Denizli'de
gündem şehitlerimiz... Dolu tribünler yetmemiş, civar apartmanlarda 'beleş localar' oluşmuş. Sallanan bayraklar, atılan sloganlar onlara... Sahaya gelince;
Galatasaray'ın kuralı belli: İyi oynayan formayı kazanıyor. Ama sahadaki kadro 'kura'yı kazanana göre belirlenmiş sanki. Tamam sakatlar var da, neden Şaş sağ bek,
Topal sağ açık? Bunu açıklamıyor! Bir de (güya) ön libero Bouzid var. Şaşkın ördek yavrusu gibi, ördek miyim, kaz mı, yoksa ön libero muyum, forvet mi? Dönüp duruyor. Listeye göre biz Bouzid'i sağ bek, Topal'ı libero beklemiştik. Ama Feldkamp'ın canı polemik istemiş belli ki... Enteresanı, Galatasaray'ın bu 'saldım çayıra mevlam kayıra' taktiği ile golü bulması ve bu 'sistemimsi' şeyi (nispeten) işletmesi... Gerçi kötünün iyiliğini bugün kusursuz olan Şaş ve Nonda'nın ayıp kapatan oyunu sağlıyor. Bir de Denizli o kadar yok ki olmayan Galatasaray'ı bile oynatıyor.
İKİNCİ YARI TEK KALE OYNANDI
İlk yarının 'müsrif'i
Ümit Karan... 16'da Souleymanou'dan söktüğü topla ceza sahasında bir o, bir de
kale kalıyor, ama o dışarı atmayı başarıyor. Beceriklisi ise Şaş... 34'te sağdan ortayı altı pasta Nonda'nın kafasına koyuyor. Ona da golü yapmak kalıyor. İkinci yarıda, Denizli azıcık bastırıyor. Bouzid Yusuf'u indirince
penaltı çalınıyor. Böylece 48'de Denizli'nin beraberlik golünü penaltıdan Kratochvil atıyor. Hemen ardından hocaları 'Beraberliğe razıyım' mesajını Gökhan-Caner değişikliği ile verince Galatasaray tamamen Denizli ceza sahasına yerleşiyor. Tek kalelik maçta sayısız denemelerde başrol Nonda'nın... Kongolu, her pozisyonda kalitesini gösteriyor. 40 dakika süren Galatasaray ablukası 90'da
Santos Karan'ı itip de
hakem penaltı çalınca, Nonda'nın attığı golle bitiyor. Galatasaray koltuğuna tekrar kuruluyor ama
teknik direktörü kafada sonsuz soru işaretleri bırakıyor.
sabah