Kayserispor'un
genç yıldızı ve
kaptanı
Mehmet Topuz, aldığı
transfer tekliflerinin kendisini motive ettiğini açıkladı.
Uzun süredir birçok
takımdan teklif almasına rağmen genç
futbolcu, "Bu ısrarlar beni rahatsız etmiyor. Aksine beni daha iyi motive ediyor" diye konuştu. Mehmet Topuz, Tam Saha Dergisi'nin bu ayki sayısında kendisine sorulan sorulara
cevap verdi.
Kayserispor Turkcell Süper Lig'e son yükseldiği dönemden bu yana çok fazla sayıda
futbolcu kazandırdı Türk futboluna. Sen çıktın, Gökhan
Ünal Kayserispor'da parladı, Kemal ve Kanber var,
İlhan Fenerbahçe'ye gitti. Bir tarafta yeni stadınız yapılıyor. Kayserispor hep olumlu olaylarla gündeme geliyor. Kayseri'de neler oluyor bize biraz anlatabilir misin?
Kayseri'de son birkaç yıldır gerçekten önemli bir gelişme var. Bu açıkça ortada olan bir gerçek. Bu gelişmenin en önemli nedeni Kayseri'de futbola verilen önemin artmasıdır. Daha önce de futbol Kayseri için önemliydi ama kısa süreli başarılar yakalanmıştı hep. Takım bir kez lige çıkınca çok dayanamıyordu, çünkü bunu sağlayacak bir altyapı yoktu. Ama son yükselişten sonra durum değişti. Şu an sağlıklı yükselişini sürdürmek için yıldızlarını satmayan bir takıma kadar ulaştık.
Peki, Kayserispor'un sizi vermemesinin nedeni
şampiyonluğu
hedeflemesi mi? Ya da şöyle sormak lazım, Kayserispor bu
sezon nereyi hedefliyor?
Kulübümüz maddi yönden çok iyi durumda. Bu nedenle yıldızlarını satarak para kazanmak zorunda değil. Bizi satmamasının nedeni yüzde 80 bu mali rahatlıktır.
Ertuğrul Sağlam yönetiminde büyük hedefleri olan bir kulüptük ve en az dördüncülük hesapladığımız bir ortamda bu başarıya ulaşmak için bizlere ihtiyaç vardı. Ben doğru yaptıklarına da inanıyorum. Neticede iki sezon üst üste beşinci olduk.
Şampiyonluk şu aşamada düşünülemez
Bundan sonra düşünülen hedef
şampiyonluk mu? Sizi elde tutarken ve yeni
stat yaparken bunu mu hedefliyor kulüp?
Şampiyonluk bence şu aşamada düşünülemez. "İki sezon beşinci olduk, haydi üçüncü sezon şampiyon oluyoruz" diyemezsiniz. Şampiyonluk zaman ve çaba gerektiren bir olay.
Anadolu kulüplerinden kimse bir anda oynayamaz şampiyonluğa. Bir
gelişim süreci geçirmeleri lazım. Şu anda hedefimiz en az dördüncü olmak. Zaten yöneticilerimizin de bizim önümüze koydukları hedef bu. Kademe kademe bu hedef yükselecek. Bir başarıya ulaşınca bir sonraki hedefi önümüze koymalıyız. Bir de Kayserispor'un bu çıkışını altyapının sağlam olmasına bağlayamayız. Ben altyapı eğitimi almadan amatör ligden Kayserispor'a geldim.
Gökhan Ünal,
Erciyesspor'da oynuyordu ve oradan geldi. İlhan ve Kemal de Erciyesspor altyapısından Kayserispor'a geldi. Yani Kayserispor'un bir altyapısı var ama bizler o altyapının ürünleri değiliz.
Geçen sezonun ortasından hatta başından bu yana sen ve Gökhan her gün bir
İstanbul takımına transfer ediliyorsunuz medya tarafından. Her haber sonrası da Kayserispor "Satmıyoruz" açıklaması yapıyor. Bu sürekli gündemde, gözde olma hali seni nasıl etkiledi?
Beni iyi yönde etkiledi. Hiçbir zaman rahatsız olmadım. Tek rahatsızlığım
yalan haberlerdi. Örneğin "İmza attı" diye haber yazanlar oldu ama ben Kayserispor dışında hiçbir takıma
imza atmadım. Bu tip yalan haberler üzdü beni.
İstenen futbolcu olmak mı seni olumlu etkiliyor?
Tabii. İstenen futbolcu olmak her zaman gurur vericidir. Sonuçta Türkiye'nin en büyük takımları istiyor sizi ve bu da beni çok mutlu eden bir şey.
