Sarı-kırmızılı kulübün
İngiliz ekibi Sunderland'den 4 yıllığına renklerine kattığı 27 yaşındaki orta saha
oyuncusu
Cana,
Galatasaray TV'de yayınlanan ''info@son
aslan'' programının
canlı yayın konuğu oldu.
Lorik Cana, ''
Savaş topraklarında doğmuş bir oyuncu. Zoraki göç var ve akabinde de bugün gelinen noktada savaşçı bir orta saha kimliğini görüyoruz. Kendisi bu oynadığı oyun biçimi ve
yaşam tarzı arasında bir bağ kuruyor mu?'' şeklindeki bir soruya şu yanıtı verdi:
''Bu savaşçı yapım tarihte yaşananlardan kaynaklanıyor olabilir. Onun haricinde ülkemin, herkesin beni seyrettiğini biliyorum. Bu Fransa'da oynarken de İngiltere'de oynarken de böyleydi. Burada oynarken de böyle olacak. Onlara karşı bir sorumluluğum da var. Her zaman bir lider yapım var. Takımın içinde lider olmak bana çok büyük bir haz veriyor. Burada Galatasaray formasıyla da bunu kesinlikle yapacağım. Eğer bir savaşa gidiliyorsa ilk başta ben gideceğim. Lider yapımı burada da devam ettireceğim.''
-''TÜRK İNSANINA YABANCI DEĞİLİM''-
Transferin gerçekleşmesi nedeniyle çok mutlu olduğunu söyleyen Cana, ''İstanbul'a çok
yabancı değilim, Marsilya'da forma giyerken
Şampiyonlar Ligi maçı için buraya geldim, aynı zamanda
Arnavutluk Milli Takımı formasıyla da burada maç yapma şansı buldum. Türk insanına da çok fazla yabancı değilim, mantalitelerini, ne kadar tutkulu olduklarını biliyorum. O yüzden kendimi çok iyi hissediyorum ve bir an önce antrenmanlara başlamak istiyorum'' ifadelerini kullandı.
Arnavut oyuncu,
transferin gerçekleşme süreciyle ilgili bir soru üzerine ise şunları kaydetti:
''Burada olduğumdan dolayı çok gururluyum. Bir
Premier Lig
takımının kaptanı olarak bırakmak tabii ki kolay değil. Sonuçta belli bir
taraftar grubuna hitap ediyorsunuz, takım arkadaşlarınız, başkanınız var. Marsilya'dan Sunderland'e transfer olduğumda, ilerleyen zamanlarda iyi bir
teklif gelirse bana kolaylık göstereceklerini, bırakabileceklerini söylemişlerdi. Böyle bir kolaylık vardı. Galatasaray gibi büyük bir camiadan teklif gelince de bunu yerine getirdiler. Transfer çok çabuk gerçekleşti. Bu ayın başında bir teklif aldım ve süreç o şekilde ilerledi.''
Türkiye ile Arnavutluk arasındaki mesafenin kısa oluşunun kararını etkilediğini, anlatan Cana, ''Burada kendimi Arnavutluk'un bir elçisi olarak görüyorum. Daha önce de oynadığım kulüp ve ülkelerde bu misyonu üstlenmiştim. Burada da buna devam edeceğim, elimden gelenin en iyisini yapacağımı düşünüyorum. Zaten Türkiye ve Arnavutluk arasındaki ilişkileri hepimiz biliyoruz. Burada yaşayan birçok Arnavut var. O yüzden hiçbir sıkıntı çekeceğimi düşünmüyorum'' diye görüşlerini aktardı.
Galatasaray'ın büyük bir tarihe ve çok tutkulu taraftara sahip bir kulüp olduğunu belirten Lorik Cana, ''Galatasaray'ın bu sebeplerden ötürü benim için çok ideal bir kulüp olduğunu düşünüyorum. Daha önce
Paris Saint Germain'den Marsilya'ya giderken, oradan Sunderland'e transfer olurken de kolay olmamıştı, buraya gelişimde de hitap ettiğim taraftar grubunu bırakıp gelmek zor oldu. Ama sonuçta Galatasaray gibi, tarihi ortada olan büyük bir camiaya geldim, burada
futbola olan tutku da ortada'' dedi.
