrenman ve yine değişik ortamda düzenlenen
kamp geldi. Artık oyuncuların farklı ve hırslı olacakları beklentisindeydik.
Yine yanıldık. Belediye, Aragones'in " pamukları " arasında ayağa paslarla daha ilk dakikalarda etkili çıkışlar yapmaya başladı. Tek başına Deniz bekliyordu göbekte rakibi. Diğerlerinin (Emre Alex,
Vederson, Deivid) ayağında top olan rakibi ısırması, döndürmemesi, rahat pas kullanmasını engellemesi lazımdı.
Sonucu hiç yazmayacağım. Bu futbolla alınan galibiyetlerin sıkıntısını yazıyoruz zaten aylardır. Neler olacağını gördükleri halde göz yumanların, insanların gözlerini boyayanların düşünmesi lazım sonrasını. Hazır, Belediye de 'çöpleri' toplamışken.
SELÇUK YULA: SABOTE Mİ EDİLİYORUZ (FOTOMAÇ)
Rakip 10 kişi kalmış ve kesin kazanman gereken bir haftadasın. Yapman gereken şey çok basit, tamam bir
sistem tutturmuş gidiyosun, anlamadık ama "Anladık" diyelim. Yahu Semih'i koy Güiza'nın yanına, bakalım ne olacak. Geçen hafta 6 gol yemiş rakibinin bir savunma adamı eksiliyor, sen ofansa bir adam daha al. Yok, Güiza dışarı Semih içeri. O yetmiyor son iki maçtır seni ipten alan Alex'i 58. dakikada dışarı alıyor, yerine Kazım'ı koyuyorsun. "Futbolu bilmiyorsun" diyemem ama Fenerbahçe'yi bilmiyorsun. Bizi de dinlemiyorsun.
Aynı anda yapılan iki penaltıyı görmeyen
Cüneyt Çakır tarihe geçiyor! Hakemler için artık bir şey demiyorum çünkü futbolumuzun çağ olarak da kafa olarak da gerisine kalmışlar. Bakalım medyamız G.Saray maçında
hakemler için gösterdiği hassasiyeti Fenerbahçe için gösterecek mi?
Hani "
Yıldırım'ın
hakemleri" diye atıp tutanlar vardı ya neler yazacaklar? Fenerbahçe'nin hakemlerle şampiyon olacağını iddia edenler de vardı.
Özür dilemesini bilmiyorlarsa onlara tek tek hatırlatacağım.
NECATİ BİLGİÇ: FENER ŞAMPİYON (FOTOMAÇ)
Tarih tekerrür ederse -ki bunu gösteriyor- F.Bahçe ligi şampiyon bitirecek. Zira iki sene önce ligi zirvede bitirdiği zaman da İstanbul Büyükşehir Belediye'ye
Atatürk Olimpiyat Stadı'nda 2-0 yenilmişti. Demek ki bu yıl da tarih tekrar yaşanacak. Şaka bir yana sarı-lacivertli takım geçen hafta rakibinden 6 gol yiyen
İstanbul BŞB karşısında çok baskılı bir futbol oynamasına ve yeter sayıda pozisyon bulmasına rağmen rakibinin duvarını delemedi ve sahadan 2-0 yenik ayrıldı.
Hakem Cüneyt Çakır başarılı sayılacak bir maç yönetti. Gollerdeki ofsaytlarda yardımcılarının hatası vardı. Gösterdiği kartlarda sadece Gökhan Gönül'e çıkan ilk sarı kartta hata yaptı.
HAŞİM ŞAHİN: Peki sorumlu kim? (FOTOMAÇ)
İlk on dakikada 16-17 tane top kaybedince Fenerbahçe, saymaktan vazgeçtim. Oysa son 6 haftada tek galibiyeti bulunan bir rakipti İstanbul BŞB. Ancak orta saha hakimiyeti, pres, dönen topları almak, korner ve pozisyon gibi maçı kazanmak adına faktör sayılabilecek ne varsa, tamamında geride olan Fenerbahçe'ydi ilk yarım saatte.
Aragones genelde futbolcularına
fatura çıkarıyor.
Aziz Yıldırım, geçen senekinden daha kaliteli bir kadroya sahip olduklarını söylüyor. Taraftar ise
sezon başından beri fıtık oluyor oynanan oyundan ve kaybedilen puanlardan ötürü. İyi de ortada bir garabet var. Tanrı aşkına sorumlusu kim, bu iç karartan görüntünün?
DR. GÜRKAN KUBİLAY: Adios Dede (FOTOMAÇ)
İskender'in Büyük lakaplı olanının dünya tarihindeki yeri büyüktür ama, İstanbul BŞB'li İskender'in 5 kişilik, tek hatlı
komik Fener savunmasına attığı gol nedeniyle kendi takımının tarihindeki yeri de büyük olacaktır.
İşin ilginci, sadece oyuncuları değiştiren, 10 kişi karşısında bile çift forvete dönüp, aslında oyuncu değil sistemi değiştirmeyi akıl edemeyen Dede de düşünemiyordu. İkinci gol ofsayttı. Ama bu Fener'in kötü oyununun özrü olabilir miydi? Alexbahçe olmanın yetmeyeceğini
Bursa maçında yazmamış mıydık? Fener'in sorunu "yok çift forvet, yok Semih mi Güiza mı, yok Aurelio'nun yerini doldurulmadı" falan değil. Bir takım ortalama bir maçta 95-110 km arasında koşar. Türkiye'de bunu ölçseler Fener'in 75 km'de kalacağını görürsünüz. Koşamamaktaki asıl etken de hocanın çalıştırma eksikliğidir. Bu takımın bazen iyi oynayacağı ve kazanacağı maçlar olacaktır. Ama bu durum Fener'in şampiyon olamayacağı gerçeğini değiştiremeyecektir. Kupa, Fener için bu sezonun tek çıkar yoludur. Bu saatten sonra yapılacak en doğru iş, daha önce çalıştırdığı 12 takımın 8'inden ilk yılın sonunda ayrılan Aragones'in bu istatisliğini sezon sonunda devam ettirmek ve gelecek sezonun hazırlığını yapmak olacaktır.