Ancak sözleşmesi devam eden bir
oyuncusun. Bu ilgi kafanı karıştırmıyor mu?
Ben kendimi biliyorum. Oynadığım kulübü de biliyorum ve bence bu tip teklifler kendisini bilen
futbolcuları çok etkilemez.
Peki, gitmek isteyip bir gidememe durumu söz konusu mu? Bir gönülsüzlük var mı?
Yok. Öyle bir şey asla söz konusu değil. Ben profesyonel bir futbolcuyum. Kayserispor için elimden gelenin her zaman en iyisini yapmaya çalışırım. Zamanı gelince ben de gideceğim elbette. Ama biraz daha vaktim var.
Oraya Cumhurbaşkanlarının resmi asılırdı
Kayserispor, sen ve Gökhan için bilboardlar astı şehrin dört bir yanına. Türkiye'de ilk defa böyle bir şey oluyor. Bu da gurur verici bir şey olsa gerek.
Bilboardlardan ziyade, bizim Kayseri'de meydanda bir kalemiz var. Oraya kocaman fotoğraflarımızı astılar. Bu zamana kadar hep Cumhurbaşkanlarının, Başbakanların fotoğrafları asılırdı oraya. Aynı yerde kendi fotoğrafımı görünce içim bir garip oldu. Çok mutlu oldum. İyi oldu yani (Gülüyor).
Türkiye'de beşinci bir takımın şampiyon olması sence mümkün mü?
Zor, çok zor. Şimdi Kayseri'nin stadı yapılıyor. Allah'a çok
şükür iyi de bir kadromuz var. Genç bir
teknik direktörümüz var. Maddi sıkıntımız yok ama bunlar tek başına yetmiyor. Daha çok desteğe ihtiyacımız var. Ciddi bir
seyirci sıkıntısı yaşıyoruz. Şampiyonluk isteniyorsa bütün şehrin bunun için kenetlenmesi lazım. Biz iki sezondur ligi beşinci bitirmişiz, bu sezon sahaya daha yukarıları hedefleyerek çıkıyoruz ama seyirci sayısı 4-5 bini geçmiyor.
Bunun sebebi ne?
Çaba var ama bir türlü arzu ettiğimiz seyirci sayılarını görmüyoruz. Ben buna rağmen gelen
taraftarlarımıza çok teşekkür ediyorum. Çünkü onlar iyi günde, kötü günde her zaman bizi destekliyorlar. Diğerleri ise sadece küfretmeye geliyorlar zaten. Öyle seyirci istemiyoruz. Küfredeceklerse hiç gelmesinler daha iyi.
Anadolu kulüplerinde oynayan futbolculara dönük bir medya ilgisizliği söz konusu sanki. Gökhan Ünal da bundan şikâyetçi olmuştu. "Ne yaparsak yapalım bizi görmüyorlar" diyordu. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Bazen görüyorlar ama bu çok sık olmuyor. Anadolu takımlarına baktığımızda bize gösterilen ilginin iyi düzeyde olduğunu söyleyebilirim. Ama büyük takım farkı diye bir şey gerçekten de var. Büyük takımda sürekli yedek kalan bir futbolcu bizden daha fazla yer buluyor basında. Milli Takım'a geldiğimiz için biz yine de göz önünde duruyoruz. Ama medya futbolcuya bakmıyor Türkiye'de, takıma bakıyor. Öyle olunca ne yaparsan yap arka planda kalmaya mahkûmsun. Oraya gidince manşete çıkarsın ama.
Çok genç yaşta Kayserispor'un kaptanı oldun. Bu senin için ağır bir sorumluluk değil mi?
Bu benim Kayserispor'daki 9. sezonum. Ben bu takımın her gününü gördüm. Her gününde de buradaydım. En iyi ve en kötü dönemini yaşadım. Benden önce kaptanlık yapmış ağabeylerimden çok
ders aldım. Çok rahatım o yüzden ve üzerimde bir
baskı yok.
Bu kadar uyumlu bir kadro kurulamaz
Peki, bir kaptan neler yapar?
Aslında bizim takıma kaptanlık yapmaya gerek yok. Ne kadar uğraşırsan uğraş bu kadar uyumlu bir kadroyu bir araya toplayamazsın. Çok düzgün kişilikli ve karakterli oyunculardan kurulu bir takımımız var. O yüzden bana çok iş düşmüyor kaptan olarak.
Sen çok düzgün, sessiz, sakin bir insansın ama sahada bazen kontrolden çıkıyorsun. Geçen sezon saha içinde takım arkadaşın Fatih Ceylan'la tartışmıştın. Bu sezon başı da
hazırlık maçında Emre Toraman'la bir tatsızlık yaşadınız.
