Herhalde bundan üç yıl önce birisi dünyanın en büyük
yıldızının söneceğini iddia etse, deli diye tımarhaneye kapatılırdı. Topladığı ödülleri koyabileceği ikinci bir ev tutmak zorunda kalacak d
erken başlayan düşüş hikâyesi hâlâ sürüyor. Modern zamanların sanatçılarından,
futbol sahasında sahne alan büyük ustalarından biri olan
Ronaldinho göz göre göre tükeniyor.
İşçi olan babasının kalbi durduğunda sekiz yaşında olan Ronaldinho’nun, abisi Roberto’nun oynadığı Gremio’da başladı serüveni. Sakatlık nedeniyle futbola erken
veda etmek zorunda kalan Roberto’nun gözünün bebeği, kısa sürede sarsmaya başladı samba diyarını. Plajda, salonda, çimde nerede olursa olsun kanıtladığı Tanrı vergisi yeteneğiyle dikkat çeken
küçük Ronaldo, 13ündeyken bir maçta attığı 23 golle manşetlere taşınmıştı. Büyük Ronaldo’dan farkını ortaya koymak da ismine eklenen bir ekle söz konusu oldu, küçük Ronaldo, Ronaldinho bir manada doğmuştu
.
Mısır’da düzenlenen 17 Yaş Altı Dünya Şampiyonası’nda yıldızlaşan Brezilyalı maestronun ünü kısa sürede
yaşlı kıta
Avrupa sınırlarına ulaştı. Gremio’dan kim kopartacak diye papatya falı baktıran kıvırcık saçlı
genç yıldızın tapusunu PSG alıyordu. Arsenal’in göz hapsinde uzun süre tuttuğu top cambazı, birçok yetenekli ötekinin Ada’ya ayak basmasına engel olan
İngiliz çalışma yasalarına takılıyordu. Ronaldinho, Avrupalı olmayan futbolcuların İngiltere’de oynaması için gereken şartlardan son iki yıl içinde
ülke milli takımının yaptığı maçların dörtte üçünde sahne alması şartının kurbanı oluyordu.
Paris gece yaşamında gösterdiği kıvraklığı yer yer yeşil sahalara taşıyamayan yıldız, hocasıyla da
papaz olunca, aynı zamanda ağabeyi olan menajeri bol bol yemeğe çıkıyordu dünyanın dört bir köşesinde. 23 yaşında, David Beckham’a niyet eden
Barcelona Başkanı Laporta’ya kısmet oluyordu 2003’te. İşte Katalan diyarındaki
deniz manzaralı evde sonuçlanacak bu durağı başta nefesleri kesecekti.
Bir adam her maçta ortaya koyduğu performansla insanları büyüleyecek, her 90 dakikayla daha da yükselecekti. Kupaları, şampiyonluklar kovalıyor, Gaudi’nin şehrinde hükümranlığını ilan ediyordu.
Şampiyonlar Ligi zaferine ulaştıktan sonra bir haller oldu Ronaldinho’ya. 2007-2008 sezonuyla beraber futbola olan aşkını kaybetmişti sanki. Antrenmanlara geç kalıyor, yer yer uyumuyordu. Ayrılık çanları çalıyor gibiydi. Zaten ‘Camp Nou’ ‘yaşasın yeni
kral’ demiş ve dünyanın sekizinci harikası Messi’nin egemenliğini kabul etmişti.
Maestro, Barcelona ile oynadığı ilk
hazırlık karşılaşmasında filelerini havalandırdığı Milan’a
transfer olduğunda, herkeste bir şüphe vardı. Büyüsünü kaybetmiş bir sihirbazdı birçokların gözünde. İlk sezonunda 10 gol attıysa da, mazisini arıyor gibiydi. Kaka’nın gidişiyle camiayı toparlar mı derken Milan’ın düştüğü içler acısı hal ortadayken akıllara tek bir soru düşüyor. Acaba 29 yaşındaki yıldız, ülkesine mi dönecek? Cevabı bilinmese de tükenişi futbolseverlerin içini acıtıyor.
TARAF