< b> -''TOPA KARŞI SERT OLMAK BENİM OYUN KARAKTERİMİN BİR PARÇASIDIR''-
''Topa karşı sert olmak benim oyun karakterimin bir parçasıdır. Burada da öyle olacağım'' diyen Cana, ön liberonun önemli bir pozisyon olduğunun altını çizerek, ''Çünkü takımı organize etmeniz gerekiyor. Hocanın isteklerini mutlaka sahaya yansıtmanız gerekiyor. Ben de elimden gelenin en iyisini yapacağım ve o oyun içindeki sertliğimi de sürdüreceğim'' dedi.
Cana,
babasının da daha önce Türkiye'de futbol oynadığının hatırlatılması üzerine şunları kaydetti:
''Bu transfer kararını tabii ki hep birlikte verdik, babamın tabii ki bir etkisi var. Kendisi Türkiye'de de oynadı,
Türkçe de biliyor. Sadece bu transfer kararında değil kendisi futbola başladığımında beri sürekli benim yanımda, her türlü kararı birlikte alıyoruz. Kendisi bir baba gibi değil, bir hoca gibi, bir antrenör gibi sürekli benim yanımda olmuştur. Galatasaray'dan teklif aldığımda da kendisi ile sürekli irtibat halindeydik, kendisinin de desteği oldu.''
-''HEM SERT OYNAMAYI, HEM DE HIZLI OYNAMAYI SEVİYORUM''-
Lorik Cana, oyun tarzı hakkındaki bir soruya ise şu yanıtı verdi:
''Tabii ki
futbolcuları sınıflandırabilirsiniz. Bazı
futbolcular daha
teknik oynar, bazısı ise sert oynar, ben kendimi mental olarak güçlü oyuncular sınıfına koyuyorum. Çok güçlü olduğumu düşünüyorum. Saha içinde ve dışında her zaman takımıma
hizmet etmeyi düşünen mental bir yapım var. Futbol karakteristiği anlamında konuşursak hem sert oynamayı, hem de hızlı oynamayı seviyorum. O yüzden
Premier Lig bana uygun bir ligdi diyebilirim.''
Yeni takımının
teknik direktörü Frank
Rijkaard ile çalışmanın kendisi için inanılmaz bir tecrübe olacağını vurgulayan Cana, ''Rijkaard'ın kariyerine baktığımızda inanılmaz başarılarla dolu bir hoca. Şampiyonluklar, Dünya Kupaları. Mutlaka onunla çalışmak çok zevkli olacaktır. Ben öğrenmenin yaşının olmadığına inanıyorum. Bu bağlamda da Rijkaard'dan öğreneceğim çok şey olduğunu düşünüyorum'' dedi.
-TÜRK FUTBOLU HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ-
Galatasaray'ın yeni transferi Cana, Türk futbolunun çok büyük bir geleceğe, çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Arnavut futbolcu, Türk futboluyla ilgili görüşlerini şöyle sıraladı:
''Türk futbolunun çok büyük bir geleceğe, çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Daha önce Arnavutluk Milli Takımı'yla buraya gelip Türkiye'ye karşı oynama fırsatı buldum. O yüzden Türk futbolunun seviyesi hakkında bilgim var. Üç büyük kulübün de televizyondan
Avrupa kupalarındaki maçlarını
izleme şansım oldu. Onlardaki potansiyeli de görme şansım oldu. Türkiye'ye gelen birçok yabancı
yıldız var. Bunlar birleşince seviye artıyor. Ama benim kişisel düşüncem
Turkcell Süper Lig'in çok önemli ve çok güzel bir geleceğe sahip olduğu.''
Galatasaray Kulübü'nün kurucusu ve ilk başkanı Ali
Sami Yen'i tanıdığını anlatan Cana, ''Ali Sami Yen ve özellikle babası Arnavutluk için çok önemli insanlar. Kulübün kuruluş öyküsünü de biliyorum. Öğrencilerle beraber nasıl kurulduğunu biliyorum. Bu da tabii ki bir kader. Bu şekilde birleştirdi ve Galatasaray'a geldim. Ali Sami Yen'den dolayı Galatasaray'a olan bir sempatim vardı'' dedi.
Öte yandan, Arnavut futbolcu Galatasaray formasını giyerken, teknik direktör Rijkaard'la da tesislerde bir araya geldi.