Emre Toraman'la yaşadığım olay garip. Ben oraya
kavga için gitmedim ki. Oynamıyordum ben maçta. İki oyuncu kavga ediyordu, ben ayırmaya gittim. Tam ayırdık, saha içinde normal sohbet ediyoruz, biri geldi ve bana vurdu. Ne olduğunu bile anlayamadım. Ondan sonra ortalık karıştı. Fatih Ceylan'la ise
Gaziantepspor maçının son dakikasında tartıştık. Ben ona pas verdim son dakikada, o da bana "Neden kaleye vurmuyorsun?" diye kızdı. Yani, neden ben atmıyor muşum golü? Tamamen takımın çıkarı için yapılmış bir tartışmaydı.
Senin en büyük yeteneklerinden birisi de frikik vuruşları. Geçen sezon çok sayıda frikik golün vardı. Bu çalışarak gelişen bir yetenek. Sen neler yapıyorsun bu yeteneği geliştirmek için?
Her
antrenmandan sonra yarım saat şut idmanı yapıyorum. Hem hareketli hem de duran toplarla çalışıyorum.
Örnek aldığın kimse var mı bu vuruşları yaparken?
Yok. Ben çalışa çalışa öğrendim frikik atmayı. Çalışarak da geliştirmeye uğraşıyorum.
Ertuğrul Sağlam döneminde belirli bir seviyeye gelmiş bir takımınız vardı. İleride oynayıp top yapmaya çalışan bir takımdınız.
Tolunay Kafkas yönetiminde bu oyun yapınız devam ediyor. Sen bu düzenden memnun musun?
Oyun yapısında Ertuğrul Hoca'nın büyük payı var. Bunu hiç kimse yadsıyamaz. Biz onun döneminde hep pasa yoğunlaşan bir antrenman sistemi izliyorduk. Tolunay Hocamızın ise çok hırslı bir yapısı var ve bize de agresif bir oyun yapısı aşılamaya uğraşıyor.
Futbolcular arasında fark yok
İstanbul deplasmanlarında bile evinizdeki gibi hücum ağırlıklı oynayabiliyorsunuz. Aslında bu özlenen ve istenen bir şey ama doğrusu her Anadolu takımı da uygulayamıyor. Siz bu cesareti nereden buluyorsunuz?
Bizim için büyük takım-
küçük takım ayrımı yok. Biz
rakip takımla formaları değiştirsek aynı şey çıkar ortaya. Ben bunu takım arkadaşlarıma hep söylüyorum. Oyuncular büyük takımları gözlerinde büyütmemeli. Hepsi aynı sonuçta. Bu kafa yapısını değiştirmek lazım.
Seni farklı pozisyonlarda görüyoruz zaman zaman. Sağ kanat, defansif orta saha, forvet arkası
Bunu nasıl başarıyorsun?
Kayseri'de sadece kalecilik yapmadım. Diğer her pozisyonda oynamışlığım var. Sol bek, stoper, forvet. Nasıl yaptığımı ben de bilmiyorum.
Yetenek sanırım. Bir kez stoper oynadım. Orada bile çok iyi performans göstermiştim.
Şu sorunun cevabını pek çok kişi merak ediyor. Mehmet Topuz'un bundan sonraki hedefleri nedir?
İlk hedefim Ocak veya sezon sonuna kadar Kayserispor'u en iyi yere getirmek. Ondan sonra ne yapacağımı düşüneceğim.
Gökhan'la senin moralin önceki yıllara göre biraz bozuk sanki. Tadınız biraz kaçmış galiba.
Tat kaçması demeyelim de bazen pek çok şey üst üste biniyor. Bu da moral bozuyor elbette. Mesela şampiyonluğa oynamak istiyorsun, takım çok iyi ama güçlü bir taraftar desteği yok. Bir de medyada yanlış şeyler yazılınca insanın morali ister istemez bozuluyor.
Seni ve Gökhan'ı bırakmadılar ama İlhan'ı Fenerbahçe'ye gönderdiler. Bunu neye bağlıyorsun?
Kulüp İlhan'a istediği parayı vermedi. Anlaşamadılar ve bir
bonservis bedeli belirlediler. Bu bedeli getiren kulübe de İlhan'ı sattılar. İlhan gerçekten iyi bir futbolcu. Kafa vuruşları iyidir, tek vuruşları iyidir. İnşallah Fenerbahçe'de şans bulur ve başarılı olur.
Lig nasıl gidiyor sence?
Diğer takımlarla ilgili yorum yapmayayım ama biz en kötü ihtimalle dördüncü oluruz.